16.

1.4K 92 76
                                        

Ev.

İnsanın hapishanesi olan ev midir? İçinde yaşadığı şeyler mi?

Yoksa hapishane insanın kendisi midir?

Duyguları,belli hareketleri,iradesi olan insan aslında bir parmaklığın arkasında yaşamını sürdürüyordur belki de.Çünkü bence en özgür insan bile aslında özgür değildir.Özgür olmak kuralların dışına çıkmaktır nihayetinde ve kuralların dışına çıkmak bile bir kuraldır aslında.

Bu evde,ıslak saçlarımın belime akıttığı damlaları görmezden gelerek ayakta dururken,hapishane ben miydim?

Çalan zil ile irkildim,koltuğun kenarında duran havluyu alıp enseme doladım kapıyı açarken.Elinde bir tabak börek gördüğüm yaşlı kadına gülümsedim kapının ardından.

"Sesini duydum da geldim.Bazen uğruyorsun ama yalan yok hemen gittiğin için rahatsız etmeyeyim diyorum kendi kendime.Bugün de börek yapmıştım sana da nasip oldu,aç mısın?"

Söylediği şeylerin sıcaklığının yüzümde oluşturduğu tebessümle ona bakmaya devam ettim.Kırışmış elleriyle sıkı sıkıya tuttuğu tabak,kolsuz krem rengi hırkası,garip desenleri olan eteği,evde olmasına rağmen başından çıkarmadığı yazması ile karşımda duran kadın hâlâ yaşam olduğunun göstergesi gibi gelmişti bir an.Beklettiğimi fark edince toparlandım. "Teşekkür ederim Servet teyze,zahmet etmişsin.İçeri geçmez misin?" Dedim,uzattığı tabağı elinden alırken.

"Rahatsızlık vermeyeyim şimdi kızım." Dedi,gelmek istediğini nazikçe belli ederken.

"Estağfurullah,buyrun lütfen." Dedim,kapıyı sonuna dek açarken.İçeri girdiğinde nereye oturayım der gibi baktı yüzüme,elimle karşıdaki koltuğu gösterdiğimde oraya doğru adımladı.Kapıyı kapatıp verdiği tabağı günlerdir girilmemiş mutfağa götürdüm.

"Bir şey ikram etmek isterdim ama malûm,duş almak için gelip gidiyorum o kadar.Evde sadece su var bu yüzden,vereyim istiyorsanız?" Dedim,salona; oturduğu koltuğun diğer köşesine geçerken.

"Önemli değil yavrum,derdin başından aşkın zaten.Hazal kızım nasıl?" Diye sordu merakla,ikimizi de severdi. "Hastaneye geleyim diyorum ama yolları bilmiyorum,Nuri bey de işte devamlı.Bir türlü nasip olmadı."

"Düşünmen yeter,sıkma güzel canını sen." Dedim,içini rahatlatmak için. "Hazal iyi olmaya çalışıyor.Zor bir savaş veriyor küçük bedeni,ama kazanacak." Dedim,kendimden emin bir şekilde. "Çok güzel bir doktoru var." Dedim,gülümserken. "Hazal'ı iyileştirecek ve biz de evimize döneceğiz."

"İnşallah kızım." Dedi,içtenlikle.

Servet teyze,Hazal ve ben 5 sene önce babam da dahil her şeyi geride bırakıp buraya geldiğimizde bize kucak açan tek insandı.Onun gözünden iki küçük kızdık,ve o bizi kendi çocuğu yerine koyup,dünyanın iyi tarafını göstermeye çalışmıştı.Üstümüzde emeği çoktu,bu yüzden onu her gördüğümde içim ısınırdı.

"Ben artık kalkayım,sen de işlerine bak.Saçını kurutmaktan başlarsın inşallah." Dedi,yapmacık bir kızgınlıkla.

"Kuruturum tamam.Dikkat et kendine." Dedim,kapıya doğru yürürken. "Görmeye geleceğim seni,teşekkür ederim börekler için."

"Afiyet olsun güzel kızım.Sen de dikkat et kendine.Allah'a emanet olun ikiniz de." Dedi,kapının dışına çıkarken.Birbirimize gülümsedikten sonra kapıyı kapattım.Çalan telefonumu duyunca yatak odasına doğru adımladım.Ekranda gördüğüm isim ile yutkundum,derin bir nefes sonrası telefonu kulağıma götürdüm.

"Efendim?"

"Hastanede yoksun,merak ettim." Dedi,sakince.Merak ettiğini belli etmeyen ses tonuna tezat cümlesine gülümsedim.

Nisan Yağmuru (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin