7.Bölüm

151K 5.7K 6.7K
                                    

Merhaba.

Yeni uzun bir bölümle beraberiz.

‼️

Ne kadar fazla, o kadar çabuk.

(Vote+ yorum)

‼️

♥️

|LORİS VE MİRKET|

♥️

Önümde ilerleyen Tony'in arkasında giderken arkamda ki korumaları umursamamaya çalışıyordum. Herkes bize garip garip bakıyordu ancak üstümdeki gerginliğin tek sebebi onlar değildi. Tony'in şaşırdığım cümlesinden sonra yüzüne bakakalmıştım ancak o da kendine şaşırdıktan sonra gözlerini benden çekip -kaçırıp- arabadan inmişti.

Yaşamamın umrunda olduğunu söylemişti ve ben bunun ne demek olduğunu kestiremiyordum.

Etrafa bakmadan peşinden ilerliyordum ama üstümdeki yoğun yorgunluk bazen ayaklarımın birbirine dolanmasına sebep oluyordu. Gecenin bu saatinde gelmemizi mantıksız bulmuştum ancak Tony'e bunu söyleyecek yürek yoktu.

Gecenin bu saati olmasına rağmen, düzinelerce hasta olması beni ürkütmüştü. Bu kadar hasta insan olmak zorunda mıydı? Yanımızdan geçen sedyeye yatırılmış hastaya bakınca titrek bir nefes alıp ona yaklaştım. Ceketinin uç kısmını ona belli etmeyecek şekilde tuttum. Ona yakın olup, bağlantıyı kaybetmemek içimdeki bitmek bilmeyen boktan duyguyu bastırıyordu.

Sonunda doktorun odasına girince ismine bakamadan içeriye girdik. Kapı çalma alışkanlığı olmayan Tony bunu dert etmese de, onun adına ben utanmıştım. Karşımda tam olarak yüzünü göremediğim adam - Tony'in bedeni yüzünden- ağzına tıkıştırdığı şeyler ile bir an bakakalmıştı. Daha sonra ise hafifçe kaşlarını çatmıştı ancak ağzındakileri bitirmeye odaklanıp suyunu içti. Ayağa kalkıp üstünü sitkledi ve boğazını temizledikten sonra gözleri Tony'e kaydı.

Ona pek sıcak bakmasa da herhangi bir şey de dememişti. Elini uzattı.

"Ben Doktor Teoman Simal. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

Tony'in eli adamın eline kayarken o arkadaki korumalara bakıyordu ancak ben o sırada bu ismin ne kadar tanıdık olduğunu sorguluyordum.

"Anthony Roosevelt."

Büyük cüssesi ile elini uzattığında adamın yüzünü görmek için hafifçe yana çekilmiştim. Teoman elini çektikten sonra gözleri bana dönmüştü. Bakışları yapmacık gülümsesinden koparken gözlerindeki şaşkınlık ile zihnime çok önceden olan anılar üşüşmüştü.

"Sasa!"

Coşkulu sesi ile gözlerim büyürken aklımdan geçen bütün anıları kafamdan attım.

"Teo!?"

Gözlerimi kırpıştırırken masanın yanından çekildi ve bana doğru adımladı. Kolları bedenime sarılırken ellerim iki yanımda kalmıştı ancak kısa bir süre sonra hafifçe doladım beline.

Kolları bedenimden ayrıldı. İkimizde yüzünde şaşkınlık varken eski yıllar bir çizgi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Onun için yaptığım pastalar, üzüldüğünde eğlenmesi için yaptığım şebeklikler, bana sarılması, kalp atışlarını duymam, kalp atışlarımın hızlanması; tıra koyulan bir koltuk,verdiği sardunya, gözlerinin kızarık gözlerime değişi ve hafifçe gülümseyip sonsuzluğa karışması.. hepsi geçerken titrek bir nefes aldım.

Safir(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin