Park Chaeyoung'dan
Aniden gelen kusma hissiyatı ile şaşkınlıkla gözlerimi aralayıp, suyu adeta sünger gibi emmiş olan ciğerlerimdeki bütün tuzlu suyu kusarcasına çıkarmıştım. Önümü bulanık gördüğüm için gözlerimi birkaç kez kırpıştırmış, ne olduğunu anlamak için kafamı kaldırmıştım.
Karşımda asker üniforması giymiş yaklaşık 1.80 boyunda genç bir adam vardı. Sanırım uzaktan görüp yardım istediğim adamdı. Boş bakışlarla yüzüme bakıyordu. Soğuktan titreyen dudaklarımı birbirine bastırarak göz devirdim. "Çok erken geldin ölmemi bekleseydin ya?" Göz devirme sırası ona geçmişti. Üzerindeki üniformanın takımı olan hırkayı üzerime fırlatarak arkasına döndü ve ilerlemeye başladı. Normal bir durumda bana bu kadar kaba davranması durumunda kıyametleri koparabilirdim fakat o kadar üşüyordum ki sesimi çıkarmadan verdiği hırkayı hızla üzerime giyindim. Asker elime bir bardak sıcak çayı tutuşturup teşekkür etmeme bile izin vermeden arkasını döndü ve üzerine başka bir hırka aldı. Bende bu sırada kayıttaki kameramı ve yanına koyduğum telefonu alarak cebime attım. O sırada elime bir şey çarptı. Cebimden çıkardığımda bunun bir not defteri olduğunu gördüm.
"Hey asker defterini unutmuşsun."
Arkanı döndüğümde ufak çaplı bir şok yaşadım. Asker hiçbir şey söylemeden eşyalarını toplamış motoruna binmiş ve ilerlemeye başlamıştı. Elimdeki defterle arkasından bağırdım.
"Hey asker!"
Beni duymadı, birkaç saniye sonra ise gözden kayboldu. Elimdeki deftere göz gezdirdim. Siyah kaplı el büyüklüğünde bir not defteriydi. Merak duygusu kapladı birden tüm vücudumu. İlk sayfayı yavaşça aralayıp yazan yazıyı seslice okudum.
"Biricik sevgilim Lalisa Manoban'a."
Jeon Jeongguk"
Başta bunun askerin ordu günlüğü sanmıştım fakat sandığının aksine sevgilisine ithaf ettiği bir anı defteriydi. Bana olan tavırlarından kaba, soğuk biri olduğunu düşünmüştüm fakat yaşadığı şeyleri bilemezdim. Belki de bu günlük onun acılarını paylaştığı günlüktü. Asker Jungkook'u bir daha göremeyeceğimi düşünerek bir sayfa daha çevirdim ve okumaya başladım.
17 Aralık 2010
Seni gördüm. Sen geldin hayatıma. Hoşgeldin...SELAMLAR HERKESE!
YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM.
ASIL OLAYLAR DİĞER BÖLÜMDE BAŞLAYACAK, BUNLARI FRAGMAN GİBİ DÜŞÜNÜN.
SPOİ VEREYİM DİĞER BÖLÜM GEÇMİŞTEN :)
BEĞENDİYSENİZ OY VERİP ARKADAŞLARINIZI ETİKETLEMEYİ UNUTMAYIN. SATIR ARASI YORUMLARINIZI BEKLİYOR OLACAĞIM.🧚♀️💘
GÖRÜŞME ÜZERE <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jab tak hai jaan, liskook
Fanfiction"Ordudayken hergün düşündüm. Tanrı beni neden hayatta tutuyor? Bugün anladım ki bana yaptıkları onu yeterince tatmin etmemiş. Önce beni senden uzaklaştırdı. Git dedi, git onsuz yaşa. Bu yüzden gittim ve o'na karşı galip gelmeyi umarak ölümün kolları...