Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Herkes uyumak için odalarına gittiğinde Seok Jin gözlerini tavana dikmiş sırt üstü bir şekilde yatağında uzanıyordu. Şimdiye kadar başına gelmiş her şey gözlerinin önüne geliyor ve uyumasını engelliyodu.
İstemsizce normalde yaptığı ama şimdi yapamadığı şeyleri özlemişti. Jimin ve Jungkookla görüşmeyi, büyüleyici yerlerde oturup resim çizmeyi, Yeongjae ile her hafta sonu yaptıkları oyun gecelerini... Okula gitmeyi ve o iğrenç sayısal dersleri dinlemeyi bile özlemişti. Gözlerini kapatıp içine derin bir nefes çekti. Sakinleşmeye ve uyumak için beynini boşaltmaya çalışırken kapısı iki kez tıklatılmış ardından açılmıştı.
Saat epey geç olduğundan kimin geldiğini merak ederek yatağında doğruldu ve elinde yastığıyla yanına doğru adımlayan Taehyung'a baktı. Taehyung, Jin'e bakmadan yastağını yatağın boş kısmına koydu ve sırt üstü uzanarak ellerini karnında birleştirdi.
Seok Jin bir süre daha Taehyung'un tavana kilitlenmiş gözlerine baktı. Bir anda yanına gelmesi ve hiç bir şey dememesi tuhaftı. Fakat eğer konuşmak istemiyorsa zorlamayacaktı onu. O da Taehyung gibi yattı yatağına. Kolları birbirine değerken ikiside tavanda sanki bir şey varmış gibi uzun uzun bakıyorlardı.
"Korkuyorum Jin."
Taehyung'un konuşmasıyla küçük olan gözlerini tavandan çekerek kafasını büyüğüne çevirmişti. Taehyung bunu bekliyormuş gibi o da kafasını çevirmiş ve gözgöze gelmişti.
"Neyden?"
diyebilmişti yanlızca.
"Seni, diğerlerini koruyamamaktan. Eğer benim yüzümden bir şey olursa-"
"Kötü düşünme." dedi onu rahatlatmak adına ama bu pek işe yaramamıştı. Taehyung kendini tamamen Seok Jin'e döndürdü. Dirseğini yastığa yaslayıp elini de yanağına koyduğunda bütün ilgisi artık küçüğündeydi.
"Elimde değil ki.. Yoongi Hyung gideli çok oldu ve ondan hiç bir şekilde haber alamıyorum. Açıkcası... başına bir şey geldiğinden endişeleniyorum."
Çıplak hissediyordu azrail. Dün bu çocuğun omzunda göz yaşları dökerken, şimdi içini boşaltması onu ne kadar korunmasız hissettirse bile umursamadı. Seok Jin ne diyeceğini bilemedi. Taehyung'un ona yüksekten bakan gözlerine baktı bir süre. Çok yorgun ve çaresiz bakıyordu. Tıpkı onu rahatlattığı gibi, büyüğünü rahatlatmak istiyordu.
Büyüğünü kolundan çekip kafasının göğsüne gelmesini sağlarken cennet gibi koktuğunu düşündüğü saçlarına öpücük kondurdu birçok kez. Ardından saçlarını şefkatle okşarken "Bir şey olmadığına eminim. Yoongi Hyung bu. Belki de kafasını dinlemeye çalışıyordur. Merak etme, yakında tekrar buraya gelecek." dedi fısıltıyla.
