Bölüm 12
"Eğer bu bir rüyaysa uyanmak istemiyorum."
"Ben geldim."
Youngjae üstündeki mavi önlüğüyle, ıpıslak bir şekilde terliklerini giyen Seok Jin'in yanına gitti.
"Tanrım, ne kadar da ıslanmışsın Seok Jin. Çabuk üstünü değiştir. Sonra masaya gel, yemek hazır."
Genç çocuk dalgın bir şekilde kafasını sallamış ve odasına girip kapalı olan kapının arkasına yaslanarak bir süre orada dinlenmişti. Eve gelene kadar sürekli ona şemsiye veren tanıdık yüz aklına geliyordu. Kimdi o? Neden böyle bir şey yapmıştı? Sürekli aklında bu sorular dönüyordu.
Vücuduna neredeyse yapışmış tişört yüzünden rahatsız olmuş ve önce üstündeki gri hırkadan, daha sonra da beyaz tişorttan kurtulmuştu.
Alnına yapışan saçlarını da eliyle dağıttıktan sonra yatağının üstündeki pijamalarını giyinmiş ve odasından çıkarak YoungJae'nin hazırladığı sofraya oturmuştu.
YoungJae her zaman yüzünde olmayan gülümsemesi ile sıcak yemeği tabaklara koyarken etraftaki cama vuran yağmurun ve gök gürültüsünün sesi dışında hiç bir ses olmayan ortamın sessizliğini bozmuştu.
"Bugün Namjoon ile konuştum."
Seok Jin ağzına attığı yemeği hızlıca yutmuş ve Hyung'unun adını duymasıyla YoungJae'ye dikkat kesilmişti.
"Bu hafta içerisinde Kore'ye geri döneceğini ve işini halledip tekrar Japonya'ya geri döneceğini söyledi."
"Geri dönmese olmaz sanki."
Demişti elindeki yemek çubuklarıyla önündeki yemeğe adeta işkence ederken. Onu zaten iki yılda bir görüyorken yanlarında çok az kalması onu üzüyordu. Ne olurdu sanki Kore'de işine devam etse.
YoungJae, masanın üstündeki Seok Jin'in elini tutarak baş parmağıyla okşadı. Namjoon'u fazlasıyla özlediğinin farkındaydı.
"Hadi ama Seok Jin.Namjoon Hyung'unun çok fazla çalıştığını ve Japonya'da kalması gerektiğini biliyorsun."
"Biliyorum ama.. Taehyung Hyung'dan sonra onun da gitmesi beni yalnız hissettiriyor."
Büyük olan şakayla karışık bir şekilde Seok Jin'in kafasına vurmuş ve yalandan bir sinirle ona bakmıştı.
"Velet, ben neyim burada? Ne demek yalnız hissediyorum?"
"Özür dilerim Hyung. Öyle demek istemedim."
"Tamam sorun değil. Hadi yemeğini soğutmadan ye."
***
"Senden nefret ediyorum Kim Taehyung! Sen hayatımda gördüğüm en kötü arkadaşsın!"
Demişti denize bakan bir bankta oturan arkadaşının omzuna sert olabilecek bir şekilde vururken. 12 yıl boyunca çektirdiği acıları onada çektirmek istiyordu. Tanrı şahit öldüğü haberini aldıktan sonra hep onun yasını tutmuştu. Onca yıl sonra birden bir telefon almış ve pişkin bir şekilde yaşadığını, hemen Kore'ye gelmesini söylemişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Protect You▪TaeJin
Fanfiction"Umarım benim azrail olduğumu öğrendiğinde de bugünkü gibi sarılırsın bana."