İyi okumalar! 😇
Narin şok içeren bir ifadeyle hemşireye bakıyordu ne demek oluyordu bu narin hamile olamazdı. Yutkundu şaşkınca Halefe bakıyordu, Halef ise düşünceli bakıyordu.
Yutkundum ne demek oluyordu kaşlarım havaya kalkık hemşireye baktım "Ne demek hamileyim?" Sesim zar zor çıktı. Hemşire gülümsedi "evet Narin hanım 1 buçuk haftalık hamilesiniz izninizle bebeği kontrol etmemiz gerekiyor" diyerek Halefe baktı. Halef başını salladı "Tabi" Narine döndü "Ben kapının önündeyim yenge bişey olursa seslen" Narin üzgünce başını salladı tekrar Hemşireye döndü.
Hemşire elinde Belgelerle ve Boynunda asılı olan stetoskopla Yanıma geldi, fakat ben hala hamile oluşuma şaşkındım bi bebeğim daha olacaktı sevdiğim Adamdan bi çocuğum daha, buna sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum, korkuyordum Azad bunu öğrenince beni tekrar bırakıp gidecek miydi ortadan kaybolum aylarca sonra hiç bişey olmamış gibi gelecek miydi. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum elimi karnıma götürdüm. Hemşire kolumu açtı " ilk önce tansiyonunuzu ölçelim bu arada bayılmışsınız, bayılırken bi yeriniz uyuştumu yada hissetmediğiniz bi yerseniz var mı?" Diye sordu boğazımı temizledim başımı salladım " Yok hissediyorum her yerimi sadece başım çok fena dönüyor ve ağrıyor" Hemşire başını salladı tansiyon aletiyle tansiyonu ölçtükten sonra dereceye baktı "O tansiyonuz çok yüksek bu hiç iyi değil birazdan size baş ağrısı için hap getireceğim ve serum takacağım lütfen serumunuz bitene kadar iyicene dinlenin ve bebeğinizi besleyin" Başımı salladım bişeyler yiyecek gücüm yoktu midem de çok bulanıyordu bişeyler yersem büyük ihtimal hepsini geri çıkarırdım. Hemşire bişeyler daha yapıp tam gidiyordu ki durdurdum " Hemşire hanım kocamı görmek istiyorum Yoğun bakımdaydı" Hemşire tebessüm etti izin vermeyecek gibiydi "Lütfen Kocamı göreyim kısacık ta olsa Hemşire Hanım" diye yalvardım. Hemşire bana acımış olması lazım ki gülümseyip izin verdi "Peki ama Hastayı fazla rahatsız etmeyelim ve sizde Narin hanım dinlenmeyi sakın unutmayın diğer Hemşire arkadaşlara söylerim serumu birazdan takarlar size" Gülümsedim "Allah sizden razı olsun Hemşire hanım" Gülümsedi. Kapıyı açtı Kapının önünde duran Halef arkasını döndü hemşire çıkarken Halefi tembihledi "Halef bey, Narin hanım yoğun bakımda olan eşini görmek istiyor rica ediyorum dikkatli olun ayağa kalmazı bu durumda iyi değil yoğun bakım hane üst katta tekerlekli koltuğa oturtun onu lütfen " Halef başını salladı "Tabi Hemşire Hanım dikkat edeceğim" Hemşire gittikten sonra yattığım yerden doğrulup bacaklarımı hafifçe boşluğa sarkıtım. Başım hala feci bi şekilde ağrıyor midemde bulanıyordu Halef yanıma geldi kolumdan tutup yavaşça ayağa kaldırdı, kalkmamla biraz zedelendim atlata doğru Halef belimden tutu "Aman Yenge yavaş" Halefin omuzundan tutunup yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdük. Başka bi Hemşire yanımıza tekerlekli sandalye getirdi "Buraya oturunuz Narin hanım Yoğun bakım üst katta" eliyle işaret etti "buradaki asansöre binin ikinci kata basın" yorgunca tebessüm ettim Yavaşça tekerlekli sandalyeye oturdum Halef arkama geçip kollarından tutup asansöre sürükledi. "Çocuklar nerede Halef ben bayılırken onlar nerdeydi?" Diye sordum Halef ikinci numaralı butonuna basıp bana döndü "Merak etme yenge sen, onlar senin bayıldığını görmediler fakat Hozan çok ağladı susmadı hiç" Endişeyle Halefe doğru baktım Canım oğlum Annesinin bayıldığını hissetmiş demeki kaç saattir etkisiz haldeydim bilmiyorum biricik oğlum aç kalmıştır, yutkundum "Azadın yanına gittikten sonra çocukların yanına gidelim" Halef gülümsedi omuzuma dokundu "Meraklanma Yenge herkes yukarda zaten çocuklarda Yadenin yanındadır" Diyerek teselli etti Başımı salladım.Kaç saattir burada oturuyorum bilemiyordum herkes çok perişan haldeydi, Azad ağayı o halde görünce içim acıdı fakat Narini feryad ederken ki hali gözümün önüne ne zaman gelirse tüylerim diken diken oluyordu. Azadı bu kadar çok sevdiğini onun için bu kadar çok ağladığını ilk defa görüyordum ,açıkçası en çok Narine üzülüyorum Azadan en çok merhamet görmesi gereken oydu bunu neden söylüyorum çünkü Narin Azada üç çocuk verdi, bense kuklaydım burda sanki durumdan çok sıkılmıştım kendimi ne Azadın Karısı olarak nede Narinin kuması olarak hissediyordum, ben burda bu ailede bi fazlalıktım çok saçma biliyorum bunları düşünmek için ne yeri ne zamanı ama oturmaktan beklemekten başka yaptığım yoktu, kimse kimseyle konuşmuyordu herkes sesiz ağlıyor ve benim gibi burda bekliyordu. Elimi çenemin altına götürdüm nefesimi sıkınlıkla dışa üfledim başımı Diyara çevirdim o çaprazımda duran sandalyenin birinde çökmüş oturuyordu ellerini saçlarından geçirip duruyordu eli ayağı titriyordu adeta bakışlarımı gözlerine getirdim yüzü nemliydi gözleri kıpkırmızı o da neydi öyle Diyarın gözlerinden akan ıslaklık göz yaşı mıydı, kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı onu ilk defa ağlarken görüyordum sanırım,üzgünce tebessüm ettim, yeşil gözleri kan çanağına dönmüştü resmen. Titrek dudaklarını kıpırdatıyor bişeyler sayıklıyor gibiydi fakat bu uzaklıkta duymuyordum sesini ama bişeyler sesizce sayıkladığına emindim. Nedense Masum ve Paramparça geliyordu gözüme onu süzerken birden bana baktı, göz göze geldik tebessüm ettim Diyar ise elinin tersiyle burnunu sildi elleriyle göz yaşlarını silip ayağa kalktı, ayağa kalkmasıyla çenemde dikili olan elimi çektim yerimden doğruldum ellerini saçlarından geçirip seslice nefes alıp verdi ayaktaydı fakat hala yıkılmış gibiydi ne olup bittiğinden en ufak bilgim yoktu neler oldu nasıl kaza yaptıklarını bile bilmiyordum hiç kinse anlatmadı soruşturmadı, o kadar çok merak ediyordum ki ne olup bittiğini öğrenmek istiyordum düşüncelerim yakınımdan gelen ayak seslerini duyunca koptu Diyara çevirdim bakışlarımı. Diyar bi hışımla oturduğumuz koridordan uzaklaştı nereye gidiyor bu, Yade ve diğerlerine baktım ayağa kalktım Yadenin yanına gittim "Yade su almaya gidiyorum bişey lazım mı?" Diye sordum Yade elindeki peçeteyle burnunu sildi başını hayır anlamda salladı „Na keçam istemiyem bişey" tamam diyip yanından gittim hemen Diyarı aradı gözlerim çok hızlı yürüyor bu koridorun sonunda onu görünce hızlı adımlarla onun arkasından yürüdüm. Merdivenleri aşaya indi hemen arkasından bende indim hastaneden çıkıp bahçeye doğru yürüdü, yanına gitsem mi gitmesem mi diye ikilemesinde kaldım duvarın arkasına geçtim beni fark etsin istemedim Diyarı izlemeye başladım, bi banka oturup yaslandı başını havaya kaldırdı bi müddet öyle kaldı elini cebine koyup, cebinden bişey çıkardı ne çıkardığını baktığımda sigara paketi çıkardığını gördüm paketten bi dal sigara çıkarıp dudakların arasına yerleştirdi çakmayla ateş açıp sigaranın ucunu yaktı. Nefesimi dışa üfledim yanına gitmeye karar verdim. Duvarın arkasından çıkıp Diyara doğru yürüdüm arkasından dolanıp yanına oturdum, sigarasından bi duman çekip havaya üfledi başını bana çevirdi gözlerine baktım tebessüm ettim Diyar ise boş bi ifadeyle bana bakıyordu öylece elimdeki suyu ona uzattım "Su ister misin?" Diye sordum ince bi sesle, ilk önce gözlerime baktı sonra ona doğru uzattığım su şişesine ,bi müddet elim ona doğru havada kaldı " biraz su içsen kendine gelirsin" alması için su şişesini salladım nefesini dışa üfledi elimden şişeyi aldı tebessüm ettim. Suyu başına diktikten sonra şişeyi kenara bıraktı. Parmağımla saçımı kulağımın arkasına yerleştirdim Diyarın koluna dokundum dokunmamla bakışlarını elime götürdü anlamsızca bakıyordu "iyi misin?" Diye sordum iyi olmadığını görüyordum ,amacım Diyarı konuşturmaktı belki olay hakkında bişeyler anlatır diye umut ettim "Gördüğün gibi hepimiz perişan haldeyiz" diye soğukça cevap verdi başımı salladım, bakışlarım Diyarın yüzünde takıldı gözlerini inceledim o kadar ağlamaktan göz altları şişmişti "Gözlerin ne haldeler kıp kırmızı kızarmış resmen" dedim gözlerini göstererek "Amacın ne Şilan He" diye birden sordu Diyar "Seni teselli etmeye çalışıyorum Diyar başka amacım ne olabilir" diye sitem ettim alayla tısladı "beni ne diye teselli ediyorsun orda kocan yoğun bakımda ve sen beni mi teselli ediyorsun, gram üzülmedin değil mi Abimin durumuna doğruyu söyle" diye alayla konuştu " ne saçmalıyorsun sen Diyar Azad Kocamsa sende onun kardeşisin benimle nasıl bu şekilde konuşabiliyorsun amacım kötü bi niyetle değildi seni teselli etmeye çalışmam, Azadın durumu için çok üzgünüm hepimiz üzgünüz ama sen niyetimi çok yanlış anlamışsın" diyerek kalkıp tam Diyarın yanından gidecekken kolumdan tutup beni durdurdu "Tamam sakin ol özür dilerim bende ne dediğimi biliyor muyum olayın şokundayım hala ,tamam oturur musun şuraya" diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı onu da anlıyordum çok fazla soruyla onu boğmak istemiyordum en iyisi susmaktı en azından şimdilik öyle. Güneşin yüzüme vurmasıyla gözlerimi kapadım temiz havayı içime çektim etrafta koşuşturan insanları izliyordum bi yandan, bi yandan ise hastaların yakınlarının ağlamasını izliyordum kim bilir o teyzenin yakını kimse başına kim bilir ne gelmişti. Başımı girişe çevirdim gözümü kıstım Annemgileri görmüştüm gülümsedim hemen ayağa kalkıp Annemlere doğru hızlıca yürüdüm. Annem benim onlara doğru geldiğimi fark edince Hızlıca bana doğru geldi "Annem hoş geldiniz" diyerek sarıldım. Annem sımsıkıca sardı kollarını "Kızım nasılsın yavrum olayları duyduk da geldik" Geri çekilip Annemin elini öptüm Dilana sarıldım "Abla Enişte Nasıl iyi mi " tebessüm ettim Bize bakan Diyara çevirdim bakışlarımı tekrar Bizimkilere doğru çevirdim başımı "Yoğun bakımda hala, kaç saat oldu doktorlar da bize bişey demiyor" Dedim üzgünce Dilan kolumu dürttü "Abla Eniştenin kardeşi Diyar değil mi o " Diyarı işaret etti başımı salladım "Hih nolmuş çok kötü gözüküyor" dedi elini ağzına doğru götürerek. "Vah vah abisine üzülüyordur" dedi Annem üzüldü tabi Diyarın durumuna. Annemi onayladım. Diyar yanımıza geldi sahteden gülümsedi "Hoşgeldiniz " dedi düz bi sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuma - (Karmaşık Sevda)
RomanceBir varmış bir yokmuş sinirli sert bir ağa bozuntusu varmış karısıyla pek ilgilenmeyen bir adam adêtden dolayı ikinci bir evlilik yapmak zorundaymış bundan habersiz güzeller güzeli bir genç kız varmış evleneceği adamın zaten çocukların var oluşu...