Bölüm 9 "Ben Seni Çok Sevdim"

204 84 71
                                    


Multi Ecevit Akdemir - Fikret KızılGök
2022/ Mart -İstanbul

Firuze'den...
Edebiyatın titrek duvarlarına sığındı yangın yeri yüreğim bu gece de. Kor gibi yanarken ben aynı gecenin altında bir sel alıp götürdü kirpik aralarıma saklanan seni. Boğulurken yabancılaşmış kokunda cenazemizi kaldırdım bir sahil meyhanesinde. Bugün tekrar tekrar öldün üzerine toprak atmaktan yorulmuş zayıf bedenimde. Ben bugün bir kez daha öldürdüm seni 12 yılın hasreti hançer gibi kalbime saplanırken.  Arkadan bir Cem Adrian açtım Ben seni çok sevdim. Ben de seni çok sevmiştim 17 yaşımda kimsesiz tek başıma. Ama sen gitmeyi seçtin Levent, giderken de beni öldürmeyi. Bu solmuş yüreğimde yeni filizler çıktı evet, Fikret bahçemi yeniden kurdu. Ama bir sen olamadı kimse olamazda zaten, ben seni çok sevdim Levent. Ama şimdi sonun olmaya geldim...

Oğlumu aldın benden, yarınımı, güneşimi, kış geldi senin yüzünden bahara heveslenen ömrüme. Ama artık bitti kışımı kendi ellerimle bitirdim ben. Kendi güneşimi kendim yarattım ve o güneşle senin cehennemin olacağım Levent Güvenoğlu. O gece beni bıçaklayıp o sokak arasına öldü diye attığın için pişman olacaksın. Sırf oğlum hasta diye benden alıp annemi öldüren şerefsiz babana götürdüğün için pişman olacaksın. Anneme elde etmek için babamı öldüren baban ve sen çok pişman olacaksınız. Sizi ben bitireceğim. Artık o sevgini verip kandırdığı küçük kahküllü kız yok Levent Güvenoğlu.

Gün intikam günü, gün kan, vahşet kin gütme günü! Herkes beden ödeyecek!

İçimi milyonkez dökdüğün defterlerden birini daha bitirmiştim sonunda. 12 yılda hep yazarak bastırdım içimdeki nefreti, kaç defter eskittim bilmiyorum ya da kaç gece ağladım bu masanın başında, kaç kez intikam planı kurdum bilmiyorum. Ama bildiğim tek bir şey var tüm bunlar için birileri beden ödemeli. Ve ben fazlasıyla ödedim. Beni öldü diye bıraktığı sokak arasından başım dik çıktım. Aptal! tanımadı beni oysa sadece kahküllerimi kesip burnumu ve dudaklarımı yaptırmıştı bir de tabi 30 yaşın verdiği olgunluk mu desem yaşlılık mı desem o çökmüştü yüzüme. Ama işime gelmişti tanımaması intikam almamı kolaylaştırıyordu.

İçimde ki büyüyen nefret aşka dönüşürken bu kez de Fikret için yazma kararı aldım. Ah Fikret çok başkaydın sen, kanserin son evresinde, ömrünün sen demlerinde benim mutluluğum için çabalamıştın. Ah elam, annemden sonra ilk sen dedin bana değerli diye. Ben senin değerlerin sen de elamdın. Baban olacak herife tek benzeyen yanın ela gözlerindi sen sevmesen de bayılırdım o çocuk halimle. Evlendiğimiz günü hiç unutmayacağım elam, herkes bana acıyarak bakarken elimden tutup gururla karım demiştin.  Kimse tutmadı öyle elimi senden sonra. Kimse çekmedi kokumu senden sonra öyle içine, kimse sevmedi beni sen gibi. Şevişmeden sevmeyi seninle, sevmeden sevişmeyi de Levent'le öğrendim. O beni hiç sevmemişti. Yada bilmiyorum inanmak istemiyor yorgun yüreğim, onun beni sevmeme ihtimaline. Hala içimdeki o 17 yaşında kız var saklanıyor bir yerlerde, yıllarca uğraştım o kızı öldürmeyi yok etmeyi ama başaramadım ve sanırım ölünceye kadar kalacak. O kara gün  ölmemeyi başardı artık hiç gitmez.

Çalan telefonla düşüncelerimden ayrılırken arayanın Yağmur olduğunu gördüm. O ve eşi Berkan KızılGök Şirketinin müdür ve müdür yardımcısıydılar. Tabi ki Yağmur'u müdür yapmıştım. Alışacaklardı! Kadınların kendi bileğinin hakkıyla bir yerlere gelmesine erkekler, eşlerinden üst konumda olmasına müdür olmalarına başkan olmalarına alışacaklardı. Zaten Yağmur bu iş için biçilmiş kaftan, o ve Berkan ajanlık yaparak Güvenoğlu şirketine sızarak batmaları konusunda bana yardım edeceklerdi. Bu konuda onlar ve Koray'dan başkasına güvenemezdim de zaten.  Ben Levent'in evliliğine kabus gibi çökerken onlarda şirketi yok edecekti. Adnan Güvenoğlu'nun artık kaçacağı delik kalmamıştı.

FİRUZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin