Demon 'Jikook

22/ Bambaşka bir adam

Aklımdan çıkmıyor...

Aklım çıkıyor, o çıkmıyor. Ölüm de değildi bizi ayıran, yazık oldu; gençliğimize, sevgimize, ömrümüze, günlerimize...

Yazık oldu sevgilime.

Geçen gün Hoseok'la görüşmek zorunda kaldım. Anladı, Jimin'i sormak için çırpındığımı. Unut dedi, öl deseydi acır mıydı içim böylesine? Unutmaya çalışsam da beceremezdim. Hafıza silen bendim, keşke bu gücüm Jimin'in olsaydı diye düşünüyorum bazen.

Belki bana acı çektirmemek için hafızamı silmesine izin verirdim?

O mutlu.

Bir daha karşısına çıkma Jungkook, kendini toparladı.

Unutuyor seni.

Teşekkür ederim, ona yaşama şansı verdiğin için.

Senin sayende mutlu, sevgilisi var, ailesinin yanında ve okuluna devam ediyor.

Benim sayemde...

Benim sayemde ölüyorum. Sevgilisi var cümlesi aklımdan çıkmıyor ki hiç. Onu düşündüğüm an nefes alamaz oluyorum. Sanki koskoca bataklıkta tek başıma çırpınıyorum, çırpındıkça da batıyorum.

Napayım? Geçmişe de dönemiyoruz ki? Oturup ağlamaktan başka ne yapayım? Günün birinde her şey dünde kalacak. O gün öleceğim veya hayata tekrardan döneceğim gün olacak.

"Gelebilir miyim?" Kapıyı tıklatmadan içeriye giren Namjoon'a kaşlarımı çattım. "Kapıyı birkaç kez tıklattım, ses gelmeyince de girmek zorunda kaldım." Mahçup bir ifadeyle biraz da endişeyle baktı gözlerime. Jimin'in gidişinden sonra herkese öfkeliydim lakin bu endişe ondan kaynaklı değildi.

Kötü bir haber çıkacaktı o pek işlevi olmayan dilinden.

Karşımdaki koltuğu gösterdim, hızlı adımlarla oturup vücudunu bana çevirdi. Odam karanlıktı, sigara kokuyordu, ölüm kokuyordu.

"Vampirler başımıza iş açıyorlar-"

"Tanrım, senin halkın ne zamandan beri beni ilgilendirir oldu?"

"Sadece dinle tamam mı?" Gözlerini uzun uzun kapatıp bir dal sigara yaktı. O sırada eline eklenen yeni dövmelere göz attım. "Bu sadece beni veya Jin'i ilgilendiren bir konu değil. Bu seni de ilgilendiriyor."

Jimin'in bir vampir olduğu aklıma geldi, gözlerim dolu dolu bir dal sigara yaktım.

"Eğer konu Jimin ise duymak istemiyorum-"

"Bizi açık açık tehdit etti."

İşte benim adamım.

Gülümsememi gizlemeye çalıştım, ne kadar güçlü bir adam olduğunu görmek ve bu süreçte yanında olmak çok isterdim.

"Bu hoşuna gidecek bir durum değil Jungkook. Seni de tehdit ediyor."

"O beni yenebilir mi Joon?"

"Şu haline bak." Dedi imalı gülüşüyle birlikte. Gözlerimi kaçırıp sigaradan bir duman aldım. "Adını duyunca elin ayağın birbirine dolanıyor, istese seni elinde oynatır."

"Aşk başka iş başka." Saatler önce koyduğum biranın kalanını kafama dikip arkama yaslandım. Karanlık oda duman içindeydi, camdan giren az buçuk ışığa da ihtiyacım yoktu zaten.

"Onunla yüzleşebilecek misin?"

"Beni ne sanıyorsun? İki söze tav mı olacağım?"

"Seni tanıyorum Jungkook."