Karakolda bir gece

499 432 271
                                    

Evet, yeni bölüm sizlerle... okuduktan sonra fikir ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Olumlu olumsuz her yorumunuz benim için değerlidir.  Okuduktan sonra bol beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum... Ve iyi okumalar.... :)

Karakolda Bir Gece

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Karakolda Bir Gece

Unutma hayat yolu uzun ve çetin bir yol, çabuk pes edersen yürünmez o yol...

Kafamı yerden kaldırmadan yürüdüm karakoldan içeri. Kafamın içinde bir sürü düşünce, bir sürü soru işaretleri dönüp duruyordu. Attığım her adımda düşündüm, sordum, sorguladım... Ama cevap bulamadım. Sorulara hiçbir cevap bulamadım. Hiçbir düşüncemi netleştiremedim. Hiçbir şeyi yerli yerince koyup da işte böyle diyemedim. Yürürken kafamın içinde bu düşüncelerle olduğumuz yerde durduk. Hiçbir tepki vermeden ben de durdum öylece. Yaptığım tek eylem nefes almaktı...

''Seni ifade için alacağız birazdan. Şimdilik buradasın.'' Polisin sözlerinden sonra başımı yavaşça kaldırdım. Benim Polisin deyimiyle –şimdilik- duracağım bu yere baktım. Aman Allah'ım! Şok olmaya bile izin vermeden beni bu demir parmaklıkların ardına tıktılar. Ben hala üstümdeki bu şoku atamazken bir şok daha yaşadım karşımda duran Yaman'ı görünce. Şirketten sonra hiç görmemiştim ve şimdi karşımdaydı. Onun ne işi vardı burada? Ne o konuştu ne ben. İkimizde öylece susuyorduk. Sessizliği ilk bozan Yaman oldu.

''Sen, biliyor musun?''

''Neyi?''

''Derin'i kimin öldürmek istediğini? Bizden şüpheleniyorlar.''

''Hayır, benim bir alakam yok. Gerçekten hiçbir şey bilmiyorum ben. Ben bir şey yapmadım.''

Gözlerim doldu bir an da. Düştüğüm duruma bakar mısınız? Karakolda bir kişinin hayatını sonlandırdığım iddia edilerek tutuluyorum. Ben kimseye zarar vermedim hayatım boyunca. Herkesin bana zararı ziyanı oldu da benim kimselere zararım olmadı. Ben kıramadım, incitemedim, zarar veremedim. Ama onlar ciğerimi söktüler benim, kan kusturdular. Şimdi düştüğüm şu duruma bakın...

Beş dakika sonra iki polis memuru beni sorguya almak için geldiler. Kapıdan çıkmadan önce Yaman'la göz göze geldik, uzun uzun baktık birbirimize. Polis memurunun 'hadi!'' emriyle çıktım. Hani filmlerde olur ya loş ışık, bir masa bir polis memuru... Tıpatıp aynı sahneyi yaşıyordum şu an. Sandalyeye oturdum, karşımada uzun boylu, esmer orta yaşlı bir polis memuru oturdu. ''Anlat'' dedi. ''Neyi?'' dedim.

''Derin ÖKSÜZ... Tanıyor musun?''

''Evet, yani çalıştığım şirketten. Patronun iş aldığı çalışma arkadaşıydı.''

''Bu kadar mı ?'' tek kaşı havada sert ve soğuk ses tonuyla soruyordu. İçim ürperiyordu. İnsanın korkacağı yoksa bile bu ses tonuna bu odaya ürperiyordu.

''Evet, bu kadar.''

''Anlat her şeyi. Bizi de yorma kendini de... Daha fazlası olduğunu ikimizde biliyoruz. Elimizde Derin ile konuşmalarınız duruyor. Kamera kayıtları da bunu doğruluyor. Neden yaptın bunu? Yaman' la beraber mi planladınız? Kimin fikriydi? İtiraf et hadi!''

Aşk' a TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin