Medya : Uçurum
Kapı açılma sesini duyarken zihnimde sesle birlikte kapılarını araladı. Yatağımın sol tarafı çöküp saçlarımda bir el hissettiğimde gözlerimi aralamaya çalıştım. Birkaç deneme sonucunda gözlerimi açarken görüş açıma giren ilk şey bağrıma bastığım, ellerim arasındaki el oldu. Kaşlarım belli belirsiz çatılırken elin sahibine bakmamla yüzümde huzurlu ama hüzünlü bir tebessüm oluştu.
Çınar yere oturmuş ve başınıda yatağın üzerindeki koluna yaslamıştı. Ben ise yaslandığı kolunu adeta kendime mahkum etmişçesine kendime bastırmış, ellerimle elini sımsıkı tutmuştum. Saçımdaki el tekrar varlığını hissettirirken gözlerimi açık kalmaya zorlayarak, saçımı okşayan elin sahibine döndüm. Rüzgar gülümseyerek bana bakarken - gülücüğü bulaşıcı olsa gerek - bende gülümsedim.
"Günaydın."
"Günaydın."
Çınar'ın elini bırakırken yatakta doğrulup bacaklarımı kendime çektim. Ellerimle gözlerimi ovuştururken yeni uyandığım için kısık çıkan sesimle konuştum.
"Dün gece uyuyakaldım galiba, üzgünüm."
Başını iki yana salladı. "Önemsiz. Iyi uyudun mu?"
Başımı sallayarak gözlerimdeki ellerimi çektim.
"Evet. Siz nerede uyudunuz?"
Çınar'a bir bakış attı. "O orada öylece uyudu. Gece üstüne bir şeyler atmıştım ama üstünden kaymış sanırım." Yatağımın karşısındaki koltuğu göstererek devam etti. "Bende oraya kıvrıldım."
Koltuğun üzerindeki yastık ve ince pikeye bakarak mahçupça ona döndüm.
"Uyandırsaydınız keşke. Size yerinizi ayarlardım."
Gülerek Çınar'a baktı. "Çok güzel uyuyordunuz, bozmak istemedim. Bu arada ben kahvaltılık bir şeyler ayarladım. Çınar'ı uyandır da gel. Çay olmak üzeredir."
Ben başımı sallarken o saçıma bir öpücük kondurup açık kapıdan çıktı. Arkasından bir süre şaşkınca baktıktan sonra yataktan kalktım ve banyoya ilerledim. Yüzümü yıkadıktan sonra tekrar odama, Çınar'ın yanına gidip karşısına geçtim. Bir süre onu izleyip düşündüm.
Rüzgar'da, Çınar'da bana samimi geliyordu. Güvenebilirmişim gibi geliyordu... Fakat daha önce bu konuda yanılmıştım ve bana pahalıya patlamıştı. Şuan bile sonuçlarını yaşıyordum.
Derin bir nefes alarak Çınar'ı başından dürttüm. Kaşları çatılıp bana komik bir görüntü sergilerken kıkırdadım. Bu adamın kaşlarını çatması bana komik geliyordu. 1-2 homurdandıktan sonra gözlerini açtı. Beni görünce bir süre sadece baktı ve ardından gülümsedi. Ben daha o gülücüğü sorgulayamadan elimden tutup beni yanına, yere çekti.
Sırtım göğsündeyken toparlanmama izin vermeden beni bacaklarıyla sararken kollarımı da tutarak sırtımda birleştirdi. Ben hareket etmeye çalışırken çenesini omzuma koyarak konuştu. Sabah sabah bu ne güç ya!
"Baya eğleniyordun galiba, deli kız?"
Sesinden gülümsediğini anlarken ben deli kız demesine takılmıştım.
"Deli kız?"
"Değil misin?" Gülümsedim. Hareket etmeyi kesip başımı arkaya atıp göğsüne yasladım. Bu adam benimle nasıl başa çıkacağını yavaş yavaş öğreniyordu.
"Öyleyim, değil mi?" Saçlarımın başladığı yere dudaklarını bastırırken iyice göğsüne gömüldüm.
Abim de hep oradan öperdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah (Düzenleniyor)
WerewolfHayvanat bahçesine gelen yeni bir kurt, bir insanın hayatını ne kadar değiştirebilir? DİKKAT! Hikayemde kan, vahşet, kaba dil ve cinsellik bulunmaktadır! Rahatsız olacaklar ve küçük yaştaki okuyucularımız lütfen okumasın!