FIRTINADAN SONRAKi GÜNEŞ

TATİL

Mevsim çiçekleri.

Sadece mevsiminde açar.

Kardelen.

Çok güzeldir. Büyüler güzelliği ile. Ama sadece kışın açar.

Kışa özgü bir çiçektir.

Bembeyazdır, uyum sağlar karına.

Aslında onu eşsiz kılan da sadece kışa özgü olması.

İnsanların sadece kışın görebilmesi onu nadide kılar.

Her an değil de zamanında açması.

Zaten her şeyin bir zamanı yok mudur?

Mavi'den:

Koruma: Mavi hanım lütfen bırakın ben götürürüm.

Ateş: Güzelim bırak da adam işini yapsın.

Mavi: Ama abi yaaa

Ateş: Sus abiye cevap verilmez.

Murat: Çocuklar hazır mısınız?

Şu an ne oluyor diye soruyorsunuz kesin.

Dün akşam yemekte Ateş abim tatile çıkacağımızı söylemişti.

Bu sabah da erkenden, daha doğrusu gün aymadan yola çıkıyoruz.

Neymiş vaktimizi iyi değerlendirmemiz gerekiyormuş.

Nereye gittiğimizi sorduğumda ise İzmir cevabını aldım.

İzmirin namını çok duydum.

Tarihi, yaşanmışlıkları büyülüyor insanı.

Korumalar valizleri arabaya yerleştirdikten sonra biz de arabaya bindik

Pardon mini minibüse.

Bilirsiniz klasik aile arabaları.

Hepimiz bindikten sonra şoför koltuğuna oturan Ateş abim arabayı sürmeye başladı.

Sanki dün hiçbir şey olmamış gibiydi.

Sanki siyahlıklar silinmiş yerini beyazlıklar almıştı.

Ama bunlar toz pembe hayallerdi.
Gerçekleşmesi zor olan hayaller.

Bir süre sonra mola verdik.

Bir dinlenme tesisinde mola vermiştik.

Yarım saat sonra toplanmak üzer ayrıldık.

Annem ile tuvalete gittik.

Sırayla tuvalete girdik.

Tuvalette işimiz bittikten sonra bir markete girip yolda yemek- içmek için bir şeyler aldık.

Yarım saat olmuştu bile.

Arabanın olduğu yere gittik. Tekrardan yola çıktığımızda annem herkese yiyecek- içeceklerini dağıtmıştı.

Yolculuğun çoğunu uyuyarak geçirmiştim.

Uyurken birden araba durdu.

Ne yapayım ben de böyleyim işte. Araba sarsıntısı durduğunda anında uyanırım.

Baktığımda bir otelin önünde durmuştuk.

Büyük ihtimal ile burada kalacaktık.

Çalışanlar bagajdaki valizleri indirirken biz de sırayla arabadan indik.

Hep beraber resepsiyona doğru ilerledik. Önümüzdeki birkaç kişi bizi biraz bekletse de sonunda odaların anahtarlarını alabilmiştik.

Toplamda üç tane oda tutmuştuk. Odalar yan yanaydı.