~ Sonum & Sonsuzum~

646 34 12
                                    

Bütün konak ayağa kalkmış telaşla küçük kızı arıyordu. Saatlerdir ortalıkta yoktu. Herkesi bir panik sarmıştı. Küçücük çocuk bunca vakit nereye gider, bu havada ne yapardı. Feride delirmiş gibi ağlıyor, çaresizce dövünüp duruyordu. Bir tanecik yavrusu, onun küçük su damlası nereye gider bunca vakit ve yapardı. Hava buz gibiydi. Bu soğukta sokakta ne yapardı. O küçük elleri ve ayakları şimdiye çoktan morarmış olmalıydı. Hava da kararmak üzereydi. Ya başına kötü birşey geldiyse... Düşündükçe kalbi yerinden sökülüyordu.

Konağın tüm erkekleri saatlerdir dışarıda köşe bucak küçük kızı arıyordu. Kadınlar ise birkaç kapıyı çalmış, yakınlarda bakabilecekleri her yere baktıktan sonra çaresizce eve dönmüştü. Feride bir tarafta, Sultan diğer tarafta iç çekerek ağlıyor, ayrı ayrı dövünüyordu. Berzah ne yapacağını şaşırmıştı. Hangisine koşsun, hangisinin yüreğine su serpsin bilemiyordu. Onları o kadar iyi anlıyordu ki, insanın içini nasıl söken bir duygu olduğunu öyle iyi biliyordu ki... Eli, kolu hatta dili bile bağlanmıştı. Evladı için içi titreyen bir anneyi hiçbir teselli cümlesi sakinleştiremezdi biliyordu, o yüzden yalnızca " bulacağız " diyordu." Sağ salim bulacağız merak etmeyin."

Feride için bu sözler geçen her dakika anlamını yitiriyordu. Zaman ilerledikçe kalbi göğsüne dar geliyordu. Bunca vakit başına birşey gelmemişse bile kesin soğuktan donup bir yerlerde kalmıştı. Küçücük bedeni bu soğuğa nasıl karşı koyabilirdi. Endişesi giderek daha da büyüyordu.

Ani bir kararla hızlıca doğruldu. Elini nefes alamıyormuş gibi  boğazına götürdü ve hırıltılı bir sesle konuştu." Ben daha fazla böyle durup, bekleyemeyeceğim. Duvarlar üstüme üstüme geliyor sanki." Konağın kapısına ulaştığı sırada Berzah yetişip onu durdurdu. " Nereye bakacaksın. Gidilebilecek her yere baktık zaten " dedi. Fetide yaşlı ve çaresiz  gözlerini onun yüzüne çevirdi. " Bilmiyorum ama böyle çaresiz beklemeye tahammül edemiyorum artık" dedi. Berzah onu kollarının arasına çekip sıkıca sardı. " Seni anlıyorum canım. İnan ne hissettiğini herkesten iyi anlıyorum. Bu şekilde beklemenin ne kadar zor olduğunu da biliyorum ama beklemekten başka çaremiz yok biliyorsun."

Feride onun söylediklerinden sonra kabullenmiş bir halde halsizce başını salladı ve adımlarını geri çevirdi. O sırada konağın büyük görkemli kapısı aralandı ve kapının ardında iki kızarmış minik burun göründü. Feride çığlık atarak koşup kızını kucakladı ve bağrına bastı. Gözünden akan yaşlar hıçkırıklarına karışıyordu. Onu karşısında sapasağlam görünce mutluluktan eli ayağı boşalmıştı. Yere çöktü ve kızını kucağına çekip yüzünü, gözünü öpücüklere boğdu. Berzah hangi ara evden çıktığını bilmediği oğluna yaklaştı ve onu kucağına aldı.
Anneciğim" dedi sıcak, sevecen bir sesle." Sen ne ara çıktın? Asya'yı nerede buldun? Neden bize haber vermedin?" Serhan annesinin ardı ardına gelen soruları karşısında küçük yeşil gözlerini kırpıştırdı. Nerede olduğu konusunu es geçip direk küçük kızı bulduğunda ne kadar üşümüş ve korkmuş olduğundan söz etmeye başladı. Herkes telaş içinde küçük kızı ararken birden aklına onu nerede bulabileceği gelmişti. Ancak konakta öylesine bir telaş vardı ki derdini bir türlü kimseye anlatamamış ve sonunda tek başına halletmeye karar vermişti. Neyse ki çıkarken Sultan babaannesinin kalın şallarından birini yanına almıştı. Küçük kızı her zamanki yerlerinde, o büyük çınar ağacının altında büzüşmüş bir hâlde bulduğunda getirdiği şalla onu sıkıca sarmış ve büyük bir adam edasıyla kolunun altına çekip " hadi Asya evimize gidelim. Herkes seni arıyor. Çok üzüldüler." Diyerek küçük kızla birlikte konağın yolunu tutmuştu.

KALBİMDE SAKLI (DÜŞ SERİSİ 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin