"Birini izlemek ondan hoşlanmaksa o zaman sen de benden hoşlanıyor olmalısın, Taehyung?"
Birinin istedikleriyle istemesi gerekenler arasındaki yıkıcı bir savaştı bizimkisi.
üniversite⩩
gençkurgu⩩
[blackpink♥︎bts]
[twice♥︎bts]
27.03.2021 #vsoo 1. |
2...
Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin💙 ____________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ꕥ
Taehyung
Jungkook'un bana gönderdiği mesajı görür görmez, soluğu Namjoon'un evinde almıştım. Jungkook, Hoseok'un bu gece Namjoon'lara gidip beraber playstation oynadıklarını söylemişti.
Şimdi ise Namjoon'un salonunu basmıştım. Seokjin belimden tutmuş beni durdurmaya çalışırken Hoseok duvara yaslanmıştı. Jungkook ise olayları videoya çekiyordu.
"Seni öldüreceğim, şerefsiz!" Çemkirdim. Seokjin zar zor tutuyordu.
"Taehyung, eminim, Hoseok'un geçerli açıklaması vardır!" Seokjin bağırmıştı.
"He, açıklamasını sokacağım onun münasip yerine!" Seokjin'e baktım, daha sonra yeniden Hoseok'a baktım. "Kardeşim lan o kız benim kardeşim!"
"Sadece fotoğraf çektirdik." dedi suçlu.
"Fotoğraf da çektirmeyeceksin!" dedi katil, yani ben. Bu arada Momo benim en küçük kız kardeşimdi, akademide okuyordu ve ilk sınıftı. Geldiği günden beri Hoseok'un ona sulanması sinirlerimi bozuyordu. Abartıyorsun, diyordu Seokjin, ama hayır, abartmıyordum.
"Ha öyle mi?! Ben suçsuzum!" Hoseok bağırıyordu. "Sen Seokjin'e sor bakalım kız kardeşin Mina ile neler yapıyor, anlatsın!" Hoseok, gözlerini Seokjin'e dikti.
Gözlerim öfkeyle kırmızıya boyanırken sıradaki limanı Seokjin'di. Seokjin donakaldı, bir süre Hoseok'a baktı, sonra bana baktı ve yutkundu. Bir kaç adım, hatta baya geriye gitti.
"Ne halt yiyorsunuz siz kardeşlerimle lan!" Bağırmıştım.
"Ne oluyor burada?" Namjoon bornozla aşağı iniyordu. "Bir rahat duş aldırmadınız." Namjoon'un yanındaki kız -sanırım Jessi'di- ıslak saçlarını savurup Namjoon'un yanağından öptü. Bu kadın bizi ve kavgamızı umursamıyordu bile. Hatta basamakları inerken bir şeyler konuşuyorlardı. Jungkook kamerasını Namjoon'a dikti. O sırada Jessi, Namjoon'un yanağından öpüyordu. "Çek, lan onu." dedi Namjoon.
"Neyse devam edeceğim, anneme göre.." dedi Jessi, Namjoon'a doğru dönerken ürperdi. "...bizim bir ilişkimiz varmış."
"Ben Seoul'a döndükten yalnızca bir hafta sonra öyle mi?" Dalgın bir şekilde mırıldandı Namjoon. "Düşündüğümden daha da hızlıymışım." Kafasını aşağı yukarı sallıyordu. Sanki salonda biz yokmuşuz gibi konuşmaya devam ediyorlardı.
Jessi... kusursuz kızlardandı. Her erkek öyle kızlarla mutlu olabilirdi, çünkü acı çekmek için yetiştirilmişlerdi. Öyle ki Namjoon'a katlanıyordu, ilgisizliğiyle boğulmasına rağmen ayakta duruyordu, onu alttan alıyordu ve nedensizce çok fazla önemsiyordu.
