Black Swan'e olan aşkımdan geberiyorum..Bölüm 22
"Yabancı"
Şimdi yatakta tek başına oturup ayılmaya çalışıyordu genç oğlan. Daha dün gözünü kırpmadan kendini ölümün kollarına serbest bırakırken bugün tekrar yeni bir sabaha uyanacağını düşünmemişti hiç. Mutsuz hissediyordu.. yaptığı şey yüzünden Taehyung'un kızgın olduğunu biliyordu. Hiç konuşmamıştı bir kere eve geldiğinden beri. Birçok kez konuşmaya çalışmıştı Seok Jin ama Taehyung bir kez olsun sorularına cevap vermemişti.
'Belki de artık sevmiyordu beni, artık nefret ediyordur benden' diye düşünmeden edemiyordu. Yatağa yattığında uyuyamamıştı kafasındaki düşünceler yüzünden. Yinede uyuyor numarası yaparken gece kapısı birden açılmış ve Taehyung'un camın önündeki koltuğa oturup kendisine baktığını hissetmişti. Bu sabaha kadar sürmüştü böyle. Taehyung bütün gece gözünü kırpmadan Seok Jin'i izlerken onun her an yine gideceğinden, onu bir daha koruyamayacağından korkup hiç çekmemişti gözlerini onun üzerinden.
Dakikalar birbirini kovalarken oturmaktan sıkılmıştı Seok Jin. Üstündeki örtüyü ayaklarıyla itekleyip esneyerek kalktı. Camın önündeki geniş mavi koltuğun boş olmasından gerçekten rahatsız olmuş bir şekilde odasından çıktı. Salonun boş olduğunu gördüğünde bu sefer mutfağa ilerledi.
Yeongjae ve Namjoon'un dün yüzünden kızacaklarını biliyordu. Bu yüzden bir an önce bu işi halletmek istiyordu. Masada düşünceli bir şekilde kahvelerini yudumlayan Hyunglarını görünce içindeki suçluluk duygusu artmıştı. Ne hakkın vardı ki böyle harika insanları üzmeye..
Yeongjae kapı pervazında öylece bekleyen SeokJin'in yanına adımladı. Bu çocuğu şu an endişenlendirip, korkuttuğu için eşşek sudan gelinceye kadar dövmek istiyordu. Fakat yapabildiği tek şey kollarını sıkıca ona sarmak oldu. Gitmemesi için sarılmasının yeteceğini düşündü sadece.
"Beni çok korkuttun."
"Biliyorum.."
"Seni dövmek istiyorum."
"Bana yapacağın her şeye razıyım Hyung."
Kollarını küçüğünden ayırırken gülerek yavaşça vurdu kafasına. Aç olduğunu bildiğinden arkasına geçip omuzlarından tuttu ve onu masaya oturtturdu. Seok Jin önüne koyulan kahvaltıya bakarken Namjoon bacaklarında yumruk halinde duran elini tuttu.
"Hadi yemeğini ye Jinie."
Jin ona gülümseyerek karşılık verirken önündeki meyve suyundan bir yudum aldı. Düşündüğü gibi büyük bir kavga olmamıştı. Bu iyiydi.. Ağzına tabağındaki zeytinlerden birini atarken gözlerini etrafta gezdirdi.
"Hyung.. Taehyung Hyung nerde?"
Onun burada olmasını istiyordu. Namjoon cevap verecekken birden mutfağa giren Taehyung ile vazgeçip kahvesinden bir yudum aldı.
Taehyung acelesi varmış gibi hızlı hızlı kupasına kahvesini doldururken yanlızca işine odaklıydı. Etrafına hiç bakmıyor, sadece işini bir an önce bitirip odasına gitmek istiyordu. Gözünü kırpmadan kendisine bakan küçüğünden bihaberdi.
Sonunda işini bitirdiğinde etrafına bakmadan odasına gitti ve kapanan sert kapı sesiyle rahatsız edilmek istemediğini belirtti. Sıkıntıyla içine havasını çekti küçük olan. Kızgın olduğunu biliyordu ama bu kadar da kızgın olduğunu hiç düşünememişti. Dün o kaldırımda her şeyi ona anlatırken, kendini neden feda ettiğini anlatırken birçok kez yüzündeki öfkeyi görmüştü. Özellikle Jimin'e bakarken.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Protect You▪TaeJin
Fiksi Penggemar"Umarım benim azrail olduğumu öğrendiğinde de bugünkü gibi sarılırsın bana."