5 ⚔

59 176 0
                                    

5/İKİ BİN ON ÜÇ YILI, EKİM AYININ ON ÜÇÜNCÜ GÜNÜ

"Tunga Alp Er Kağan ne diyor işit.

Bak, gör, bilip söylemiş o bu öğüdü.

İnsan kalbi ettir, bozulur gider.

Ey insan, onu çok iyi kolla."

"KUTADGU BİLİG"

•┈┈┈••✦KEYİFLİ OKUMALAR✦••┈┈┈•

•┈┈┈••✦KEYİFLİ OKUMALAR✦••┈┈┈•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ENKEBİT

Eski Türklerde insanları uykudayken boğazlayarak öldürmeye kalkan Enkebit'in sağ elinin ortası deliktir, başında da altın bir fesi vardır. Başındaki fesi alabilen kişiye zarar veremeyeceğine inanılır.

═ ═ ═ ╰☆╮ ═ ═ ═

İnsan için kıymetli olan şeylerden bir tanesi de her senenin belirli gününde almış olduğu yaştır. Çünkü her yaş insanın karakterinin oturabilmesi adına belirli bir olgunluk getirir. Bu olgunluklar ise insanın üzerine belirli sorumluluklar yükler.

═ ═ ═ ╰☆╮ ═ ═ ═

Gökyüzünden yeryüzüne düşen yağmur taneleri insana, "Sakın dışarı çıkma!" diye uyarıda bulunuyordu adeta. Her bir yağmur tanesi öylesi sert iniyordu ki yeryüzüne, sanki insanın herhangi bir uzvuna değmiş olsa mutlaka bir iz bırakacak gibiydi. Gökyüzünün o karanlık hâli ise, insanı meyusa itekliyordu.

Saatler dokuzu gösterdiğinde Mehir yataktan kalktı ve merdivenlerden inerek mutfağa ilerledi. Ocağın altını yakarak çay suyunu koydu. Diğer yandan ise, belirli sayıda patatesi alarak soymaya başladı. Patatesleri yıkadıktan sonra kesti ve ocakta ısınmış olan yağın içine attı. Daha sonra ise, buzdolabına ilerledi ve dün akşamdan koymuş olduğu köfteleri çıkararak tezgâhın üzerine koydu.

Mehir mutfakta ummalı bir şekildi kahvaltı hazırlığı yaparken, eşi kalkmış ve kıyafetlerini giymişti. Çocuklar ise, tatil gününün vermiş olduğu rahatlıkla uyuyordu.

Aşağıya inen Bahadır, eşinin yanına, mutfağa ilerledi ve ona kahvaltı hazırlamasında yardımcı olmaya başladı. Bugün özel bir gündü ve günün özelliğini belli etmek adına ellerinden geldiğince her şeyi güzel ve özel yapmak istiyorlardı.

Mehir yapmış olduğu sütlacı kaplara koyarak ılık bir hâle gelmesi adına tezgâhın üzerine yerleştirdi ve üzerine peçete koydu. Daha sonra ise, mutfaktan eşyaları salonda bulunan yemek masasına yerleştirmeye başladı, eşinin yardımı ile.

İLTER | (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin