★ Bu Hikâyenin Yaş Sınırı +16
√ Sezon 1 Tamamlanmış Olup Düzenlenerek Tekrar Yayınlanmaktadır. √
İlter...
Eski Türkçe'de "Yurdu Koruyan" anlamına gelmektedir.
➵
Bin yüzlü yıllarda ataları Mete Bey'in kutsanmasıyla birlikte süregelen bir av!
O bir a...
⚠️ Bu kitabı yazar iken, desteğini benden esirgemeyen selinselne 'ye teşekkürümü, bu bölümü ona ithaf edereködemekisterim. İyi kivarsın canım.♡ ⚠️
1/HAMASET
"Bir dünya istiyorum, bir soylayaratayım
Bu dünya nasıl olsun, ne boyla yaratayım
Bunun çaresi nedir, ne yolla yarataymış."
"YARATILIŞ DESTANI"
•┈┈┈••✦KEYİFLİ OKUMALAR✦••┈┈┈•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ARBOĞA:
Türk mitolojisinde yarı insan yarı boğa olan yaratıktır. "Yarboğa" ya da "Erboğa" diye de adlandırılır. Dişi olanlarına "Işboğa" denilir. Kimilerine göre başı hayvan başına benzerken alt tarafı insan şeklindedir. Kimilerine göre ise, bu durum tam tersidir.
═ ═ ═ ╰☆╮ ═ ═ ═
İnsanoğlu fıtratı gereği inanmak ister. Tarih içerisinde de görürüz ki, insanoğlu farklı düşünceler, inançlar benimsemiştir. Mesela; farklı âlemler, insanüstü ya da doğaüstü olarak nitelendirilen yaratıklar... Sanırım bunları saymakla bitiremeyiz. Ancak şöyle bir ayrım vardır; insanoğlu tarihte hep tek bir yaratıcının varlığına inanmıştır. Ancak insanoğlu, bununla birlikte doğaüstü varlıklara da inanmıştır. Peki ya, insanoğlunun inanmış olduğu o doğaüstü varlıklar varsa? Ya insanoğluyla birlikte aynı dünya içerisinde yaşıyorlarsa? Sanırım, bu sorunun cevabını hep birlikte bulacağız...
═ ═ ═ ╰☆╮ ═ ═ ═
Bahadır ve eşi Mehir, her zaman yapmış oldukları gibi sırt çantalarına gerekli malzemeleri aldılar ve arabalarına bindikleri gibi hızla olayın geçmiş olduğu yere gittiler. Mehir bugün fazlasıyla isteksizdi. Çünkü artık yaşlanmaya başlamıştı ve büyüyen iki oğlunun yanında olmak istiyordu.
Bahadır, eşinin elinden tuttu ve doğaüstü yaratığın görülmüş olduğu yere doğru temkinli adımlar ile ilerlemeye başladı. Burası sık ağaçların olduğu, bulundukları kasabanın ters istikametinde kalıyordu.
Mehir, Bahadır'ın elini bırakıp sırt çantasından tabancasını ve bıçağını çıkardı. Bıçağı, beline sokarken; tabancıyı iki avuç içinde sıkı sıkıya tuttu.
