Bariz dokunuşlar hissediyordum tenimde,usul usul gezintiye çıkmış parmaklar,uyurken dâhi yüreğimi hoplatacak kadar heyecan verici,dünyanın sonuna dek bu şekilde uzanacak kadar sakinleştirici niteliktelerdi âdeta.
Aşkı parmaklarında,tenime işler gibiydi.
Gözlerimi araladım,aramızda kısacık bir mesafeden,biraz yukarıdan bana bakıyordu,gözlerinin pırıl pırıl olduğuna şahit oldum.O kısacık mesafe dağ oldu gözümde,sanki yeller estirdi huzura bulanmış tenime.
Mesafeyi kapattım.
Attığım adıma şaşırdı,dudakları üstüne kapanmış dudaklarım onu şaşkınlıkla durdurdu azımsanacak bir süre,ardından güldüğünü hissettim dudaklarımda.
Dakikalarca devam etti bu sessiz günaydınlaşma.
Onun dudakları hem gün ağartıyor,hem de öldürüyor gibi hissettiriyordu.
Lezzetli bir zehir olduğunu düşündüm.
Varsın,onun dudakları beni öldürsündü,razıydım.
Geri çekildi içimdeki hesaplaşmalara şahit olmuş gibi. "Nisan." Dedi,iç çekercesine.
"Hım?" Diye bir ses çıkardım doğrulurken.
"Hiç." Dedi,usulca.Söyleyeceği şeyden vazgeçmişti. "İsmin içimde kelebekler uçuşturuyor."
Ağzımı açacağım sırada aşağıdan kahkaha sesleri duydum,kaşlarım sorgular gibi çatıldığında dudağının ucuyla güldüğünü gördüm Yağmur'un.
"Alev geldi,o gün o villadan kurtulmamızı sağlayan kadın.Hazal'la bir futbol oyunu oynuyorlar."
Kafamı salladım usulca. "Tanışıklığınız nereden geliyor?"
"Eski sevgilim." Dedi,omuz silkerek.
"Pardon?" Dedim,kaşlarımı çatarken.
Kahkaha attığını gördüğümde bundan zevk aldığını düşündüm,ben kendi kendime homurdanırken o çoktan ayağı kalkmıştı.
"Koltuğun üstüne bir şeyler bıraktım giymen için,duş almak istiyorsan iç çamaşırını ikinci çekmeceden alabilirsin.Etiketi dâhi çıkmamış olanları var." Göğüslerime indirdi gözlerini bariz bir şekilde. "Seni biraz sıkacak ama,idare edersin." Dün verdiği v yaka tişörtten kaynaklı belli olan göğüslerimden gözlerini ayırmadı.Utanarak pikeyi üzerime doğru çektim.
"Açar mısın pikeyi?" Diye sordu bir anda. Gözleri az evvelki ışıltısını kaybetmiş,öfke doluydu.Çatık kaşları beni meraka bulamış,yutkunma gereksiniminde bulundurmuştu.
Onu ikiletmeden açtığımda yanıma doğru adımladı,parmaklarını göğsümün ortasındaki birkaç santimlik yara izine bastırdı. "Bu nedir?" Dedi,gözleriyle beraber parmaklarını izin üstünde gezdirirken.
Babam birinci sınıfa başladığımda,ağlayıp annemi istediğim için yaptı diyemedim,utandım.Bir cani gibi anahtarlığıyla göğsümü deşti diyemedim,gözlerimi kara gözlerinden kaçırdım.
"Düşmüştüm,küçükken." Dedim,yalana başvurarak.
Yalan söylediğimi anladı,hayalkırıklığı uğradı gözlerinin karasına,bilakis yaram sızladı sanki.Parmaklarını çekti,gidecek sandım.Fakat öyle olmadı,elimi tuttu usulca önce,banyoya götürdü beni ardından.Duş başlığını eline aldı,ısısını ayarladı suyun bir süre,sonra bana döndü.
"Tüm izlerini görmek istiyorum." Dedi,o buz gibi ses tonuyla.İlk tanıştığımız zamanları anımsadım çok kısa bir süre,sonra şimdiye döndüm.Aralanan dudaklarımı kapattım,başımı olumsuz anlamda iki yana salladım sorusuna yanıt olarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan Yağmuru (GxG)
Teen FictionÜşüdüğümü hissetmemle aynı anda üstümde gezinen iki çift gözü de hissetmiştim.Kafamı çevirip sağ tarafa doğru baktığımda bana;ellerini simsiyah paltosuna sokmuş,ayağındaki yine simsiyah botlarla yere vurarak ritim tutturan ve gözlerini benim bakmama...