Park Chaeyoung'dan
Uzun bir uğraştan sonra ne kadar ikimiz için zor olsa da Jungkook'u ikna etmeyi başarmıştım. Mesleğim için önemliydi bu belgesel. Gelmek istememesini anlıyordum. Bu ülke, bu şehir ona geçmiş zamanları, kötü anılarını hatırlatıyordu. Onu zor durumda bıraktığımın farkındayım ama o da benim ne kadar zor durumda olduğumun farkındaydı. Bu yüzden en sonunda 'benim hayatım güzel olmadı bari seninki olsun.' Diyerekten teklifimi kabul etmişti. Heyecanla havalimanında bekliyordum şimdi. Yukarıdan duyduğum anonsla sevinçle yerimde zıpladım. Kore uçağı inmişti. Ona havaalanının karşısındaki taksi durağında beklediğimi söylemişim. Gözlerimi etrafta gezdiriyordum. Sonunda uzaktan bana doğru neşeyle gelen Jeon'a içten bir gülümsemeyle el sallamıştım. "
Hoşgeldin Jeo-"Lafımı yarıda kesen şey Jungkook'a çarpıp kanlar içerisinde yerde yatmasına sebep olan arabaydı. Herşey bir anda olmuştu. Şoktan ağzımı açamıyordum. Birkaç saniye tepkisizce yerde yatan Jungkook'a baktığımda kendime geldim.
"JEON!"
Hızla yanına koşup kafasını dizlerime yatırıp yanaklarına vurmaya başlamıştım.
"Jeon, uyan lütfen uyan!"
Çeşme gibi akan gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek Jungkook'u sarsmaya devam ettim. Etrafıma baktığımda herkes etrafımıza toplanmış üzgün gözlerle bizi izliyordu.
Sinirle çığırdım.
"Ambulans çağırsanıza!"
Kalabalıktan birisi konuştu.
"Çağırdık hanımefendi yolda, gelmek üzeredir."
Kafamı Jeon'a çevirdiğimde gözleri hafif aralık yarım ağız sırıtmayla bana bakıyordu.
"Ağlama Chae. Anlaşılan bu ülke beni istemiyor."
"Öyle deme Jeon yalvarırım. Sana birşey olmayacak. Çok güçlüsün sen."
Gözleri kapandı, bir siren sesi duydum. Ambulanstan çıkan sağlık görevlilerinin onu kucağımdan alıp ambulansa yerleştirdiğini hatırlıyorum. Hatırladığım başka hiçbirşey yok. Gerisi bulanık.
<3
H
astanede durmuş Jeon'un ameliyatının bitmesini bekliyordum. Yaklaşık 2 saattir içerideydi. Korkudan elim ayağım boşalmıştı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Ben hala kazayı düşünürken ameliyathaneden çıkan doktor, beni gerçekliğe döndürdü. Hemen ayağa kalktım.
"Nasıl, o iyi mi?"
Tanrım lütfen iyi olsun. Lütfen...
"Merak etmeyin hasta iyi zor bir ameliyat geçirdik fakat hastamız çok güçlü çıktı. "
Derin bir nefes vererek gülümsedim.
" Çok teşekkürler doktor hanım."Doktor gülümseyerek yanımdan ayrıldı. Gelen rahatlama hissiyle yavaşça yerime oturup elimi kalbimin üzerine koydum.
Ben tanrıya şükranlarımı iletirken yanıma bir hemşire geldi."Siz Jeon Jungkook'un yakını mısınız?"
Hemen ayağa kalktım.
"Evet benim."
Hemşire gülümsedi.
"Buyrun Lalisa Hanım bay Jeon sizi bekliyor."
"Bir dakika ne? Lalisa derken?"
Hemşire şaşkın bit sürat ifadesiyle bana baktı.
"Bilmiyorum. Bay Jeon Lalisa Hanımı görmek istedi. Kız arkadaşıymış."Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Jeon hafızasını mı kaybetmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jab tak hai jaan, liskook
Fanfiction"Ordudayken hergün düşündüm. Tanrı beni neden hayatta tutuyor? Bugün anladım ki bana yaptıkları onu yeterince tatmin etmemiş. Önce beni senden uzaklaştırdı. Git dedi, git onsuz yaşa. Bu yüzden gittim ve o'na karşı galip gelmeyi umarak ölümün kolları...