13-Mecbur

92.6K 5.5K 1.2K
                                    

Ve birer birer sönüp gitti gökyüzündeki yıldızlar.. Çünkü kalbi sökülüp atılmış bir Gece'ydim şimdi ve karanlığımla boğmuştum her birini. Zifiriye bürünmüştü tüm dünya.. Benim tüm dünyam..

Nasıl bulacaktım yönümü? Ne tarafa gitmeliydim? Gece'nin en Doğu'suna mı? Daha neler? O yön benim için geri dönüşsüz bir şekilde kapanmıştı artık.

En azından bu geceyi geçirebilecek bir otel bulmalıydım kendime. Öğretmenevi? Evet.. Harika fikir..

Karların üzerinde sürüklediğim valizimi bagaja atıp kemanımı arka koltuğa bıraktım ve direksiyona geçtim. En son Yağız'ın değdiği direksiyona..

Yola çıkmadan önce Candaş'a mesaj atıp müsait olduğunda beni aramasını istedim. Çok geçmeden öğretmenevine geldiğimde, bir oda tutup valizimi sürükleyerek çıkardım. Odam çok matah değildi ama idare edebilirdim. En azından kendime yeni bir ev bulana kadar..

Başımı yastığa koyup bir süre düşündüm.. Babamın bizi koruma çabasını anlıyordum ama böyle bir şeyi gizlemesi büyük bir hataydı.. Annem, bunu duyduğunda çok öfkelenecekti. Beni Ankara'ya çağıracaktı, hatta Doğu'nun yanından ayrıldığımı öğrenir öğrenmez soluğu yanımda alacaktı kesin.

Peki ya Doğu?

Gerçekten onun için bu kadar değersiz miydim? Sadece bir görevden mi ibarettim? Bu zamana kadar sadece bu yüzden mi endişelenmişti benim için? Başarısız olmamak için mi?

Yaşattığı her şey, yaşadığımız her şey kocaman bir yalan mıydı? Bu yüzden mi çiçekler, taşlar getirmişti? Anlamayayım, sorgulamayayım diye gözümü boyamak için mi?

Başarılı da olmuştu üstelik.. Nasıl da kanmıştı benim aptal kalbim. Her şeyi nasıl da istediği yere çekmişti? Ah Gece.. Hiç mi akıl yok sende? Sanırım Candaş'ın söylediği gibi safozsun sen..

Gözlerimi ne zaman kapatsam ailemi görüyordum.. Toprak daha çok küçüktü.. Defne savunmasızdı.. Babam onları nasıl koruyordu? Dahası, bu adam bizden birini bulduğunda ne yapmayı planlıyordu?

Kapım tıklatıldığında korkuyla zıpladım. Ben bu ödleklikle, boş yere mi kafa tutmuştum acaba Doğu'ya? Belki de ben de onun gibi sadece bir görev olarak görmeliydim onu.. Beni koruyan sıradan bir çalışan gibi..

"Kim o?" dedim yavaş adımlarla kapıya gidip.

"Nazlı ben." Duyduğum isimle, sırtımı kapıya yaslayıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Islak ve güçsüz gözlerimi..

"Nazlı.. Kusura bakma n'olur. Şu an hiç müsait değilim." dedim sesimi güçlü tutmaya çalışarak.

"Ben de tam olarak o sebepten buradayım. Aç hadi kapıyı."

"Yalnız kalmak istiyorum."

"Burada mı?" Derin bir nefes alıp pes ederek kapıyı açtığımda Nazlı bana gülümsedi ve bilin bakalım yanında kim vardı?

"Selam yenge. İyisin inşallah?" dedi Asaf.

"Hiç bu kadar iyi olmamıştım Asaf." dedim gözlerimi devirerek.

"Toparlan hadi, gidiyoruz."

"Ben hiçbir yere gelmiyorum. O komutanına da söyle, görevi bitti. Kendi başımın çaresine bakabilirim."

"Ondan yana şüphemiz yok ama sen yine de toparlan hadi. Nazlı'm da yalnız zaten, onunla kalırsın. Benim de aklım kalıyordu biliyor musun?"

"Bu yalan daha önce kullanıldı yalnız. Yemezler artık." dedim kollarımı göğsümde kavuşturup.

Gecenin En DoğusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin