27.Bölüm

102K 4.9K 6.8K
                                    

Merhaba,

Biraz fazla bir aradan sonra beraberiz.

Sınav hastası olduğu için fazla ders çalışıyorum ama yine de bölümü yazabildim.

Umarım beğenirsiniz💛

‼️

Ne kadar fazla o kadar çabuk.

900?

2k?

‼️

|Oyun|

❤️

Elimde Tony'in telefonu ile Youtube da gezinirken esnedim ve onun banyodan çabuk çıkmasını diledim.

Dün gece o sözlerden sonra kucağına kıvrılmıştım ve çenesini başıma yaslayıp öylece durmuştu. Ne kadar konuşamamız bitse de zihnimiz durmamıştı. Tony'in ne düşündüğünü bilmiyordum ama plan kurmuştum.

Bu onu ağıma düşürmem gibi bir ley değildi. Ona öğretecektim. Nasıl beni sevmeyi öğrendiyse sevgisini paylaştırmayı da öğrenecekti.

Hayatım o kadar boktandı ki bir zamanlar tek hayalim, tek oradan kurtulabilme hayalim beni seven bir adamla evlenmekti. Onu sonsuza dek sevecek ve gülümediğim yılların acısını çıkartacaktım.

Bir sürü çocuğumuz olacaktı ve hepsi ayrı ayrı mükemmel insanlar olacaktı. Ailem için zorlukları aşacak onlar sayesinde dudaklarım her saniye kıvrılacaktı.

Beni hayata bağlayan şeylerden biri buydu sanırım. Aile kurmak. Kendi ailemi kurmak. Bu o kadar büyük bir lütuf gibiydi ki Tony bana gözlerindeki o duygu ile, dudaklarında sadece bana gösterdiği gülümsemesi ile bulutlarım üzerne çıkıyordum.

Banyo kapısı açılınca kafamı oraya çevirdim. Altındaki siyah havlu ile kapıyı arkasından kapattı ve gözlerini bana çevirdi. Ağzımdaki çikolatayı yavaş yavaş çiğnerken kıyafetlerini giymesini seyrettim. O sırada konulmayı ihmal etmedim tabi.

"Tony telefonunu Türkçe ayarlarına getirebilir misin? Hiçbir şey anlamıyorum."

Önümde yazan yazılardan nereye basacağımı bile anlamadığım için yüzümü buruştururken sıcak iki eli ayak bileklerimde hissedince irkildim. Tony bileklermi tuttu ve beni yatağın ucuna doğru çekti.

Gözlerim yüzünü bulunca gülümsedim. Islak saçlarından küçük damlalar burnunun ve yanaklarının üstüne düşüyordu. Buhar yüzüneen olsa gerek yanakları hafifçe kızarmıştı ve beyaz teni gözleri önüne daha çok çıkmıştı. 

Ellerini bileklerimden ayırdı ve iki yanıma koyup bacaklarımın arasına girdi. Burnum burnuna değecek kadar yakınken konuştu.

"Sei la donna più bella della vita, tesoro."

*Hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın,sevgilim.*

Gözlerim kırpıştırıp yüzüne bakmaya devam ederken dudaklarını yanaklarımda gezdirdi.

"Essere il più grande miracolo di un uomo che non crede nei miracoli è buono come amarti."

* Mucizelere inanmayan bir adamın en büyük mucizesi olman, seni sevmek kadar güzel..*

Ne dediğini anlamadığım için dudaklarımı büzerken gözlerimi kıstım.

"Küfür mü ediyorsun yoksa?"

Safir(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin