6.

2K 185 51
                                    

Önüme koyulan kahve ile kafamı kitabımdan kaldırıp gülümsedim,kokusunu içime çekip büyükçe bir yudum aldım.

Kahve harika bir şeydi.

Hastanenin yakınlarında oturduğum kafede uzun zaman sonra biraz da olsa huzurlu hissediyordum,bir kitap ve bir kahve bunun için oldukça yeterliydi.

Aynı şekilde aldığım bir telefonda huzurunun kaçması için yeterliydi.

"Ne var?"

Ben böyle davrandıkça sinirleniyordu,bunu aldığı derin nefesten anlıyordum.

"Hazal nasıl?"

"Neden onu aramıyorsun?"

"Kendiyle ilgili bilgileri sağlıklı veremeyeceği için."

Yalandı.

"Beni rahat bırak ve Hazal'ı ara.Kendiyle ilgili bilgileri verebilecek kadar büyük."

"Bana düzgün davran,yoks-"

Lafını kestim.

"Ne yoksa?İllegal işler yürüttüğün adamlarını üstüme mi salarsın? E bunu yaptın zaten? Şiddet mi ya da kendi ellerinden? Bunu da yaptın.Bak görüyor musun yeni yöntemler oldukça azalmış,üzerine düşün bence ne dersin?"

"Benden bir cani gibi bahsetme."

Alaylı bir kahkaha attım.

"Sen bir katilsin,işini layıkıyla yapmak yerine pis,kirli işler için kullanmış bir zavallısın.Sen kendi kızına defalarca şiddet uygulamış ve ötekileştirip koca şehirde küçük bir kızla tek başına bırakmış bir canisin."

"Eğer.." Sesi öfke barındırıyordu. "Eğer Hazal bunlardan birini öğrenirse işte o zaman cani olurum."

Ardından kapandı telefon,soğumuş kahveme baktım.Hayatımın bom boş olduğu her seferinde yüzüme vuruyordu.

Kalktım masadan hiçbir şey olmamış gibi,düşmüştü yüzüm emindim.Çantamın kulbundan tutarak yere baka baka yürüdüm.Ayaklarım yerle buluştuğu her saniye kalbime de iz bırakıyorlardı sanki.Tek fark o yolun nereye,kime çıktığını bilmememdi.

Bir iki damla yaş süzülsün istedim gözlerimden,bir duygu belirtisi göstermek istedim.Ruhumun ağırlığını göz yaşlarım alıp götürsün,gözlerim ışık saçsın etrafa istedim.

Mutlu olmak basit bir şeyse bile,zor tarafından tatmamı istemişti hayat.

Parmak uçlarıma baktım birkaç saniye,parmak uçlarımdan öperdi annem hep.Parmak uçlarımı öpen kimse yoktu artık,yine bakışlarımı yere eğdim.Elimi kaldırdım az sonra,saçlarıma değdiridim,gezindi yavaşça parmaklarım her bir teline dokunmanın imkansız olduğunu bile bile.Sanki annem saçlarımı sevmiş gibi gülümsedim,parmak uçlarımda annemin dudaklarının imzası vardı sanki.Birazcık yanağıma değdirdim bu sefer de,tekrar gülümsedim.Anne şefkatini en son ne zaman öptüğünü hatırlamadığım aciz parmak uçlarımdan almak yüzümde ki en gerçek gülümsemeyi de silip atmıştı bir çırpıda.

İşte şimdi süzülmesini istediğim yaşlar beni dinlemişti,tane tane yanaklarıma geldiler.Parmak uçlarımla silmemeye özen gösterdim yaşlarımı,avucumun içiyle silip kafamı kaldırdım.

Buz gibi yüzü yine karşımdaydı,her yerde onu görmek tesadüf olamazdı.Yavaşça yanına adımladım.

"Tesadüfe bakın."

Onu gördüğümü görünce telefonuna yönlendirdiği bakışları alaylı sesim karşısında öfkeyle beni bulmuştu.

"Bir şey mi ima etmeye çalışıyorsunuz?"

Nisan Yağmuru (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin