On dört

53.3K 3.4K 1.4K
                                    


Okulun kapısına yaklaşırken derin bir nefes aldım. Hırkayı çardağa koyduktan sonra bilinmeyeni bulmak için orada bir yerlere saklanmamak için kendimi zor tutuyordum. Ama saygı duymak zorundaydım. Hem böyle bir şey yapsaydım, Ayza ve Sedef'ten epey dayak yerdim.  Çünkü garip bir şekilde sürekli kızı koruyorlardı.

Kim olduğunu bildiklerini düşünmeye başlayacaktım ama dedikleri şeyler, kızı tanımasalar da mantıklı şeylerdi. O yüzden bu ihtimali bir kenara bırakıyordum.

Okul bahçesinden içeri girer girmez adımlarımı sağa çevirdim ve bir kaç metre ötemde duran çardağa doğru yürümeye devam ettim. Her adımımda, engel olunamaz bir istek de peşimden geliyordu.

Aşırı derecede merak ediyordum kim olduğunu. Ama saygı duymaz ve öğrenmek için çabalarsam bana olan güveninin sarsılacağını da biliyordum.

Özetleyecek olursak, içimde kızı istenmeye gelecek olan baba rahatsızlığı vardı. Hem çocuğu dövmek istiyorsun, hem de kızın üzülür diye korkuyorsun.

Ama sonra aklına o mükemmel şey geliyor, kızın göremeyeceği bir yerde çocuğun böbreklerine vurursan her şey hallolur.

Ben de böyle yapacaktım. Aklıma gelen şey ile gülümsedim. Adımlarım çardağa yaklaştığında, küçük basamağa çıktım ve çardaktaki oturma yerine oturdum. Hızlı bir şekilde çantamdan hırkamı çıkarttım. Ardından bir parça akrilik boyayı hırkamın üstüne sürdüm.

Sakin olun, suyla çıkıyor.

Ama deriden aseton olmadan çıkmıyor.

Piç bir şekilde gülümsedim. Üzgünüm, şeytan fena dürttü. Ve kim olduğunu aşırı merak ediyorum. Etrafa bir kaç bakış attım ve beni izleyen birileri olup olmadığına baktım. Görünürde kimse yoktu, zaten okula normal zamanda geldiğimden de erken gelmiştim. bu saatte kimse gelmezdi.

Küçük bir parça boyayı sürdükten sonra hızlı bir şekilde ayağa kalktım ve boyanın ağzını kapatıp çantama koydum. Ardından hırkayı düzgün bir şekilde, oturduğum yere koydum ve çantamı sırtıma takıp çardaktan çıktım.

Okula doğru bir kaç adım attıktan sonra arka cebimden gelen bildirim sesi ile kaşlarım havaya kalktı. Olduğum yerde durdum ve telefonu açıp gelen bildirime baktım.

Bilinmeyen: Okula geldim

Bilinmeyen: Sen geldin mi?

Bildirimi sağa kaydırıp mesajları açtım ve yürürken yazmaya devam ettim.

Arda: Evet, az önce çardağa bıraktım hırkayı

Bilinmeyen: Tamam gördüm seni

Yazdığı şey ile olduğum yerde durdum. Bedenimi bir heyecan dalgası kaplarken, gelen mesaj ile gözlerimi tekrardan ekrana çevirdim.

Bilinmeyen: Sakın arkana bakma!

Arda: Neden?

Bilinmeyen: Çıplağım da ondan

Bilinmeyen: Amk geri zekalısı

Arda: Lan

Arda: Neden öyle diyorsun şimdi?

Bilinmeyen: Çünkü öylesin

Arda: Kırılıyorum...

Bilinmeyen: 🖕🏼

Bilinmeyen: Hadi koçum yallah sınıfına

Arda: İstesem şu anda arkama dönüp seni görebilirim biliyorsun değil mi?

Rus Damat||TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin