12.

1.9K 129 106
                                        

Kulağımda insan seslerinin rahatsız edici uğuldaması,destek olmak için yalandan kurulan saçma cümleler,kimseyi yanımda istemeyişim ve daha bir çok şeyle beraber yürüyordum.Bir ileri bir geri,sadece yürüyordum.

Tırnaklarımı kemirmekten etlerim tahriş olmuş,kanamaya başlamıştı.Üstümde mecburen 2 gün boyunca kalan kıyafetlerim,dağınık saçlarım ve ağlamaktan kızarmış yüzümle ne halde olduğumu düşünüyordum.Ya da ne halde olacağımı.

Hazal yoksa ben de yoktum.

O yoksa,ruhum da yoktu.Bedenimin olmasın bir mantığı kalmazdı,böylece hiçbir iz bırakmama izin verilmemiş yaşamıma noktayı kendim koyardım.

"Halsiz düşeceksin,otursana."

Sandalyeye oturmuş Ayça'ya döndüm.Hafifçe eğilmiş ellerini çenesinin altında bağlamıştı,halime oldukça üzüldüğünü belli etmekten kaçınmayan yüz ifadesi beni geriyordu.

"Böyle iyiyim." Dedim,kestirip atarak.

Tırnaklarımı tekrar kemirmeye başladığımda bir el beni durdurdu,Asu'nun eli.

Duvara yasladığı sırtını oradan çekip,tam karşımda durdu. "Yapma böyle Nisan,beni üzüyorsun." Dedi,sitem dolu bir ifade ile.

Elimi elinden kurtardım. "Şu an bu umrumda mı sence?" Sessiz kaldığında devam ettim. "Doğru tahmin,evet değil."

3 saattir kendimi bulamıyordum,benliğimi kaybetmiş vaziyetim,ortaya başka bir insan çıkarıyordu.

3 saattir Hazal ameliyathanede hayatta kalmak için uğraşıyordu,ben burada bekliyordum.

3 saattir biraz daha nefes alabilmek için savaşlar veriyordu,ben burada bekliyordum.

Beklemek,beni 2. defa bu kadar aciz yapıyordu.

Birinin sebebi annemdi.

Birinin Hazal.

Annem bu savaşı kazanamamış,nefes almayı bırakmıştı.O nefes almayı bıraktığında tüm yaşlarım,7'den 70'e tüm yaşlarım nefes almayı kesmiş,koca kalabalık içinde annesini bulamayan küçük bir çocuk gibi yapayalnız kalmıştı.Sonra minik bir el elinden tutmuş,koca kalabalık yerine kendisini koymuştu.

Bu koca kalabalık Hazal'dı.

Onun nefes alması lazımdı.O yaşayacaksa eğer,ben nefes almasam da olurdu.

Onun yaşadığını bilmek bana nefes aldırırdı.

Açılan ameliyathane kapısı ile hızla oraya doğru adımladım.Saçlarına iş aşkından dolayı aklar düşen Ekrem doktorun karşısına dikildim.

"Durumu iyi,gerekli açıklamayı size Yağmur doktor yapacaktır." Dedi,sakin bir ses tonuyla.Ve yorgun adımlarla asansöre doğru yürüdü.

Tekrar açılan kapıyla bu sefer Yağmur'un karşısına dikildim.

"Hazal nasıl? Durumu iyi dedi doğru mu? Ne olmuş,niye ameliyata aldınız? Görebilir miyim onu? Beni çok özlemiştir,görebilir miyim?"

Arka arkaya sıraladığım cümlelerden sonra derin bir nefes aldım. "Nisan.. Sakin ol önce." Dedi Yağmur. "Hazal'ın durumu iyi." Gözlerini Ayça ve Asu'ya dikmişti. "Nisan biraz konuşabilir miyiz?" Kafamı salladığımda hareket etmesini bekledim,olduğu yerde durunca yüzüne sorar gibi baktım. "Hazal çıkacak birazdan,onu gör diye bekliyorum." Dedi,soracağım şeyi anladığında.

4 dakika sonra kapı tekrar açıldığında,2 hemşire ve Hazal görünmüştü. "Temas etmeyin." Dedi,hemşire elimi uzatmaya yeltendiğimde.Kaş göz arasında hızlıca onu götürdüklerinde yere yığılmak istemiştim.Dudakları tüm rengini kaybetmişti.Dökülen saçına katılan kirpikleri ve kaşlarıyla sanki bambaşka biriydi.

Nisan Yağmuru (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin