Yıldızlar

491 35 5
                                    

Zaman hızla akıp geçiyordu.

Hayatımızdan, ömrümüzden her saat, her dakika, her saniye, her salise daha da azalıyordu.

Peki biz hayatımı yaşayabiliyor muyuz?

Unutmayın İnsan hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar.

İnsan onca koşuşturma içinde yaşayabilir mi hayatı?

Hep esas yaşamı elimizle, bahanelerimizle bir kenara ittik.

Telaş içinde yaşamayı bizler seçtik.

İnsanın canını en çok kendi seçimleri, tercihleri acıtır.

Hayatta asla değişmek için bir çabaya girmeyin. Değişmek diye bir şey yok zaten.

Farkına varılıp düzeltilen tercihler vardır.

Ve ya başkaları için düzeltilen tercihler.

Aslında bu da çok yanlış.

Sen bu hayata başkası için geliyorsan senin hayatının ne önemin kaldı ki?

Sen başkasının fikir ve düşüncelerine , başkalarının tercihlerine uyan birisin sadece.

Bunu değiştirip, değiştirmemek senin elinde.

Emin ol sen çok güçlü birisisin.

MAVİ'DEN:

Sabah yeni bir güne gözlerimi açtım demek isterdim. Ama gecenin bir vaktinde uyanmıştım.

Şu an yatakta belki uyurum ümidi ile sağa sola doğru debelenip duruyordum. Bir süre daha debelendikten sonra canımın sıkıldığını hissettim.

Yataktan katlım. Üzerimdeki pijamanın üzerine bir hırka aldım , oda kartımı da alıp odadan sessizce çıktım.

Aşağıya havuz kenarına indim.

Etrafta çok hafif müzik vardı.

Otelin başka bir kısmında bangır-bangır müzik çalıyordu.

Galiba o kısım diskoydu.

Ayakta durmaktan yorulduğumda bir şezlonga geçip oturdum.

Etrafta neredeyse kimse yoktu.

Sadece bar kısmında birkaç kişi kalmıştı.

Barmenler ise içkileri kaldırıyorlardı. Galiba kapatacaklardı.

Etrafta otelin aydınlatmaları ve havuzun ışıklandırmaları vardı.

Kulaklarım tam sessizliğe alışmışken yan tarafımdan bir ses duymamla irkildim. O tarafa dönüp baktığımda Burak olduğunu gördüm.

Mavi: Hayırdır? Sen daha uyumadın mı?

Burak: İkiz dürtüleri diyelim.

Burak da yan şezlonga geçip uzandı.

Ben de oturmaktan vaz geçip uzandım.

Mavi: Gökyüzü ne kadar da güzel.

Burak: Evet gerçekten de eşsiz.

Mavi: İnsanlar yıldızları hiç ölmeyecek, hiç gökyüzünü terk etmeyecek sanar. Ama her şeyin bir sonu olduğu gibi yıldızların da bir sonu var. Sanki elimi uzatsam tutacakmış gibiyim. Ama aslında bir o kadar da uzak olduğunu biliyorum.

Burak: Evet hepsi bir gün ölür. Ama düşünsene ölmeseler gök yüzde daha çok yıldız olacaktı. Pasparlak olacaktı belki, gündüz gibi. Ondan dolayı belki de gök yüzünü değerli, güzel kılan bu dur. Hem sönen yıldızların yerini belki daha parlak, daha güzel yıldızlar alıyordur.

FIRTINADAN SONRAKi GÜNEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin