13. Bölüm - Güvenmek

1K 98 10
                                    

Koridordan çıktığımda bizimkilerin kahvaltı yaptığını gördüm. Yanlarına geçerek sessiz sedasız, hiç biriyle göz göze gelmeden kahvaltı yapmaya başladım. Yaşadığım utanç yavaşça yüzüme yansırken başımı tabağıma iyice eğerek yüzümü gizlemeye çalıştım. Kumru'nun kıkırtısını duyunca istemsizce gözlerim ona yöneldi. Ağzını kapadığı elini çektiğinde kısılmış gözleri ve bana adeta göz kırpan bembeyaz dişleriyle konuştu. "Elis, sana bahsetmedik ama çok utandın, söyleyeceğim. Biliyorsun ki dönüştükten sonra çıplak kalıyoruz. Ben geçen sefer sen garipsersin diye bedenimi sakladım ama başkaları, diğer kurtlar bedenlerini saklamazlar. Bizim bu konuda utancımız yoktur. Böyle büyüyoruz, haliyle 100'lerce insanın arasında çıplak gezmek bizi utandırmıyor, normal karşılıyoruz. Yani birçok kez birbirini arzulayan kurtları gördük. Kokularını aldık, bedenlerinin uğradığı değişimi de gördük. Bizde çıplak gezmek, birini arzulamak ve bunu herkese beyan etmek kötü bir şey değil -sahipli yani eşli bir kurt olmadığı sürece. Sadece kötü karşılanacak olan cinselliği toplum önünde yaşamaktır. Böyle bir şeyin, cinselliğin yaşandığını biliriz ve tepkisiz kalırız, evet ama bunu gördüğümüzde bakış açımız değişir ve tepki gösteririz. Bilmek başkadır, görmek başka... Yani yaşadığın duygular yargılanmıyor, utanma. Üstelik siz mühürlüsünüz, birbirinizden başkasıyla olamazsınız ki!" Yüzümün sıcaklığından kıpkırmızı olduğumu hissederken yüzümü ellerimle kapattım. "Fazla açıksın..." Şimdiye kadar sessiz kalan Serdar, Sanem ve Doğan gülerken hızla ayağa kalktım. Pek bir şey yiyememiştim ama idare edebilirdim. "Ben dışarıdayım, eğitimi daha fazla aksatmayalım."

4 Ay Sonra

Duyduğum hafiften ıslık sesini andıran sesle hızla eğildim. Yumruğun geldiği yöne bacaklarına gelecek şekilde seri hareketlerle bir tekme yolladım. Tekmem her kimse ona değmese bile yaklaştığımı hissetmiştim. Başka bir yönden gelen yumrukla anında yolundan çekildim. Nefes nefese kalmış oldukça terliyordum.

Serdar ve Doğan beni ortalarına almış dayak manyağı ediyorlardı. Gözlerimi mümkün olduğunca kapalı tutmamı söylemişlerdi, bende öyle yapıyordum. Gözlerim çoğunlukla kapalıyken yaptıkları her ataktan kaçıyordum. Saldırmıyordum, biliyordum ki ben zararlı çıkardım. İkisininde aynı anda yumruk atmasıyla hızla kendimi öne doğru attım ve yerde yuvarlanarak onlardan uzaklaştım. Ayağa kalkarak onlara döndüğümde gözlerimi açtım. Üç metre kadar önümde, kolları önlerinde bağlı bir şekilde bana bakıyorlardı. "Ortalama bir kurttan kurtulabilecek kadar gelişti refleksleri. Çabuk öğreniyor ve çabuk gelişiyor. Garip ama memnun edici." Serdar'ın sözleri gururla göğsümü kabartmama neden oldu. Gerçekten, bu dört ayda ciddi anlamda hızlı gelişmiştim. Serdar göğsümü kabartışıma gülerken Doğan kısa bir an tebessüm etmiş ardından ciddiyete bürünmüştü. "Evet, ancak bizim çevremizde ortalama kurtlar olmayacak Serdar. Biz sürünün önemli kurtlarıyız, en güçlü kurtlarıyız, çevremizde 'en güçlü' kurtlardan oluşuyor. Serdar, evet, kendini ortalama bir kurttan koruyabilmesi güzel ama hala çok güçsüz. Üç kurtla aynı anda baş etmekte zorlanıyor. Dönüşmüş hallerinizden kolay kurtuluyor, evet ama kahretsin ki yeterli değil!" Sesinin giderek yükselmesiyle kabarttığım göğsümü eski haline getirdim. Nefeslerim biraz olsun sakinleşmişti zaten. Derin bir nefes alarak ellerini hızlı nefesler eşliğinde saçlarına daldırdı ve çekiştirdi. Endişeleniyordu. Benim hakkımda oldukça endişeleniyordu, çoğu zaman uyku uyuyamıyordu. Evet, uykusuzluğa alışıktılar ama ben Doğan'ın bir haftadan fazladır uyumadığına kalıbımı basardım. Serdar'da derin bir nefes alarak bana bir bakış attı. "Doğan, bizden bir şey gizliyorsun değil mi?" Sözleriyle kaşlarım havalanırken Doğan'a döndüm. Gözlerini yumarak sakinleşmeye çalıştı. "Sürü onlardan bu kadar uzakta kalmamdan rahatsız, babam dönmem için çok baskı yapıyor..." Derin bir nefes aldım demek bu yüzden bu haldeydi. Sürü meselelerine fazla karışmamı istemediklerini bildiğimden arkamı dönerek onlardan uzaklaşıyordum ki Serdar seslenerek beni durdurdu. Omzumun üzerinden ona bakarken o bana, eve doğru ilerliyordu. "Elis, bu bizim yardımcı olabileceğimiz bir konu değil. Sakinleştir şu koca oğlanı, aklını kullanamıyor." Gözlerimi yumarak onayladım. "Hallederim." Serdar'ın eve girmesiyle Doğan'a ilerledim. Göz göze geldiğimizde içim acıdı.

Siyah (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin