2. Bölüm

2.7K 119 3
                                    

Ortaklar. Bu kelimeyi duyduğumdan itibaren içim rahat değildi. Tek benim değil.

Hakan bey adeta gürlüyordu, çok önemli ortaklarmış. Bürolar tıklım tıklım çalışıyordu. Bir haftadır nefes alabılmek zamanınız bile yoktu. Koşturmacalar, projeler, çalışmalar. Herşey bir yandan geliyordu.

O gün Hakan Bey bizi tek tek odasına çağırdı ve ortakları ile ilgili sıkı bir konuşma yaptı. Konuşmayı düşününce istemsizce kaşlarım çatıldı.

~Altı gün önce~

Sehere, Hakan beyin sekreterine selam verip odanın kapısını doğru yürüdüm. Iki kez tıkladım.

"Gir." Kapıyı açıp içeri girdim ve ardımdan kapatım. Masasında oturmuş kağıtlarla ilgileniyordu.

"Beni buyurmuşsunuz Hakan bey." dedim ince bir ses ile.

Kafasını kağıtlardan kurtarıp bana baktı. Bakması ile bedenimden bir ürperi geçti. Gözleri hafif koyulaşmıştı. Buna anlam veremesemde kaşlarım hafifce çatıldı.

"Ahh, Zeynep. Buyur geç otur." dedi yüzünde bir gülümseme ile. Oturmam için karşındakı sandalyeyi gösterdi.

Başımı hafif salladım. "Tabi."

"Nasılsın Zeynep? Umarım işinden memnunsundur."

"Evet, gayet memnunum." Beni bunu içinmi buraya çağırdı? Yüz ifademi görecek olacakkı, konuyu değiştirdi.

"Güzel. Seni başla bir mesele için çağırdım." Gülümsedim.

"Eminim duymuşsundur, haftaya ortaklarımız gelecek. Bu Benimm için nekadar önemliyse sizin içinde o kadar önemli olması gerek. Sizden yüzde yüz potansiyel görmek istiyorum. Benim için hiç çalışmadığınız kadar çalışın lütfen. Bu işiniz ve şirketin geleçeği için çok önemli." Soluksuz ve ciddi bir ifadeyle gözlerime bakıp konuşuyordu. Gözlerimi arada kaçırsamda anladığım için başımı sallıyordum.

"Anlıyorum efendim. Şüpeniz olmasın." Gülümsedi. Ama bu gülümseme değişik di..

"Senden zaten şüphem yok Zeynepciğim. Sen işini iyi yapanlardansın." Kaşlarımı çattım. Eminimki herkese bu kadar samimidir.

"Sağolun." dedim içten bir gülümsemeyle.

"Asıl sana Sağol. Iyiki varsin." Uzanıp masadaki elimi tuttu. Ellimin üzerindeki elline baktım. Rahatsızca kıpırdanıp ayağa kalktım.

"Başka birsey yoksa ben işimin başına gideyim." dedim kapıya doğru ilerlerken. Yüzüne bakmak istemiyordum. Odaklan Zeynep.  O herkese böyle samimi.

"Tabi Zeynep. Başka birşey yok. Çıkabilirsiniz." Kendiside ayağa kalkmış bana doğru ilerliyordu.

"Iyi günler." dedim baska birşey demeden ve bana yaklaşamadan kapıdan kendimi atım.

~şimdiki zaman~

Etrafıma bakıyorum. Insanlar, çalışanlar haraketli, haraletli konuşuyor, çalışıyor. Yarın büyük gündü. Ortakların geleceği gün. Projeler ve ihaleler hakkında konuşulacaktı.

Bu aralar Hakan bey bütün yaptığımız işten rapor istiyordu. Başka işimiz yokmuş gibi işin bitişine son saat kala raporlarımızı yazıyorduk. Veya yazıyordum demeliydim.

Çoğu evde yapıyordu ve email ile yolluyordu ama benim öyle bir lüksüm yok malesef. Bilgisayarım yoktu. Akıllı tekefonumda yoktu. Hiç özenmezdimde.

AMAZONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin