6. Bölüm-Morgana
Bir sonraki gün Merlin oldukça isteksiz uyanmış, Prens Arthur'un odasına kahvaltısını hazırlayarak yollanmıştı. Henüz uyanmamış prensi görünce yemeği masaya bıraktı aklına gelen şeyle sırıtarak. Keyifli bir şekilde ıslık çalarak perdeleri açıp güneşin içeri girmesine izin verdi.
"Ah, ne de güzel güneşli bir gün! Uyanma vakti prensim!" Abartılı şekilde bağırarak söylediği şeyle güneşten rahatsız olarak kıpırdanmış olan Arthur bu sefer sıçrayarak uyanmıştı. Bir an kötü bir şey olduğu için bu gürültü var zannetmişti ama yeni hizmetkârı olduğunu anlayınca somurtarak ona ters ters bakmaya başladı. Ona kızacak bir şeyler ararken hiçbir şey bulamamıştı, kahvaltısı hazırdı. Sinirle kalkarken yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Merlin hazırladığı suyu eline dökerken ve onu giydirirken yine çok dikkatliydi. Bu durum onu daha çok sinirlendirirken kahvaltısına oturdu. Ağzı kulaklarında sırıtan Merlin ona tuhaf bir şekilde Emery'i hatırlatmıştı. İkisi de sinir bozuculukta birbirleriyle yarışırdı. Aklına gelen soruyla yemek yemeyi bırakmış ona dönmüştü.
"Emery diye birini tanıyor musun?" Emery'i ifşa edip etmemeyi umursamayarak söylemişti çünkü zaten eğer Merlin ona zarar verecek ya da buna vesile olacak biri olursa burnundan getirirdi. Buna asla izin vermezdi. Bu yüzden sormakta bir sakınca görmüyordu. Suratındaki sırıtma yok olan Merlin merakla sordu.
"Eğer tahmin ettiğim Emery ise siz onu nereden tanıyorsunuz?"
"Yeni gelen genç bir kız, Percival vasıtasıyla tanıştık. Oldukça yakın duruyorlar." Bu genç adamın tepkisini ölçmek içindi, eski bir aşığı olup olmadığını merak etmişti. Merlin'in yüzünde kesinlikle kıskanç bir ifade vardı ama aynı zamanda öfke doluydu da.
"Onu nerede bulabileceğimi biliyor musunuz peki?" Arthur kaşlarını çattı.
"Ben sana soru sordum hala cevaplamayıp beni sorguya çekiyorsun. Nereden tanıdığını söyleyecek misin?" Merlin ona cevap vermemiş hemen çıkışa yönelmişti.
"Üzgünüm, benim acilen gitmem gerek. İzninizle." Arthur onun Emery'e zarar vereceği korkusuyla hemen ayaklanmış, peşinden gitmeye başlamıştı. Genç hizmetkâr kendinden beklenmeyecek şekilde hızlıydı. İçtima alanına vardıklarında Percival'in, Emery'le kılıç dövüşü yaptığını gördü.
"Emery!" Emery adının seslenilmesiyle durmuş, bunun abisinin olması ise donup kalmasına neden olmuştu. Percival'de şaşkınlıkla Merlin'e bakarken, Arthur hemen Emery'nin önüne koruyucu bir tavırla geçmişti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Arthur sinirle Merlin'i ittirirken, Merlin bunu çok takmamış bakışları hala Emery'deydi.
"Sana inanamıyorum! Annem nasıl korkmuştur! Başına bir şey gelebilirdi, böyle bir şeye nasıl cesaret edebilirsin?" Dedikleriyle diğerleri ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bakarken, Emery öne atılmıştı. Daha doğrusu denemişti, kötü bir şey olacağını düşünen Arthur geçmesine izin vermemiş ama bu Merlin'i daha çok sinirlendirmişti. "O benim kardeşim! Bu dünyada ona en son zarar verecek kişi bile değilim!" Hem Arthur hem de diğer şövalyeler şok olmuş bir şekilde bakıyordu.
"Merlin, özür dilerim tamam mı? Ama mecburdum! Benim ne istediğimi ikinizde umursamıyorsunuz!" Ama Arthur bunu duymamış gibi ikisini işaret ederek konuştu.
"Yani siz ikiniz kardeş misiniz?" İkisi de onu pek takmamış gibi tartışmaya devam ediyordu.
"Daha ne isteyebilirsin ki? Mükemmel bir hayatın var zaten! Köydeki herkes sana bayılıyor, küçüğünden yaşlısına herkes! Her istediğini yapıp, bir şekilde sıyrılıyorsun! Kimse sana tek kelime bile etmiyor, eninde sonunda her istediğin oluyor! Ama bu kez değil, tamam mı? Bu kez değil." Arthur bile susmuş her ikisini dinliyordu, konuşma bu sefer onun da dikkatini çekmiş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camelot'un Düşüşü
FantasíaGenç kız kimsenin dokunamadığı, dokunanın kılıcın gücü tarafından itildiği kılıca hiç düşünmeden elini attı. Vücuduna yayılan elektriklenmeyle gözleri büyüdü. Ama bu canını yakmamıştı, gıdıklayıcıydı. Eline aldığı kılıçla gözlerinde mavi bir ışık ya...