Kalakaldım bu enkazın ortasında. Daha doğrusu kalakaldık. Şimdi bu enkazdan nasıl kurtuluruz? Belki hayatımızın sonuna gelmişizdir. Burada böylece ölüp gidebiliriz, Belki de bir mucize olur çıkabiliriz... Benim şu an bu mucizeye çok ihtiyacım var... Çünkü benim gücüm buradan çıkmaya yetmeyebilir.
Hayatım boyunca hep mücadele ettim, hayatta tutunmayı başardım ama bu son yaşadıklarım tüm gücümü aldı benden. Ve ben artık güçlü olmak, mücadele etmek istemiyorum. Ben artık huzurlu olmak istiyorum. Ben çok fazla mücadele etmek zorunda ve güçlü olmak zorunda bırakıldım...
Ben hayatım boyunca hep mücadele etmek zorunda kaldım. Hep güçlü kadın olmak zorunda bırakıldım. Ben de istemez miydim hiç annem kahvaltımı hazırlasın mis gibi kokan yumurtalı ekmekler, meyve suyum masamda olsun. Babam saçlarımı okşasın, oyun oynasın benimle... Büyüdüğüm zaman, onu sevdiğim zaman... Sevilen bir kadın olmak istemez miydim hiç... Öyle pahalı hediyelermiş, sinemalarmış bilmem nelermiş benim hiçbirinde gözüm olmazdı ki... Sevsin, yalansız dolansız tüm samimiyetiyle... Sahip çıksın, korusun kollasın... Ben kendimi korurum ama insanın sevdiğinin kendini korumasını hissetmek daha bir başka. Seveyim, sevileyim, mutlu bir hayatım olsun. Bir evlilik olurdu belki. Anne olurdum ben. Küçükken hep hayalimdi anne olmak. Canımdan benden bir parça, bir bebeğimin olması. Bana umut olsun, huzur olsun...
Her insanın isteyebileceği şeylerdir bunlar ama her insanın yaşayabileceği şeyler değildir. Kimisi bu güzelliklerin hayalini kurarken kimisi de şikâyet eder bu halinden... Hayat işte...
Telefonumun sesiyle başımı cebime doğru çevirdim. Arayan Mert'ti. ''Deniz''
''Alo Mert''
''Kar yolları tıkamış, ambulans ve itfaiye ne zaman gelecek bilmiyoruz...'' gözlerim doldu o an da...
''Mert, biz içeride kaldık. Kapı kilitli...''
''Kim siz içeride hangi kapı kilitli ne diyorsun sen Deniz?'' Bela geldi mi üst üste gelmek zorunda mıydı? Şimdi ne olacak böyle... Yaman sorar gözlerle bana bakıyordu.
''Yaman ve ben... Şey, Yaman yangını söndürebilmek için etrafa bakınıyordu sonra nasıl oldu biz de bilmiyoruz kapı açılmıyor.''
''Ben bir şey bulmaya çalışacağım. Siz sakin olun. Tamam mı?''
''Elif ve diğerleri nasıl?'' Bir yanım onlarla kalmıştı.
''İyi olacaklar.'' Bu cümle beni tedirgin etmişti. İyiler demedi, iyi olacaklar dedi, demek ki onlar kötüydü. Telefonu umutsuzlukla kapatıp cebime koydum.
'' Ne oldu?''
''Yollar karla kaplı olduğu için ne zaman gelecekleri belli değilmiş ambulans ve itfaiyenin... Bir şeyler yapacağım dedi.''
''Nefes alamıyorum, camı açsak biraz...'' diye ekledim. '' Yaman camı açmak için pencereye doğru ilerledi. Camı açmak için cam kolunu tuttu ama zorlanıyordu. '' Ne oldu?'' diye sordum nefes almaya çalışarak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk' a Tutsak
Genç Kurguİmkansızın icinde bile imkan vardır derler... Söylesene duvar adam, Yıkılır mı duvarın ? İzin verir misin duvarlarını yıkmama? Bahçelerimiz papatya dolar mı? Çiceklerimiz açar mı? Bu enkazdan kurtulabilirmiyiz? Ben yine sevebilir miyim ne ders...