Yıllar sonra bölüm atan ben, hala bölüm bekleyen sizlerden nasıl özür dileyeceğim bilmiyorum.Bu bölüm, sonraki bölümlerde neler olacağını tahmin etmenize yardımcı olacak. Biraz uzun ve zaman zaman sıkılabileceğiniz yerler olabilir. Umarım sıkılmadan okursunuz.
Sizi seviyorum.
***
Bölüm 15
"Yalnızca biraz eğlemeceğiz."
Dalgaların çıkardığı sesler, harika bir melodi gibi geliyordu kulağa. Rüzgar ile etrafa yayılan deniz kokusu insanı düşüncelerinden ayrılmasını sağlıyordu. Fakat bu, şu an birbiriyle konuşmadan denizi izleyen iki azrail için geçerli değildi.
Taehyung, öylece dalgaların kıyıya vurmasını izlerken Yoongi ayağa kalkmış ve korkulukların önüne gidip ellerini üstündeki siyah hırkanın ceplerine sokmuştu.
"Neden geldiğimi merak etmiyor musun? Seok Jin'i gönderdiğinde kesin tartışırız diye düşünmüştüm."
Küçük olan kafasını eğip derin nefes aldı. Anlaşılan konuşulması gereken çokça şey vardı. Oturduğu yerden kalkıp Yoongi'nin yanına gitti ve korkuluklara kalçasını dayayarak, kollarını göğsünde birleştirdi.
"Gelmene gerek var mıydı? Sürekli benim arkamı kollamaya çalışman, bende suçluluk duygusu yaratıyor."
"Aptal çocuk.. Sanki sana zorla abilik yapıyormuşum gibi konuşuyorsun. Beni kimse isteğim dışında bir şey yapmaya zorlayamaz bilmiyorsun sanki. Boşu boşuna kendini suçlama."
Karanlığı aydınlatan sokak lambaları yanmaya başlayınca, etraftaki insan sayısı da azalmaya başlamıştı. Yalnızca elindeki içki şişeleriyle kendine uyuyacak yer arayan insanlar kalırken parkta, Yoongi tekrar konuşmuştu.
"Duyman gereken birkaç şey var ve büyük ihtimalle bazıları hiç hoşuna gitmeyecek. Bize bilgi veren azrail öldürülmüş. Birkaç gün önce bana bir mektup göndermiş ama o sıralar meşgul olduğum için görmedim ve maalesef bu mektup dün elime geçti.
Mektupta, Taemin'in işini bitirebilecek bir bilgiye ulaştığını ve bunu mektupta söyleyemeyeceği, hemen buluşmak istediğini yazmış. Bugün de öldürüldüğü haberini aldım. Taemin, onun bize çalıştığını anlamış olmalı. Bundan sonra Taemin'e karşı yalnızca ikimiz savaşacağız."
Genç azrail bakışlarını, kaşları çatık bir şekilde yalnızca denize bakan hyunguna çevirdi. Kendisi gibi o da bu durumdan hoşnut değil gibiydi. Sırf bir insanı korumak için bir sürü kişinin canı yanmıştı. Belki de yemin bitene kadar yanmaya devam edecekti.
Tek dayanakları olan Jackson da öldürüldüğüne göre bu savaşı tek başına vermesi gerekiyordu. Artık Yoongi'yi de bu işin dışında tutmak istiyordu. Sırf Taehyung'un hayatını kurtarmak için aptal gibi kendi hayatını riske atıyordu.
"Şimdi ne yapacağız Taehyung?"
"Doğru soru 'ne yapacağız' değil, 'ne yapacaksın' olacak. Bundan sonra yalnızca ben ve Taemin olacağız. Seni bu işte istemiyorum."
Ellerini üstündeki ceketin ceplerine koydu, son sözü söylediği için arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Fakat Yoongi'nin kahkahası kulaklarını doldurunca yürümeyi kesti, kaşlarını havaya kaldırıp omzunun üstünden, adeta bütün parkı inleterek kahkaha atan Hyunguna baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Protect You▪TaeJin
Fanfiction"Umarım benim azrail olduğumu öğrendiğinde de bugünkü gibi sarılırsın bana."