Samimiyet

800 30 8
                                    

Samimiyet.

Yapmacık insanların uzak olduğu, bilmediği bir kelimedir.

Samimi insanlara rastlanması artık çok zor.

Yüzünüze gülüp arkanızdan iş çeviren insanlar daha da çoğaldı.

Kıskanan insanlar, entrika peşinde olan insanlar, mutlu olduğunu sanan ama mutsuz olan insanlar.

Bu kendilerinin tercihi.

İyi ve ya kötü bir insan olmak kişiye ait bir seçimdir.

Çevreden gelen faktör de vardır ama insan kendisi şekillendirir hayatını.

Kimisi kaçar ve entrikaya sığınır, kimisi ise mücadele edip acılarına rağmen ayakta durur.

Seçimler önemlidir.

---------------------------------------------------------------------------------

MAVİDEN:

Dün akşama kadar lunaparkta eğlenmiştik.

Acıların yanında mutluluk da olabiliyormuş demek ki.

Mutluluk da ara sıra kapımızı çalabiliyormuş demek ki.

Bu dediğime kahkaha attım. Yanımdakiler bana şaşkınca bakıyordu.

Mavi: Ne? Kahkaha da mı atamayacağım.

Bora: Sen hep gül güzelim.

Mert: Sana gülmek çok yaşıyor.

Burak: Mavi delirmediğine emin misin?

Mavi: Oğlum ben tescilli deliyim. Unuttun mu.

Bu dediğime hepsinin gülen suratları düştü. Aslında şakasına söylemiştim ama doğruydu işte. Doğrular insanın canını hep acıtır.

İnsanlara söyledikleri yalanlar daha tatlı gelirdi. Çünkü o masalı kendi söyledikleri ile yazarlar. Gerçekler ile değil.

Mavi: Ya tamam asmayın o suratları. Hem size ne oluyor yaa. Burada üzülmesi gereken siz misiniz? yoksa ben mi? Bu yüzden herekes kahvaltısını yapsın.

Dün ne mi oldu?

Dün lunaparkta doyasıya eğlendikten sonra eve gitmiştik. Tabi gittiğinde Bora abimin, Mert abimin ve Burak'ın attığı tripler vazgeçilmez olmuştu.

Şimdi ise kahvaltı yapıyorduk.

Kahvaltımız bittiğinde hep beraber salona geçtik.

Ateş: Mavi Batının söylediklerine göre biliyorsun ki Psikiyatriste gitmen gerekecek.

Mavi: Ne zaman Ateş abi?

Ateş: Batın bana bir tane psikiyatrist önerdi.

Mavi: Ateş abi gidicem dedim ama ben bunu yapabilir miyim bilmiyorum. Yani tamam şimdiye kadar hayatın önüme çıkardığı engellere göğüs gerdim. Ama bu çok ağır. Ben beni seven , beklide sevdiğim adamı kaybettim.

Ateş-Bora-Mert-Burak: Sevdiğin adam mı?

Hafifçe kıkırdadım. Tabi bu sırada gözümden bir damla yaş akmıştı bile.

Mavi: Galiba. Neden insan elinden gidince anlıyor ki değerini?

Murat: Evet kızım. Maalesef evet. Bazı şeyler elinden çekildiğinde acıtır canını. En sevdiğin oyuncak mesela. Elinden alındığında çok üzülürsün. İşte bu da onun gibi. Ama sonra bir başka oyuncak gelir . Bu oyuncak belki eskisinden güzel değildir ama kalbinde oluşan o yarayı güzel sarar. Hem de çok güzel sarar.

FIRTINADAN SONRAKi GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin