Kilise📌
Üzerimde ki ceketin önünü iliklerken duyduğum ayak sesleriyle arkamı döndüm. Beyaz kısa elbisesi ile Lalisa karşımda duruyordu. Yüzündeki ifadeden şaşkınlığını anlayabiliyordum.
"Hoşgeldin Lili'm."
Yüzündeki tedirgin ifadenin ardından sahte bir gülümseme yolladı.
"Bir şey mi oldu gguk?"
O bana oynamıştı. Sıra bendeydi.
"Hani, sen bana demiştin ya hafızandan silinen anıların daha güzelini yaratırız diye. Bende benim için en özelinden başlamak istedim. Tekrar evleneceğiz."
Yüzündeki korku ifadesi iyice belirginleşmişti.
"Saçmalama Jungkook, evliyiz zaten ne gerek var. Hadi gidelim buradan."
Kekelemeye başlamıştı.
"Hayır Lili'm, senin tanrılarının karşısında tekrar yemin edeceğiz. Benimle evlenir mısın Lisa?"
"Jungkook kes şunu diyorum."
"Neden, neden tekrar evlenemiyoruz? Sen bana bizim sessiz bir törenle evlendiğinimizi söylemiştin. Şimdi de öyle yapalım işte."
"Jungkoo-"
"İlk ben başlıyorum."
Kafamı Hz. İsa'ya çevirdim. Lisa'nın elini tutup kalbimin üzerine yerleştirdim.
"Efendim, önceden nasıl konuştuğumu hatırlamıyorum. Eğer saygısızlık ettiysem özür dilerim senden. Ama bu kez tek bir şey söyleyeceğim. Ben Lisa'yı seviyorum. Onu hiç üzmeyeceğime söz veri-"
"Yeter dedim, bu bir şaka değil."
Elini elimden kurtarıp hızlıca uzaklaşmaya başladı.
"Çok şaşırtıcı. Sen bizim evliliğimiz ile ilgili yalan söylüyorsun ama ben küçücük bir şaka bile yapamıyor muyum?"
Adım sesleri kesildi. Yavaşça arkama döndüm. Dehşetle bana bakıyordu.
"Hafıza komik bir şey. Hayatımız boyunca birşeyleri unutmaya çalışırız. Ama yapamayız. Küçücük bir şeyi hatırlamaya çalıştığımızda ise hatırlayamayız. Biliyor musun Lisa, ben ordudayken her gün düşündüm. Tanrı beni neden hayatta tutuyor? Bugün anladım ki bana yaptıkları onu yeterince tatmin etmemiş.Önce beni senden uzaklaştırdı. Git dedi, git onsuz yaşa. Bu yüzden gittim ve o'na karşı galip gelmeyi umarak ölümün kollarında yaşadım. Ama o orada da kazandı, ölmeme izin vermedi ve sonra bir sihir gibi seni tekrardan hayatıma getirdi. Bütün kayıp anılarımı tekrar getirdi, beni tekrar havalara uçurdu, sonra yerden yere vurdu. Beni rüyalarımdan uyandırıp dedi ki: 'hayatın işte böyle. Lalisa benim, asla senin olmayacak. Çünkü Bu güne kadar, sana verdiği sözleri değil, bana verdiği sözleri tuttu.'
Beni bir başkası için bıraksaydın eğer acır ve affederdim. Ama tanrıya nasıl acırım?"Lisa ağlıyordu artık.
"Şimdi geri dönüyorum. Sensiz 10 yıl geçirdim,her gün seni severek, 100 yıl daha geçirebilirim. Tanrı ya beni öldürür ya da yenilgisini kabul ederek seni bana gönderir."
İçi kızarmış, kocaman açtığı gözleriyle kolumu tuttu.
"Jungkook..."
Kolumu kurtarıp ardıma bakmadan oradan uzaklaştım.
Gelen hıçkırık seslerini duymazdan gelmeye çalışarak...
Vote vote vote💋🤟
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jab tak hai jaan, liskook
Fanfic"Ordudayken hergün düşündüm. Tanrı beni neden hayatta tutuyor? Bugün anladım ki bana yaptıkları onu yeterince tatmin etmemiş. Önce beni senden uzaklaştırdı. Git dedi, git onsuz yaşa. Bu yüzden gittim ve o'na karşı galip gelmeyi umarak ölümün kolları...