6. Bölüm- Fotoğraf Sergisi

131 11 0
                                    

  Kızlar evdeydi. Ekin test çözüyor, Ceylin yüzünde maskesi ile bir yandan da Alya'ya makyaj yapıyor, Hazel ve Lena Kore magazin dergilerine bakıyor, Anka telefonu ile oynuyor, Mira bilgisayar başında kızların kulüp seçmesini yaparken Bahar'da Min Ho'nun ceketini yıkayıp kurutmuş, ütülemek için hazırlanıyordu.
  Alya:- Ceylin, yeter lütfen! Sıkıldım. Hem evin içinde neden makyaj yapmak zorundayım ki?
  Ceylin:- Rahat dur rujunu taşıracağım.
  Alya:- Hadi çabuk ol bunaldım.
  Ceylin:- Dudaklarını şöyle kapatıp aç bakalım. Dedi kendisi göstererek Alya'ya. Alya'da aynısını yaptı.
  Alya:- Tamam mı bitti mi?
  Ceylin:- Hayır şimdi de rimel süreceğiz.
  Lena:- Şu sizin sevdiğiniz dizinin oyuncusu,  sevgilisinden ayrılmış.
  Alya:- Valla mı?
  Hazel:- Evet. Şu an boş. Hala onunla evlenebilirsin. Dedi gülerek.
  Alya:- Sür Ceylin. Yanaklarıma da allık sür! Dedi Ceylin'e dönüp.
  Ekin:- Bahar sen ne yapıyorsun orada?
  Bahar:- Min Ho'nun ceketini ütülüyorum. Yarın götürüp veririm diye.
  Kızlar:- Ooooooooo!
  Bahar:- Ne "ooo" luyosunuz acaba?
  Anka:- Ne bileyim ceketini filan ütülemeler. Kabul et seviyorsun sen bu çocuğu.
  Bahar:- Hele lafa bak! Neyini seveyim ben o odunun. Sadece temiz temiz götüreyim dedim şeysini. Ceketini işte.
  Lena:- Bak dili de dolandı.
  Bahar:- Allah'ım yarabbim şimdi üzerinize uçacağım ha!
  Mira:- Uğraşmayın arkadaşımla.
  Bahar:- Canım arkadaşım benim. Beni bir tek sen anlıyorsun.
  Mira:- Ne var yani, kız sevdiceğinin ceketini ütülüyor daha ne olsun.
  Bahar:- Beni bir tek sen anladın sen de yanlış anladın! Ütüyü tek tek basacam yüzünüze artık.
  Mira:- Kızlar söylüyor musunuz kulüplerinizi?
  Alya:- Ben dans kulübü canım karar verdim.
  Lena:- Öğrendim ki Han şiir ve hikaye kulübüne gidiyormuş. Beni oraya yaz.
  Mira:- Sevdalı ya!
  Ceylin:- Ben moda tasarım kulübü.
  Mira:- Sen de tamamsın. Anka sen?
  Anka:- Ben yemek kulübü.
  Mira:- Hazel hayvanlar, ben botanik, Ekin kitap. Bahar?
  Bahar:- Ben hala kararsızım. Tekvando diyorum ama.
  Mira:- Beğenmezsen çıkarsın.
  Bahar:- Yaz bakalım bana da Tekvando yaz.
  Mira:- Herkes tamamsa artık kulüplerimize gidebiliriz.
  Ceylin:- Yarın okuldan sonra, fotoğraf kulübünün sergisi var kızlar. Ne giysem acaba?
  Mira:- Aa evet. Unutmuşum. Seungmin beni davet etmişti.
  Lena:- Sen ne alaka?
  Mira:- Ben de anlamadım. Sürpriz dedi.
  Ekin:- Ne garip çocuklar bunlar?
  Bahar:- Bence garip olan sizsiniz. Biri size yardımcı olunca ya da en azından gülümsese, size karşı bir şeyler hissediyor zannediyorsunuz.
  Ekin:- Bak sen. Eğer birine aşık olursan hatırlatacağım bu sözleri.
  Lena:- Doğru mu söylüyor Bahar? Han benden hoşlanmıyor mu şimdi?
  Bahar:- Al iste bu garibimde kendisini seviliyor zannediyor. Hem de o zorbalar tarafından.
  Mira:- Ne biliyorsun belki Han Lena'yı seviyordur. Belki Jeongin, Ekin'i, Hyunjin Alya'yı ve hatta bence Bang Chan Anka'yı seviyordur. Olamaz mı?
  Bahar:- Mümkünse olmasın. Eve kimseye aşık olmadan gideceğiz. Hepsini döverim ha!
  Anka:- Sence Chan beni seviyor mudur?
  Bahar:- Al işte kızın kafasını karıştırdın.
  Anka:- Sordum sadece.
  Ceylin:- Acaba Changbin'de benden mi hoşlanıyor? Yoksa erkek arkadaşlarımı kaçırmasının sebebi bu mu? Yok sanmam. O sırf gıcıklığına yapıyor bunu.
  Bahar:- Aranızdan biri mantıklı düşünmeye başladı.
  Anka:- Ceylin haklı. Zorbalık yapmaktan başka bir şey düşünmez onlar.
  Ceylin:- Aynen öyle.
  Ekin:- Aşk işlerini bırakıp derslerinizle ilgilenin. Sınav var unuttunuz mu?
  Bahar:- Hastalar normale dönmeye başladılar.
  Mira güldü:- Sonunda onları da kendine benzettin.
  Bahar:- Aferin benim arkadaşlarıma. Dedi ve ütülediği ceketi kaldırıp baktı.
  Ekin:- Son ütücü.
  Bahar:- Güzel oldu güzel.Temiz temiz giyinsin. Yurttaymışya bunlar, yoktur şimdi kıyafetlerini yıkayıp ütüleyeni.
  Mira:- Bak bak nasıl da düşünürmüş...
  Bahar:- İyilik bu iyilik. Hemen fesat düşünmeyin.
  Ekin:- Bize diyene bak.
  Bahar:- Sen dersine baksana!
  Ertesi gün olmuştu. Kızlar okula geliyorlardı konuşa konuşa. Bahçeye giriş yaptılar güle oynaya. Bahar'ın gözleri Min Ho'yu arıyordu. Elinde kıymetli bir hazine tutar gibi tutuyordu poşeti. Ama Min Ho ve arkadaşları ortada yoklardı.
  Anka:- Seninki yok ortada.
  Bahar:- Nereden benim ki oluyormuş? Şunu bir an önce vereyim de bir de ceketim de ceketim diye tutturmasın.
  Yuta, hemen koşar adım geldi Anka'nın yanına. Beklemişti belliki. Her sabah onu bahçede bekleyen Bang Chan, yaslandığı duvardan doğruldu olduğu yerde. Anka ve Yuta'ya bakmaya başladı.
  Yuta:- Günaydın.
  Anka:- Günaydın.
  Yuta:- Bu sabah yine çok güzelsin. Günüm aydınlandı resmen.
  Anka gülümsedi. Başını çevirdi gülümseyerek ve o an Chan'ı gördü. Her sabah onu bekliyordu ve Anka bunu biliyordu. Ama geçen gün söylediği sözlerden sonra Chan'ın, kendisini bekleyeceğini sanmıyordu. Gülen yüzü değişti. O an vicdan azabı gibi bir şey hissetti onun gözlerine bakınca. Ona acı çektirdiğini hissetti o an. Belki de onun vicdanı idi ya da Yuta ile olan arkadaşlığından dolayı Chan'ı aldatıyormuş gibi hissediyordu. Belki de daha başka bir şeydi hissettiği. Anlayamıyordu.
  Yuta:- Anka, iyi misin?
  Anka irkildi ve Yuta'ya döndü hızla.
  Anka:- Sorun yok iyiyim.
  Yuta o an arkasından bir gül çıkardı ve Anka'ya uzattı.
  Yuta:- Bu senin için. Senin kadar güzel değil ama kabul edersen yani.
  Anka şaşkındı. Kızlarda. Ama Bang Chan öfkeliydi. Avının üzerine saldırmak üzere olan bir kaplan misali kabarmıştı.
  Bang Chan:- O gülü sana yedirmez miyim ben? O elin bi değsin Anka'nın eline, kırarım onu.
  Felix yanına geldi.
  Felix:- Chan, yeter artık. Kendine gel. Üzülüyorsun.
  Bang Chan:- O çocuğun Anka'ya zarar vermesini engellemeliyim. Kalbini kırmasına, onu üzmesine izin veremem.
  Anka elini kaldırdı almak için gülü. Kızlara baktı. Bahar kaş göz işareti ile "hayır" diyordu.
  Bahar, Anka'nın önüne geçti.
  Bahar:- Teşekkür ederiz, ilginiz için. Ama Anka gülü sevmez. Alerjisi var. Dedi sert bir şekilde.
  Yuta:- Bu doğru mu? Çok özür dilerim. Bilmiyordum. Hemen bunu ortadan kaldırıyorum.
  Bahar:- Sağol canım sağol! Hadi kaybet sen onu.
  Yuta gülü az uzaklarında ki çöpe atmaya gitti.
  Bang Chan geri çekildi o an az da olsa.
  Anka:- Bahar ne yapıyorsun sen? Neden attırdın şimdi gülümü?
  Bahar:- Kim bu Yuta neden sana gül veriyor? Döverim bak.
  Ekin:- Daha yeni tanıştığı birine hemen gül almak mı? Bilemedim.
  Anka:- Biz sadece arkadaşız. Arkadaş.
  Lena:- Romantik bir arkadaş.
  Yuta geri geldi yanlarına.
  Yuta:- Haydi gel kafede sana bir şeyler ısmarlayayım.
  Bahar:- Zorla dayak istiyorum diyorsun yani.
  Yuta:- Anlamadım?
  Anka:- Bir şey demiyor. Neyse gel biz gidelim kafeye. Dedi ve Bahar'a baktı, uyarırcasına gözlerini açarak. Sonra da gittiler Yuta ile.
  Bang Chan peşlerinden gidiyordu ki Felix kolundan tuttu.
  Felix:- Dur. Belli ki aralarında bir şeyler olmaya başlamış. Gitme Chan.
  Bang Chan durdu o an.
  Bang Chan:- Onu korumam gerek Felix. Onu o çocuktan korumam gerek. Dedi ve gitti peşlerinden.
  Hazel:- Gördünüz mü Chan yine peşinden gitti.
  Lena:- Size de Chan, Alya'ya aşık gibi geliyor mu kızlar?
  Mira:- Nedendir bilmem, Chan bana o çocuktan daha güvenilir geliyor.
  Bahar:- Bana da.
  

Başıboş ÇocuklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin