𖥸 e i g h t

1.9K 125 28
                                    

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin❤️
____________________

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin❤️____________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Taehyung

Jimin ve Rose'yi beraber bıraktıktan sonra ormanda keyifle dolaşıyordum. Öyle ki oyunda olduğumuzu bile unutmuştum. Tanrım... hayat varmış. Rose'nin ağlamasından beynim şişmişti. Şimdi ise sanki bunlar yaşanmamış gibi, kollarımı kaldırmış başımın arkasında birleştirmiştim, kafamı geriye yaslamış güneşin tadını çıkarıyordum. Yakıcı bir güneş değildi, askine soğuk havada sıcak güneş huzur veriyordu.

Aniden bir çıtırtı duydum. Kesinlikle ağaçların arkasında bir şey vardı. Kollarımı indirip silahımı doğrulttum. Ağaçlara doğru yürümeye koyuldum, ama önüme çıkan manzara bir tavşanla oynayan Jisoo'ydu. Şaşkın halde onları izlemeye devam ediyordum. Bu gerizekalı kız ne yaptığını sanıyordu. Burada kolayca farkedilebilirdi.

Aniden aklıma gelen fikirle sırıttım. Ona sürpriz yapabilirdim, mesela güzel bir şaka gibi? O eğlenmeyecekti, ama ben kesinlikle eğlenecektim.

Yavaş adımlala ona doğru yaklaştım. Tavşan benim geldiğimi farketmiş olmalı ki hemen koşmaya başladı. Jisoo da aniden çömeldiği yerden ayağa kalktı ve tavşanın peşinden gitmeye başladı.

Bu aptal kadın yüzünden sonunda oyunu kaybedecektik. Ben de peşine düşmüştüm. Ses çıkarmıyordum ve zaten Jisoo da tavşana o kadar odaklanmıştı ki peşinde birilerinin olduğunu anlamamıştı.

Sonunda uçurum benzeri bir yerde durdu, ama yer yapraklarla boyanmıştı. Tavşanı kaybettiği için üzülmüş olmalıydı. Ona yaklaştım, şimdi şakanın tam sıradıydı!

Aniden yüzümü sinsi bir gülümseme hapsetti. Silahımı onun omuzuna bastırdım. Bedeni kaskatı kesilmişti. Bu halini keyifle izliyordum.

Sabahtan -Jennie diğerleri ile gittiği andan- bu saçma yere geldiğim için kendime küfürler yağdırıyordum. Ama şimdi düşündüm de iyi ki gelmişim. Jisoo'yu bu halde görmeye değerdi.

Nefes hızı gitgide artıyordu. "Hadi vursana..." Sesi titremişti.

Yüzüm düştü. Onu vuramazdım, çünkü kendi takımımdan birini vursam oyundan atılırdım. Ya da neden atılmayayım? Tek kaşımı kaldırdım. Takım falan umurumda değildi, sadece Jisoo'yu boyamak istiyordum. İçimde alevlenen bu duyguya boyun eğdiremedim.

Bir kaç adım geri gittim ve muhtemelen gözlerini kapatmış olan Jisoo'yu -yüzünü göremiyordum, sadece sırtına bakıyordum- vurdum. Bir kaç defa silahla vurduğumda sırtı boya yüzünden Dante'nin cehennem tablosuna dönmüştü.

"Ya yeter! Acıtıyor! Ne alıp veremediğin var?!" Bağırıyordu. Umursamayıp vurmaya devam ettim. Fazla acıtmadığını biliyordum. Kahretsin ki boyam bitti. Jisoo saçı ve üzeri boyanmış halde, bana doğru yavaşça döndü. Beni görür görmez, gözlerini kocaman açtı. "Seni şerefsiz!"

vsoo| Is not it enough? (Yetmez mi?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin