Bu bölümü ayrı bir mutlulukla yazdım. umarım siz de beğenirsiniz. Aşka Tutsak kaldığı yerden devam ediyor.
yorumlarınızı bekliyorum sevgili okurlarım
12. Bölüm
''Şimdi ben GECENİN en siyahında, DENİZİN en dibindeyim.
Benim için her şey çok geç artık!''
Sabah erkenden uyanmış, kahvaltımızı yapmıştık. Kendime sade bir Türk kahvesi yapıp koltuğa oturdum. Elimde telefon sosyal medya hesaplarımda dolanıyordum. Ana sayfada dolandıktan sonra profilime girdim. Paylaşımlarıma bakıyordum. Fotoğraflarımızı incelerken derin bir iç çektim ve parmaklarım Elif'in gülen yüzünde gezindi. Mutluyduk o zamanlar, hem de çok. Yine mutlu olabilirdik kader onu bizden ayırmasaydı. Canım kardeşim benim.
Kahvemden bir yudum daha alıp ana sayfaya tekrar döndüm. Arkadaş önerileri kısmında onu görmemle kısa bir durakladım. Sayfasına girip girmemekle tereddüt ettim. Herkese açıktı hesabı. Tabi ki merakıma yenik düşüp girdim. Uzun zamandır girmediği yapmış olduğu paylaşımlardan belliydi. Ya da giriyor, paylaşım yapmıyordu. Profilini incele kısmının üzerine tıkladığımda neler yazmış olduklarını gördüm.
28 Aralık 1992 doğum tarihi
Oğlak burcuymuş demek. Niye ciddi olduğu, gülmediği belli oldu şimdi. Akreplerle anlaşabilir mi acaba? Benim burcum Akrep. 09.11.1995 doğumluyum. Ama benim yükselen burcum Oğlak. Bu konular ilgi alanım olduğu için araştırmazsam ölürüm. Hele birilerini stalklamak tam akrep burcunun yapabileceği şey. Profilini incelemeye devam ettim. Yazmış olduğu yazı dikkatimi çekmişti.
''Şimdi ben GECENİN en siyahında, DENİZİN en dibindeyim.
Benim için her şey çok geç artık!''
Büyük harflerle yazmış olduğu gece ve deniz kelimesi dikkatimi çekti. Defalarca okudum bu sözünü. Senin ördüğün bu duvar arkasında çok acıların var duvar adam anlaşılan. Bu düşüncemi Begüm'ün sesi böldü.
''Tatlım, geliyorlarmış, 10 dakikaya orada oluruz dediler.''
''Tamam canım, ben üstümü değiştireyim pijamalarla duruyorum hala. Hemen gelirim.''
Yatak odama çıkınca telefonumu yatağın üzerine bırakıp gardırobuma yöneldim. Siyah kalın taytımı ve uzun gri sweatshirt çıkarttım. Hızlıca giyinip saçımı da topladım ve telefonumu aldığım gibi indim aşağıya. Ben aşağı inerken konuşma seslerinden geldiklerini anladım. Hoş geldin faslından sonra Masal'ı kucağıma aldım. Lisa çoktan içeri geçmişti.
'Burak biraz işleri olduğunu söyledi. Yalnız kalmak istiyor galiba. Benimde şu şirket avukatıyla görüşmem lazım. Ben Yaman ile konuşurum, yanınıza gelir.'
'Gerek yok buna. Neden gelecekmiş ki hem ben evde tek başıma durabilecek biriyim.'
'Biliyorum canım benim ama etrafımızda gezen gölgeler olduğu için biraz katlanmak zorundasınız.'
Mert'e sinirli bakışlarımı yolladığımda omuzlarını yapacak bir şey yok der gibi yukarı kaldırdı. Bir şey demeden sustum. Onlar gidince ben de içeriye geçtim. Tüm günümü Masal ve Lisa ile geçirecektim. Çünkü morale çok ihtiyacım vardı.
''Kurabiye yapmıştım akşamdan. Sütte var içmeye ne dersin tatlım.'' Önerimi Lisa'ya sunarken Masal'ı koltuğun üzerine çoktan yatırmıştım pusetiyle. Lisa'nın onaylayan bakışlarıyla mutfağa gidip kurabiye ve sütleri getirdim. Çizgi film açıp izlemeye koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk' a Tutsak
Ficção Adolescenteİmkansızın icinde bile imkan vardır derler... Söylesene duvar adam, Yıkılır mı duvarın ? İzin verir misin duvarlarını yıkmama? Bahçelerimiz papatya dolar mı? Çiceklerimiz açar mı? Bu enkazdan kurtulabilirmiyiz? Ben yine sevebilir miyim ne ders...