4.

2.2K 207 69
                                        

Yeni açtığım gözlerimi odanın etrafında gezdirdim.Hastane de olmak benim için normal bir durumdu artık,odamda uyansam şaşıracak haldeydim.

Neyse ki nerede olduğum pek umrumda değildi.

"Günaydın."

Hazal'a baktım,her geçen gün değişen yüzüne,bedenine ve gülümsemesine.

Hepsi gün geçtikçe soluyordu.

"Sana da günaydın,iyi misin?"

"Pek sayılmaz."

"Ağrıyan belli bir yerin var mı?"

Kafasını iki yana salladı.

"Her yerim çokça ağrıyor."

"Geçecek,biliyorsun değil mi?"

"Pek sanmıyorum."

Diyecek bir şey bulamadığımdan bekledim,saatime bakmaya fırsat bulamadan kapı iki defa tıklatıldı.

Onun gelmiş olduğu düşüncesi beynime dolduğunda ellerimin karıncalandığını hissettim.

"Gelin!"

Kapı yavaşça açıldı,içeri o ve ciddiliği girdiğinde yutkundum.

Bakışları yüzümde hiç oylanmadı,direkt Hazal'ın buldu.

"Bugün nasılsın?"

Önlüğünün cebinden çıkardığı kalemle elinde tuttuğu dosyaya bir şeyler yazmaya başladı,Hazal ne söylerse kafasını onaylamışçasına sallayıp oraya geçiriyordu.

Diğer doktorlara nazaran inci gibi olan yazısı şaşkınlık duygumu onun üzerinde bir kere daha açığa çıkarmıştı.

"Size söylüyorum."

Daldığım yerden keskin sesi ile çıktığımda gözlerini gözlerime kenetlediğini gördüm.

"Ha?"

"Hava alması için onu terasa çıkarın."

Ne dediğini düşünebilmek için gözlerimi gözlerinden çektim,yeni uykudan kalktığımdan olsa gerek şapşal hissediyordum.

"Anladım peki."

Konuşma bittiği an gözlerini benden çekiyordu,sanki birine bakması boşa zaman kaybıymış gibiydi.

"Hava aldıktan sonra görüşürüz Hazal."

"Görüşürüz."

Gülümsemeyen yüzü ile çocukları nasıl güldürdüğünü anlamak çok güçtü.

Odadan çıktığında ne olduğunu tarif edemediğim kokusu onun aksine kalmıştı.

"Çok güzel bir kadın."

Omuz silktim.

"Evet,öyle."

Kollarından tutup onu sandalyesine otutturdum,önüne geçip yatmaktan dağılmış olan kıyafetlerini düzelttim.İşaret parmağımla burnuna dokunduktan sonra hareket ettirmeye başladım.

"Kurabiye alır mısın bana?"

"Şimdi mi?"

"Evet,lütfen."

"O halde seni terasa çıkarıp Naz hemşireye bırakayım,sonra da kurabiye almaya giderim."

"Kantinden almayacaksın değil mi?"

"Hayır yakınlarda ki pastaneden alacağım,kakaolu?"

"Hı hım kakaolu."

Saçlarını hafifçe karıştırdım,elime gelen saç telleri ile durdum.

Nisan Yağmuru (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin