31.Bölüm

2.8K 106 220
                                    

İyi okumalar 💫

Azad ağa sinirle Merdivenleri hızlıca çıktı.
Şilanla olan odasının kapısını sinirle sert bi şekilde açtı, Şilan kollarını göğsünün üstünde bağlamış Azad ağayı bekledi. Azad ağa elini yumruk haline getirmiş odaya adımını attı, odanın kapısını kapayıp kilit vurdu. Şilana doğru dönünce seslice burnundan soldu, Mavi gözleri Laciverte dönüşmüştü sinirden. Azad ağa sinirlerine hakim olmaya çalışıyor fakat aklına kardeşi Diyar ve Şilanla olan yakınlaşma ve kardeşinin  Karısına olan bakışları önünde görüntülendi. Baş parmağı ile burnunun kemiği sıktı boynunu sağ sola kıtladı Azad ağa bunları yaparken Şilan ona anlamsız ve soru işareti içeren bakışlarla baktı. Azad ağa Odanın ortasına kadar yürüyüp üstündeki Kumaş Ceketini çıkarıp yavaş hareketlere Şilana çatık kaşla pufun üzerine bıraktı. Gömleğinin kol düğümelerini çözüp dirseğine kadar katladı. Şilan, Azad ağanın bu hareketlerinden korkmaya başladı, Azad ağa Şilana doğru yaklaştıkça Şilan arkaya doğru uzak durmaya çalışıyordu. Oda küçük olduğu halde arka arkaya yürümeyi durmak zorunda kaldı. Azad ağa derin nefes aldı "Sana tek bişey soracağım Şilan, Kardeşimle aranda ne var?" Dedi sakin ama öfke ve sinir içeren sesle. Şilan gözlerini pörtledi, Azad ağanın ne dediğinden farkında olmadığını umuyordu. Azad ağa bi müddet bekledi Şilan sadece Azad ağanın gözlerine şaşkınca bakıyor ve ağzından hiç bişey çıkmıyordu. Tir tir titriyor ve öylece masumca Azad ağasına bakıyordu, Azad ağa seslice nefes alıp verdi bu sesizlik onu acayip rahatsız ediyordu, Şilanın susması Azad ağayı daha çok öfkelendiriyor ve tahmin ettiği şeyle ilgili haklı çıkması zoruna gidiyor du "KONUŞSANA KADIN!" Azad ağanın bağırmasıyla yerinden sıçradı Şilan. Şilan dişini sıktı Kocasının böyle bi şeyin sormasına inanamıyordu, Azad ağa biraz daha yaklaştı Şilana çatık kaşlarıyla gözlerinin en derinine bakıyordu. " Ne sorduğundan farkında mısın Ağam" dedi Şilan sinirle, Azad ağa tereddüt etmeden cevapladı "Gayet de farkındayım" . Şilan gözlerini kaçırdı iftira üstüne iftira artık gram dayanamıyordu haksız yere suçlu gösterilmesinden bıkmıştı.
"Bu Nasıl bi iftira böyle bişeyin mümkünatı yok" dedi Şilan kendinden emin konuşarak.
Azad ağa küçük çaplı kahkaha attı ellerini beline koydu "Demek öyle heh,ulan bakışlarınızı görmediğimi mi sandınız ha beni aptal yerine koymaya mı çalışıyorsun Şilan Xanım, kardeşlerimden ne istiyorsun" dedi Azad ağa sert bi şekilde. Şilan, Azad ağanın son dediğine Gözlerini sinirden pörtledi, "Napmışım kardeşlerine hah en ufak hatam dahi yok kimselere bi beni kabullenemedin Ağam, sana en ufak zararım yok" Şilan ağanın dibine kadar yaklaşıp işaret parmağını Azad ağanın göğsüne bastırdı "Beni laflarına kirletemiceksin Ağam kimseye göz koyduğum yok kimseyle fingirleştiğim yok" Azad ağa göğsünde olan işaret parmağını eline alıp sıktı, sıkmasıyla İnledi Şilan "Acıtıyorsun bırak parmağımı. Azad ağa Yüzüyle Şilana yaklaştı "Kırdıtma bana parmağını, Diyarla aranda neler olduğunu bittiğini çok iyi biliyorum, Sana olan bakışlarını fark ediyorum eğer ki ayağını denk almazsan Şilan Xanım seni diri diri mezara gömerim anlaşıldı mı?" Şilan parmağının acısı yüzünden gözleri dolmuş ağlamamak için kendi zor tutuyordu. Azad ağanın ona dedikleri inanılacak kadar değildi, Azad ağa sıktığı parmağı kendine doğru çekmesiyle Şilanın öne doğru kaymasına sebeb oldu, kulağına yaklaştı Ağa "Dua et seni Tokat manyağı yapmadığım için, Seni Gebertmediğime Dua et Şilan Ciwanova" Diye fısıltıyla konuştu Azad ağa, elinde sıktığı parmağı boşluğa fırlatı. Şilan Azad ağanın dediklerinden sonra ve parmağını incitmesi gözlerinden yaş akmasına izin verdi. Azad ağa daha bişey demeyip odadan çıkarken arkasındaki kapıyı sertçe kapatı. Şilan durduğu yerde çömelip elini ağzının üstüne götürüp sessizce ağladı.

Azad ağa Merdivenleri hızlıca inerken telefonu çaldı, ekrana baktığında Adamların biri aramıştı kilit tuşunu kaydırıp kulağına götürdü telefonu "Söyle Şiyar" telaşla konuşmaya başladı Azad ağanın Adamı " Ağam Ekremlerin Adamları Sanayiyi basmışlar önüne geleni yıkıp dökmüşler Çalışanları da dövmüşler Ağam yetiş" Azad ağa Karşı tarafı bi müddet dinledikten sonra sıkınlıkla Gözünü kapatıp sakin olmaya çalışıyordu Derince nefes alıp verdi burnundan. İçinden sövdü Ağa s*ktiğimin i*nesi düşüncelerini bi kenara bırakıp Adamına emreti "Çabuk Adamları topla Ekremlerin ocağını basacağız bu pe*evenk yürek yemiş ona hepsini fitil fitil yedirtecem görecekmiş Alhambraların Ocağını basmak neymiş görecek, Şiyar Adamlarla Depoya gelin gece plan yapılacak"  Şiyar Ağasını onayladı            
"Emrin ola Ağam". Azad ağa telefonu kapatıp Kumaş pantolonun içine sokup Avluya indi kardeşlerini görünce onlara doğru yürüdü hızlıca "Breler benimle gelin baskın var" dedi iki parmağıyla onları işaret ederek. Hazar başını salladı fakat Diyar bu durumdan kıl olmuştu sesizce küfür savurdu "bi bitmedin Ekrem köpeği" biliyordu bu baskınların sebebini aklınca Alhambraları korkutmak istiyordu sebebini diyar çok iyi biliyordu bıkkınlıkla nefesini dışa üfledi. Azad ağa be Hazar çoktan arabalarına adamlarıyla binip yola çıkmışlardı Diyar etrafına bakındı "la ne ara kayboldunuz" diye geçirdi içinden.
Merdivenleri hızlıca çıktı odasına girip çabucak komodinin üzerindeki emaneti alıp beline yerleştirdi tam odadan çıkıyordu ki duraksadı yatağın yanında ki gece komodine yaklaşıp çekmeceği açıp Ağasının ona hediye ettiği özel yapımlı gümüş kaplı silahını çıkardı. Dudağını yan sırıtıp onu da diğer belinin arkasına yerleştirdi. Telefonunu cebinden çıkarıp Ekremin numarasını tuşladı, kulağına tutu bi kaç çalıştan sonra Ekremin sesi belirledi "Oo Diyar efendi bizi arar mıydınız hiç yav" diyip kahkaha attı. Diyar sinirle burnundan soldu "Kes lan lavuk" diye sertçe konuştu "nıç nıç nıç hiç yakışıyor mu bizim Diyar efendiye böyle konuşmak dost sayılırız burda alış veriş yaptık o kadar Aa ayıp ediyorsun" Diyar dişlerini sıktı
"Dostun değilim ben ulan bi kaç iş yaptık diye ne bu yalaklık" Ekremin kahkahası kesildi bu sefer dalga içeren sesle yerine ciddilik içeren sesine döndü "Bana bak Diyar ülkenin en kaliteli elit tozunu sattım sana lan borcunu ödemeyen yer dayağımı hemde en nanköründen" Diyar sinirle elini yumruk şeklinde yaptı "Ulan şerefsiz sana bekle dedim paranı verecez dedim yürek mi yedin de sanayiye baskın düzenlendin hah sen kimsin de hangi akılla Alhambra aşiretinin malına zarar verirsin ulan seni bi yakalarsam ant içerim ki seni maf edeceğim" hızlı hızlı nefes alıp veriyordu Diyar telefonu kapatım ellerini saçının arasına götürdü sinirle çekiştiriyor volta atıyordu odasında. Ağasının toz olayından hatta Ekremle iş birliğine girdiğine öğrenmemesi lazımdı napıcağını bilemiyordu, tek bi bildiği vardı o da çok geç olduğunu Ekremin susmayacağını ve art arda saldıracağını biliyordu. Sinirle bağırıp elini yaptığı yumruğunu duvara geçirdi. Üst üste yumruğunu duvara geçirdiğinde elinin üstünden kan damlaları akmaya başladı "S*ktir" diye küfür savurdu. Odasından hızlıca çıkıp arkasından kapıyı sertçe çarptı tam aynı sinirle merdivenlerden inecekti ki koridordan ağlama sesini duyunca duraksadı. Arkasını çevirdi ses Şilanın odasından geliyordu tam önüne geri dönüp gidiyordu ki bi hıçkırık sesi duydu ardından ağlama sesleri ve bişeylerin söylediğini duydu tekrar kapıya doğru çevirdi kafasını Diyar. Şilanın odasına doğru yaklaştı kapı kolunu tutu odanın, yavaşça indirdi kapıyı açıp içeriye girdi gördüğü şey ise Şilanın yerde oturup dizlerinin üzerinde kafasını yaslamış ve ağladığı idi. Derin bi nefes çekti Diyar Şilanı öyle görünce sinir yerine acı sapladı içine, kapıyı kapatıp Şilana yaklaştı Şilan ise Diyarın geldiğini fark etmedi. Diyar şilanın tam karşısına geçti bacaklarını yere kırıp eğildi "niye ağlıyorsun?" Dedi sakince Şilan kollarının arasına gömdüğü başını Diyarın sesini duymasıyla kaldırdı, gözleri kan çanağı gibi kızarmış dudağı şişik öylece bakıyordu Diyara, Şilanın bu görünüşü Diyara aşırı tatlı geliyordu gözlerinin içine baktı elini Şilanın yanağına götürdü parmağıyla akan gözyaşını sildi yüzünü şilana yaklaştırdı şilan diyarın elini yanağından çekti "bırak beni çek o elini" diye bağırdı sinirle ayağa kalktı Şilanın kalkmasıyla Diyarda çömeldiği yerinden kalktı.
"Hepsi senin yüzünden yeter yeter artık bıktım senden de o ağandan da hiç bi zararım yok ne sana ne Azada ne bu konağa da" şilan sinirle bağırıyor ve diyarı yumrukluyordu. Diyar sakince Şilana bakıyordu bu kızın böylece çileden çıkmasının ilk haliydi hak veriyordu ona bu yüzden mani de olmuyordu "Ne istiyorsunuz benden NE NE ben naptım sana söylesene naptım" diye Diyara feryat edercesine bağırıyordu. Diyar Şilanın ona yumruk atan iki elini tutu bileklerinden sıkıca tutup kendisine çekti " Kalbimi çaldın daha nolsun" dedi Diyar sakince. Şilan duraksadı bunu hiç beklemiyordu Diyar parlayan yeşil gözlerini Şilanın kara gözlerine dikti " Kalbimi ve aklımı Gül suyu" diye fısıldadı Yüzünü Şilana yaklaştırdı bileklerini arkasından tutu Şilanın göğüsü hızlıca inip kalkıyordu Diyar bi eliyle Şilanın bileklerini tutup diğer elini Şilanın yanağına götürdü yüzüne düşen saç tutamlarını yüzünden çekip yanağını okşadı "Eninde sonunda benim olucaksın Gül suyu" diye fısıldadı Diyar. Şilan sinirle debelendi "Bırak beni" nefesini öfkeli bi şekilde alıp verdi Diyar yüzünü Şilanın yanağına yaklaştırdı Şilan refleksle başını yana çevirdi, Diyar Şilanın bu hareketiyle yüzünü Şilanın açıkta olan boynuna gömdü orda bi müddet öyle kaldıktan sonra Şilan hemen kendini Diyardan çekmeye çalışıyordu fakat Diyarın bileklerini tutuğu için ondan kurtulması imkansızı "Ya bırak beni bırak" diye bağırdı Şilan. Diyar sonunda ellerini Şilanın bileklerinden çekerken ona sinirle bakan kadının gözlerine baktı bıyık altından sırıtı "Defol git odamdan DEFOL!" Şilanın tekrar yükseldiğini görünce daha bişey demeyip odadan çıktı. Merdivenleri hızlıca inip Avluya çıktı, çıkmasıyla Narin yengesiyle karşılaştı bitkin bi şekilde eli belinde yavaş hareketlerle mutfağa doğru yürüyordu.
Diyar Yengesine doğru yöneldi "Yenge niye ayaktasın Allah için dinlen Ağam seni ayakta görmesin vallahi vurur bizi" Narin yorgun bakışlarını gelen Diyara çevirdi "Su içmeye inmiştim sürahim bitti biraz da bişeyler yiyeyim" Diyar anladım manasında başını salladı tam Narin gidiyordu duraksadı Diyara çevirdi başını "Ağam nerde?" Diyar yutkundu
"Sanayi de bi sorun çıkmış acilen çağırdılar adamlar" Narin Yengesini boş yere telaşlandırmak istemiyordu hasta haliyle.
Narin hem şaşkın hemde endişeyle baktı "Kötü bişey yoktur İnşallah Diyar noldu ki Sanayi de?" ard arda soru yağmuruna tutmuştu Diyarı
Diyar Yengesini sakinleştirmeye çalıştı "Sakin kalasın Yengem kötü bişey olmadı sadece işçilerin aralarında bi husumet çıktı da" Narin Diyarın dediği ile rahatlamış başını salladı " işiniz rast gele Allah emanet olun" diyip Mutfağa indi. Diyar başını sallayıp Avludan çıkıp kapının önünde onu bekleyen beş adamlarıyla birlikte arabaya binip doğru sanayiye gaza bastı.

Kuma - (Karmaşık Sevda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin