Medyaya koyduğum şarkıyı işaret koyduğum yerde açın. Filmde de o sahnede medyada ki müzik vardı. Fon müzik etkisi verecek mutlaka ama mutlaka açın!
&
Derin bir nefes alarak binaya adımlamaya başladım. 1 hafta önce Lisa'nın evinde gördüğüm manzaradan sonra daha fazla orada duramamış, hızlı adımlarla oradan ayrılmıştım. Son 7 gündür ne yapacağımı düşünmekten başka hiçbirşey de yapamamıştım. Jungkook hergün Lisa'yı soruyor ben ise geçiştirmekten başka birşey yapamıyordum. Bu olaydan haberi olan tek kişi Jackson'du. Berbaer verdiğimiz kararlar doğrultusunda bugün şirkette Lisa'yı bekleyecek, gördüğüm anda da konuşacaktım. Her ne kadar evli ve çocuklu olsa bile Jungkook'un hatrı olduğunu varsayarak bize yardımcı olabileceğini düşünmüştüm.
İçeri girdiğimde danışmanın yanına uğramak yerine lobideki büyük bekleme koltuklarında oturmayı tercih ettim. Sonuçta danışmanın banaa herhangi bir faydası olmayacaktı.
Yaklaşık 45 dakika boyunca telefonumla uğraşarak, etrafı inceleyerek vakit geçirdim. 45 dakikanın sonunda içeriye hızlı adımlarla giren Lalisa'yı görmemle ayağa kalkıp arkasından ilerledim.
"Lalisa!"
Lalisa kafasını bana çevirip kararsız bir ifadeyle baştan aşağı süzdü üzerimi.
"Merhaba, tanışıyor muyuz?"
Kafamı iki yana salladım.
"Hayır, ama konuşmamız gereken önemli şeyler var."
Eliyle danışmada oturan kadını göstererek konuştu.
"Anlıyorum fakat şuan toplantım var, sekreterimden randevu ayarlayabilirsiniz. İyi günler." Arkasını dönereke koşar adımlarla uzaklaşmaya başladı.
"Jungkook ile ilgili."
Adımları bir bıçak gibi kesildi. Bir dakikaya yakın bana dönmeden,hiç teprenmeden öylece dikildi. Sonra, yavaş hareketlerle yüzündeki özlemle harmanlanmış şaşkınlık ifadesiyle vücudunu bana çevirdi.
"Jungkook mu dedin?"
Usulca başımı salladım.
"Bella, toplantıyı ertele. Önemli bir işimin çıktığını söylersin."
"Ama bayan Manoban bu-"
"Ertele dedim Bella."
"Peki efendim."
Tekrardan bana baktı.
"Burada olmaz, dışarı çıkalım."
Kafamla onaylayarak bahçeye yürümeye başladım. Herkesten uzaktaki bir banka oturduğumuzda beklentiyle bana bakmaya başladı.
Bende derin bir nefes alarak bildiğim herşeyi anlattım. Hüngür hüngür ağlıyordu şimdi. Jungkook'un ismini ilk duyduğundan beri dolu olan gözleri, kaza yaptığını söylediğim andan itibaren bir çeşme misali gözyaşı akıtıyordu.
"Yardım edecek misin peki?"
Burnunu çekerek elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. Elleriyle gözlerini hava yaparak hala akmayı bekleyen gözyaşlarını da içeri yolladıktan sonra kafasını yukarı aşağı sallamaya başladı.
"Edeceğim."
&
Lalisa'dan
( Medyayı açın.)Doktordan içeriye girmem için komut aldığımda gözlerimi kırpıştırarak ayağı kalktım. Chaeyoung'da yapabileceğimi söylerken dudaklarıma zoraki bir gülümseme yerleştirerek 409 numaralı odaya ilerlemeye başladım. Vücudum adrenalinden zangır zangır titriyor, yüreğim ateş misali yanıyordu. 10 yılın ardından onu görecek olduğum düşüncesi midemin kasılmasına sebep oluyordu. Saniyede zilyon kez çarpan kalbim ve karmakarışık olan düşüncelerim de bana pek yardımcı olmuyordu.
Kapının önüne geldiğimde gözlerimi bir kaç kez kırpıştırarak gözyaşlarımı geri yollama çalıştım. Elimi kapının kulpuna götürüp yavaşça indirdim.
İçeri girdiğimde burnuma dolan koku gözyaşlarımın tekrar gözlerime tırmanmasına sebep oldu. Terleyen avuç içlerimi elbiseme sürerek yavaş adımlarla yatağa adımlamaya başladım. Onun da kafası eş zamanlı olarak bana çevrildi.
Mideme yumruk yemiş gibi oldum. Boğazıma bir öküz oturmuş de nefes almamı engelliyormuş gibi hissettim. Jungkook karşımda mutluluktan parlayan güzel gözleriyle, gözlerimin en içine bakıyordu.
Temkinli adımlarla yanına yaklaşıp yatağa oturdum. Gözlerinin içi gülüyordu. Beni gözlerimde olab duygular ise acı,özlem, vicdan azabı...
Elini yavaşça yüzüme yaklaştırıp avuç içini yanağıma yasladı. Anında gözlerimi kapatıp
başımı eline dayadım. O kadar özlemiştim ki...Sonra bende elimi onun yüzüne götürüp pürüssüz tenini yavaşça okşamaya başladım.
Aniden beni kendine çekip hızla sıkı bir şekilde sarıldı.
Bir süredir durmuştu nefeslerim. Şimdi tekrar nefes alıyorum.
Kafasını saçlarımın arasına gömmüş, derin derin nefesler alıyordu. Aynı şekilde bende kafamı boynuna gömmüştüm. Yıllardır hasret kaldığım kokusunu doya doya içime çektim.
Jungkook kollarını belimden çekmeden konuştu.
"Neden senden yıllardır uzakmışım gibi hissediyorum?"
Kavuştular?!?!?!?
Siz öyle sanın ÖZÇSDLELFLEMFŞE
neyse feelsli bir bölüm oldu gibimsi🤔🧐
Bu arada umarım ki medyayı açmışsınızdır. Tam duygu geçirir✌🏻
Şimdi de medyaya tekrar gidip klibi izleyin. Kavuşma sahnesi medyadaki videoda.
Vote ve satır arası yorumları unutmayın lan😡🔪Öpüldünüzğ canlarımğ😚🥰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jab tak hai jaan, liskook
Fanfiction"Ordudayken hergün düşündüm. Tanrı beni neden hayatta tutuyor? Bugün anladım ki bana yaptıkları onu yeterince tatmin etmemiş. Önce beni senden uzaklaştırdı. Git dedi, git onsuz yaşa. Bu yüzden gittim ve o'na karşı galip gelmeyi umarak ölümün kolları...