Ve işte yeni bölüm!
54. Bölüm – Kimsin Sen?
"Emery! Neredesin sen? Her yerde seni arıyoruz!" Arthur endişeyle yanında sarışın bir kadınla gelen küçük kızını kucağına aldı. Gözleri sorguyla kadına dönmüştü.
"Onu ormanda buldum. Annesi için çiçek topluyormuş. Bende onu buraya getirdim. İyi ki göle düşmemiş. Yoksa bu soğukta hasta olurdu." Büyü yaptığı anlaşılmasın diye söylediği şeyden sonra kadın küçük kıza dönerek göz kırpmıştı.
"Peki, sen kimsin?" Kadın uzun bir süre Arthur'un gözlerinin içine bakarak durmuştu. Genç kral kadında tuhaf bir tanıdıklık hissi alsa da görmezden gelmişti.
"Sadece yolu Camelot'a düşmüş bir yabancı. Babam bir şifacı, onun için diyar diyar dolaşarak otlar topluyorum." Arthur cevap veremeden arkadan Morgana'nın sesi gelmişti.
"Arthur hadi. Yıldönümü merasimi başlamak üzere." Halka kapalı tören başlamıştı. Sadece kraliyet üyeleri vardı. Sonuçta Emery'nin son yaptıkları kabul edilemezdi. Onu bir kraliçe olarak kabul etmeyen çoktu ama bunu sesli söylemeye cesaret edemezlerdi. Bazıları dışında.
"Öyle bir canavara sırf Arthur seviyor diye böyle saygı göstermek çok saçma. Ölümü bir lütuftu, yas duyulmaması lazım." Gwen, yanında duran abisine öfkeyle söylendi. Abisi Emery'i öldürdüğü için şövalyelikten atılmıştı, kraliyete göre canının bağışlanması bir lütuftu. Kızkardeşinin aksine Elyan yaptıklarından pişmandı. Arthur'u da Emery ile öldürmüştü, o eski neşeli dostlarından eser yoktu. Küçük bir çocukta öksüz kalmıştı.
Kızkardeşine bir an da bir fare musallat olduğunda Elyan şokla geriledi. Fare kardeşinin saçlarına yapışmış, onu çekiştiriyordu. Gwen'in çığlığına şaşkın bakışlar dönerken fare bir an da yok olmuştu.
"Canını almadan defol şuradan!" Uther öfkeyle bağırdığında Gwen utanç ve korkuyla kuyruğunu kıstırıp kaçmıştı. Küçük Emery, Gwen'i gülerek izleyen kadınla gözgöze geldiğinde şaşkınlıkla bakmıştı. Babasının omzuna dokunmasıyla elindeki çiçekleri annesinin mezarına bırakıp babasının yanında yerini tekrar almıştı. Tören bittiğinde koşarak genç kadının yanına gitti.
"Gwen'e büyü mü yaptın?" Kadın omuz silkerken kızla birlikte yürümüştü.
"Nerede, nasıl konuşması gerektiğini öğrenmesi gerekiyor gibiydi. Eğer bunu yapmasını bilmiyorsa tamamen susmalı."
"Sürekli annemi kötülüyor. Onu sevmiyorum. Üstelik babama çok yakın davranıyor. Onun annem olmasını istemiyorum." Kadın'ın gözleri sinirle parlamıştı.
"Asla olamaz. O aptal hizmetçi yerini bilecek." Emery omuz silkip onun elini tuttu. Arthur peşlerinden gelmişti.
"Hey, adını söylemedin!"
"Alissa. Benim adım Alissa." Alissa yine gözlerine uzun uzun baktığında gözlerini ilk kaçıran Arthur olmuştu.
"Baba, Alissa gidene kadar burada bizimle kalabilir mi? Lütfen!" Arthur bir yabancıya güvenmek konusunda çok emin olamasa da sonuçta kadın kızının hayatını kurtarmıştı. Kızını kırmak istemiyordu.
"Sadece bir süre. Bitkilerini topladıktan sonra gideceksin." Alissa gülümseyerek genç kralı onayladı.
"Elbette. İşim bitince buradan gideceğim." Arthur, kızıyla birlikte onlardan uzaklaşırken Alissa onları izledi. "Umarım işimiz kısa sürer Arthur."
**********
Ragnor, küçük prensesi çalıştırırken onun durmadan konuşmasını dinliyordu bir yandan. Gerçekten Emery'nin bir kopyasıydı. Asla susmak bilmiyordu. Alissa denen kadının büyü yaptığını duyduğunda çalışmayı durdurmuştu.
"Kim dedin?"
"Alissa! Babası bir şifacıymış. Onun için otlar topluyormuş." Ragnor bir büyücünün uzun bir süreden sonra bu kadar rahat dolaşmasına kaşlarını çatmıştı.
"Şu kadını yarın getirip benimle tanıştırsana. Güvenli biri olduğuna emin olmadan onunla konuşman yasak." Emery dudak büktü üzüntüyle.
"Ama Ragnor. O çok iyi biri! Benim hayatımı kurtardı! Gwen'e haddini bildirdi!"
"Yaptığı şey Gwen'in ölümüne de sebep olabilirdi. Uther'ın iyi anına denk gelmiş. Bir kraliçenin ölüm yıldönümünde yaptığı şey bir saygısızlık, bilerek veya değil." Emery omuz silkti, Gwen'in ölmesini elbette istemezdi ama bir ceza alsa fena olmazdı. Hem bu şekilde babasının ona aşık olmayacağını anlamış olurdu.
"Peki, tamam. Yarın getiririm. Düğüne gelecek misin? Morgana çok güzel olacak. Tıpkı bir peri kızı gibi. Annemde düğününde öyle miydi?" Emery parlayan gözlerle ona baktığında Ragnor'un gözleri dolmuştu. Küçük çocuğa bakmak bile bazen katlanılmaz oluyordu, ona öylesine Emery'i hatırlatıyordu ki... Genç kadının güzel yüzü gözlerinin önüne geldiğinde özlemle iç çekti.
"Senin annen gördüğüm en güzel kadındı." Emery onun kucağına sokulup başını omzuna yasladı.
"Bana annemden bahsetsene. Babam ondan hiç bahsetmiyor. Ne zaman adı geçse sessizleşiyor. Sadece ufak birkaç şey söylüyor. Babam onu çok özlediği için üzülüyor. Merlin amcamda ne zaman anlatsa ağlıyor. Onu üzmek istemiyorum." Ragnor, küçük prensesin kendisi için Emery'den bahsetmenin kolay olduğunu düşündüğünü biliyordu. Ama küçük Emery her adı geçtiğinde Ragnor'un içinin nasıl titrediğini bilse bir daha asla sormazdı. Bunu onun bilmesine gerek yoktu. Onu mutlu etmek için Emery'den bahsederken eski anılarla kendisi de avunmaya çalıştı.
**********
Düğün töreni başladığında ilk olarak elindeki çiçek yapraklarıyla dolu sepeti yavaş yavaş serpiştirerek ilerleyen küçük prenses görünmüştü. Ardından Uther'ın kolunda Morgana gelmişti. Çok güzeldi, onu tanımayan biri bile muhtemelen bir prenses olduğunu söylerdi. Merlin parlayan dolu gözleriyle sevdiği kadının ona gülümseyen yüzüyle ilerlemesini seyretti. Gözleri ona gururla bakan annesine kaymıştı. Bu mutlu gününde hemen onun yanıbaşında kızkardeşininde olmasını dilerdi. Ama biliyordu, uzaklarda bir yerlerde gülümseyerek onları izliyordu. Gözleri arkada onları gülümseyerek izleyen Emery'i kurtaran kadınla buluştu. Anlam veremese de istemsizce o da gülümsemişti ona.
Düğün töreni bittiğinde Merlin geliniyle ilk dansını yapmıştı. Şimdi onunla Arthur dans ederken Uther diğer tarafta sırasını bekliyordu. Merlin uzun bir süre karısını göremeyeceğini biliyordu. Kendisi de dansa kaldırmak için küçük prensesini bulmaya gittiğinde yanında Alissa'yı bulmuştu.
"Tebrik ederim. Çok güzel görünüyordunuz. Umarım bir ömür boyu mutlu olursunuz." Merlin iyi dileklerde bulunan kadına gülümsedi.
"Teşekkür ederim. Hey, ufaklık gel bakalım. Gecenin ikinci dansını sana bahşedeceğim." Emery kıkırdayarak reverans yapmıştı.
"Hay, hay lordum. Hemen geliyorum. Bu benim için bir onurdur." Merlin'de reverans yaparak kızın elini tuttuğunda Alissa eğlenen ikiliyi izledi gülerek. Onlar dans ederek uzaklaşırken arkasından durduğu sesle gülümsemesi donup kaldı.
"Kimsin sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Camelot'un Düşüşü
FantasíaGenç kız kimsenin dokunamadığı, dokunanın kılıcın gücü tarafından itildiği kılıca hiç düşünmeden elini attı. Vücuduna yayılan elektriklenmeyle gözleri büyüdü. Ama bu canını yakmamıştı, gıdıklayıcıydı. Eline aldığı kılıçla gözlerinde mavi bir ışık ya...