10/GEÇMİŞTEN GELEN KORKUNÇ BİR OLAY
“Hakikatte ölüm, ruhun aletlerini kullanmasını terk etmesinden başka bir şey değildir; ruhun aletleri ise organlardır.”
“İbn-i Sina”
İlter olmak, Gencer Ailesi için hem büyük bir armağan hem de omuzlarında bir yüktü. Ölüm her an enselerinde kol gezerken kurtarıcı rollerine bürünerek dünya üzerinde geziyorlardı. Mete Bey’den gelen bu kutsal görevi, Yayık Han’ın emriyle soyu, o öldükten sonra devralmıştı. Kimisi bir görevi icra ederken dünya üzerinden silinerek toprağa kavuşmuştu. Kimisi bu görevi icra edenlere yardım etme görevini devralmıştı. Kimisi ise, günlerini doldurarak toprağa teslim etmişti bedenini.
Bahadır’ın eşi ve oğulları, yıllar boyunca bu görevi icra etmiş ve başlarına gelen olaylara karşı dimdik ayakta dururken birlik olmaktan da asla vazgeçmemişlerdi. Mehir, iki oğluna babasının eksikliğini hissettirmemek için elinden ne geliyorsa yapıyordu. Sevgisini daim olarak onlara sunarken; babasının erkenden toprağa teslim olmasıyla oğullarında eksik olan bilgileri o vermişti onlara.
Elinde bulunan kitabı, kaldığı sayfaya ayracı yerleştirdikten sonra orta sehpaya koydu. Oğullarının odalarında olduğunun bilgisiyle mutfağa ilerledi. Kendisine kahve yaparken küçük oğlunun sesini işitti.
“Anne! Neredesin? Kız, anne!”
Bertuğ’un üzerinde yeşil sweatshirt ve siyah eşofman vardı. Açık kahve saçlarından öne gelenleri engellemek için tel, siyah taç takmıştı. Bunu gören annesi ona takıldı.
“Canım benim, söyle bakalım annene hadi kimin tacı bu?”
Bertuğ, elini saçlarına götürdü ve tacını geriye doğru çekti. Annesine omuz attı.
“Kız anne, kim bana tacını verir? Yalnız ölüp gideceğim bak ben he!”
Oğluna kahkaha attı ve fincana yapmış olduğu kahvesini döktü. Buzdolabına ilerledi ve sütlü çikolata aldı.
“Anne bana da yapar mısın kahve? Yalnızlığım ve ben kahve içeceğiz de.”
Oğluna başını sallayarak, gülümsedi ve tekrar kahve yapmaya koyuldu.
“Abine haber ver, ona da yapıyorum kahve.”
“Tamamdır, veriyorum haber.”
Bertuğ merdivenlerden çıktı ve abisinin odasına doğru yol aldı. Kapıyı çalmadan içeriye girdi. Abisinin banyodan çıktığını gördü. Siyah, kıvırcık saçlarını havluyla kuruladığını görünce, elinden havluyu kaptığı gibi abisinin saçlarını kurutmaya başladı.
“Oğlum bırak ya!”
Yatağın üzerine çıktı ve abisinin kıvırcık saçlarıyla oynayarak kurutmaya başladı. Abisi ile uğraşmak en çok sevdiği durumdu. Abisinin sinirlenince dudaklarını yemekten konuşamaması, komiğine gidiyordu. Abisinin saçlarının nemini aldığını fark ettiğinde havluyu alarak banyoya astı.
“Hadi kalk, annem bize kahve yaptı.”
Ayağa kalktı ve kardeşiyle birlikte aşağıya indiler. Salonda annesinin oturduğunu gördüler. İki kardeş üçlü kanepeye yan yana oturdular. Bertuğ orta sehpada bulunan tepsinin üzerindeki kahveleri aldı. Bir tanesini abisine uzattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLTER | (✓)
Fantasy★ Bu Hikâyenin Yaş Sınırı +16 √ Sezon 1 Tamamlanmış Olup Düzenlenerek Tekrar Yayınlanmaktadır. √ İlter... Eski Türkçe'de "Yurdu Koruyan" anlamına gelmektedir. ➵ Bin yüzlü yıllarda ataları Mete Bey'in kutsanmasıyla birlikte süregelen bir av! O bir a...