Bölüm 14"Sen benim resmimi mi çizdin?"
Dün gece çektiği uyku kadar güzel bir güne başlayacağını düşünüyordu. Ta ki başucundaki saate bakıp okula geç kaldığını görene kadar.
Uçarmışcasına tuvalete gidip elini yüzünü yıkamış, normalde yarım saatte giydiği okul kıyafetlerini 5 dakikada giymişti. Mecburen saçlarını eliyle karıştırarak düzelttikten sonra çantasını alıp evden çıkacağı sırada salonda kahvesini yudumlayarak, kitabını okuyan Taehyung'u görünce duraksadı.
"Günaydın Hyung."
Taehyung, sonunda uyanan Seok Jin'e bakmış ve elindeki fincanı masanın üstüne koyarken cevaplamıştı.
"Günaydın."
"Namjoon Hyung ya da YoungJae Hyung evde yok mu?"
Taehyung umursamazca kafasını iki yana sallamış ve kitabına kaldığı yerden devam edeceği sırada Seok Jin yanına oturunca durdu.
"Hyung, benimle okula gelir misin?"
Seok Jin'in dediği şey ile gözleri sonuna kadar açılıp oturduğu yerde dikleşmişti. En son bir okula gittiğinde onca çocuğun bağrışlarını duymak başını çok ağırtmıştı. Şimdi kesinlikle, tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordu.
"Ne? Neden? Seok Jin.. götürme beni oraya!"
"Lütfen.. Okula geç kaldım ve eğer tek gidersem öğretmen bana çok kızar."
Taehyung kararlılıkla kollarını göğsünde birleştirmiş ve sert bakışlarını Seok Jin'e göndermişti.
"İstemiyorum! Bu son kararım!"
***
"Bu kaçıncı geç kalışın Kim Seok Jin! Bıktım senin bu vurdum duymaz hallerinden! Ne kadar umursamaz bir öğrencisin sen böyle!"
Bütün gününü bu kadının bağırmalarını dinleyerek geçirdiğini düşününce sinirle oturduğu sandalyede kafasını geriye attı Taehyung. Seok Jin kafası eğik bir şekilde kendisini hiç sevmeyen öğretmeninin azarlamasının bitmesini beklerken, Taehyung kafasını kaldırdı ve kadın ile gözlerini birleştirdi.
Eğet susmuyorsa, susmasını sağlacaktı. Öğretmenin ve Azrailin gözleri birleşirken Taehyung'un gözleri koyu kırmızıya dönmüştü. Sessizce birkaç büyü mırıldanmış ve kadın bayık bakışlarla Taehyung'un kırmızı gözlerinde kaybolurken bağırması kesilmiş, yüzünde de bir gülümseme oluşmuştu.
Taehyung'un gözleri eski haline dönerken, fazla sessizlik olan ortamda tuhaf bir şeylerin olduğunu sezen Seok Jin eğik başını kaldırmış ve yıllardır bu gıcık kadının yüzünde görmediği gülümseme ile şaşkınlığını gizleyememişti.
"Seok Jin, yavrum hadi sen sınıfına geç. Sizden de özür dilerim beyfendi bazen böyle kendimi tutamıyorum."
Büyünün işe yaramasıyla Taehyung memnuniyetle gülümsedi. Hiç zaman kaybetmeden oturduğu kahverengi deri koltuktan kalktı ve hala şaşkın şaşkın etrafa bak küçüğünün kolundan tutarak onu odanın dışına kadar sürükledi.
"Ama.. ama bu nasıl olur? İki dakika önce demediğini bırakmayan kadın, yıllar sonra bana gülümsedi. Buna inanamıyorum."
Taehyung, küçüğünün şaşkınlıkla gülümsediğini görünce o da gülümsemesine engel olmadı. Seok Jin, küçüklüğünden beri büyüye inanan bir çocuktu. Karanlık bir ortamda kaldığında yanında birden beliren küçük ateş topunu nasıl unutabilirdi ki.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Will Protect You▪TaeJin
أدب الهواة"Umarım benim azrail olduğumu öğrendiğinde de bugünkü gibi sarılırsın bana."