2.Bölüm

168K 6.5K 7.7K
                                    

‼️

Lütfen oy vermeyi unutmayın.

Yorum yapın.

‼️

'Seçmek'

🖤

Gözlerime değen ela gözlerinde hafif bir sorgulama gördüm ancak fazla yakın olduğumuzu fark edip geri çekildim. Adımı nereden öğrenmişti hemen?

Ayağımı yataktan sarkıttım ve derin bir nefes alıp ağrıyan başımı ovuşturdum. Çok mu sakindim? Bir an düşündüm. Endişe edecek neyim vardı ki? Beni öldürür müydü? Ah, kendisi yapmasa da benim geleceğim çok parlak değildi zaten. Bana dokunacak mıydı? Ruhumda hissettiğim acı ne kadar sürecekti. Ölene kadar? Çok uzun bir süre olmasa gerekti.

Titreyen dizlerime ve ağrıyan ayağıma rağmen yavaşça kalkmayı denedim. Başım dönerken yutkundum ve oda daki tekli koltuğa oturdum. Gözlerim ona dönerken, hala bana baktığını görmüştüm. Dizlerimi kendime çektim ve alnımı dizime yaslayıp gözlerimi kapattım.

Bu dakikalar geçecekti.

Bu saatler geçecek ve yerini aylara bırakacaktı. Deniz seviyesine geldiğimde, buz gibi bir suyu hissedecektim. İşte o gün Tanrı beni bir yere sığdırtmak zorunda kalacaktı. Cennet veya Cehennem. Başka bir yer varsa eğer, belki oraya.

Tanrı inancı olan biri değildim. Annem veya babam bunlardan hiç bahsetmemişti.

Derin bir nefes verip, bir şey düşünmemeye çalıştım. Ancak o zaman uykuya dalabilirdim. Kafamdaki bütün o saçma düşünceleri atamayınca kafamı kaldırdım. Hava neredeyse tekrar kararmaya başlamıştı. Gözlerimi ona çevirince uyuduğunu gördüm. Yüzüstü yatıyordu ve bir eli yastığın altındaydı. Gerçekten ona bir şey yaparım diye korkmuyor muydu? Çok mu güçsüz gözükmüştüm gözüne?

Dizlerimi indirdim ve hala ağrıyan ayağıma rağmen ayağa kalktım. Telefonu hala koltuğun üzerinde iken bir süre düşündüm. Kimi arayabilirdim ki? Beni belgelerle veren annemi mi? O belgelere rağmen polisleri mi?

Aynanın karşısına geçtim ve bedenime baktım. Hastalığım yüzünden oldukça zayıf düşmüştüm. Bir şey yiyemiyordum. Yesem bile midem de tutamıyordum.

Geçen aylarda 'Lösemi' tanısı konulmuştu.

Erken teşhis edilse de göremediğim tedaviler ile iyice bedenimi sarıp sarmalamıştı. Kendimi her zaman yorgun ,halsiz ve hasta gibi hissediyordum. Burun kanamalarım ve bitmek bilmeyen ağrılarım oluyordu.

Çevresi morarmaya başlamış gözlerime baktım. Her aynaya bakışımda küçükken olan parlaklığın gittiğini görüyordum. Gerçekten bunu kimse görmüyor muydu?

Ben ölüyordum.

Ölüyordum ama kimse görmüyordu.

Görenler ses çıkarmıyordu.

Aynanın içinde bir silüet daha belirince, gözlerimi onun gözlerine çevirdim. O da benim gözlerime bakarken, ela gözleri aynı zamanda bedenimi süzmüştü. Ama daha sonra telefonun çaldığını fark ettim ve bu kadar dalmış olmama şaşırdım.

Bunun için kalktığı belli olan dağınık saçı ve yorgun gözleri ile telefona yöneldi.

"Ne var?"

Safir(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin