~Hasret~

731 39 1
                                    

Genç adam gece boyu huzurlu bir uyku uyuyamamıştı. Gözünü her kapadığında, Asya beyazlar içinde, yüzünü seçemediği bir adamın kolunda çıkıp gidiyordu konaktan. Sabaha karşı gözü bir anlığına daldığında, yine aynı kabusla nefes nefese uyandı. Elini alnında biriken ter damlacıklarını kurulamak için havalandırdı. Üstündeki tişört bile sırılsıklam olmuştu. Bütün gece diken gibi sırtına batan yataktan hızlıca kalkıp, dolabının karşısına geçti. Üzerinde ki tişörtü bir çırpıda çıkarıp, başka bir taneyi üstüne geçirdi. Ciğerleri temiz hava ihtiyacı ile yanıyordu. Biraz olsun nefes alabilmek için odasından dışarı çıktı ve avlunun ucuna doğru usulca adımladı. Korkuluklara yaslanıp, başını göğe kaldırdı ve güneşi selamladı. Ardından derin bir nefesi ciğerlerine hapsedip, güzel havanın tadına varmak için gözlerini kapadı.

" Bu kadar şeyi nasıl götüreceğim ben anne!"

Duyduğu sesle dudakları iki yana kıvrıldı. Yüreğinin sızısı yine huysuz bir ihtiyar gibi birşeylere kızıyordu. Usulca araladı gözlerini onu görebilmek için. İşte, şimdi günü gerçekten aydın olabilirdi. Yüzündeki tebessümü silen o bavulu görmemiş olsaydı eğer...

Genç kız yanında kocaman bir bavulla avlunun ortasında dikiliyordu. Feride teyzesi ise habire mutfaktan bir takım paketler taşıyor ve kızı ile bunun üzerine atışıyorlardı. Genç adamın yüreği korku ile çarptı. Neler oluyordu? Yoksa gözünün bebeği, bir yere mi gidiyordu?

Nasıl attığını bilmediği adımlar hızlıca aşağı kata sürükledi aciz bedenini. Genç kızın sırtı ona dönüktü. Üzerinde yine Serhan'ın aklını başından alan o pembe elbisesi vardı. Kıskançlığından, defalarca kez " bu elbise sana hiç yakışmıyor" dediği ama kızın sırf ona inat olsun diye ısrarla giymeye devam ettiği, o fuşya rengi uzun elbise... Serhan o kumaş parçasını onun üstünde her gördüğünde onu parçalamak için elleri karıncalanıyordu. Çünkü bu elbiseyi ne zaman giyinse, olduğundan daha fazla dikkat çekiyor ve etrafı salyalarını akıta akıta gezen iki ayaklı itlerle doluyordu. Bir de bu elbisenin üstüne o güzel yüzünü ortaya çıkaran açık pembe şalını takmıyor muydu, Serhan işte o zaman göğsünü yarıp onu oraya saklamak ve  tüm gözlerden sakınmak için delice bir istekle dolup taşıyordu. 

" Hayırlı sabahlar" dedi varlığını belli etmek için. Asya irkilerek arkasını döndü. İşte yine aynı şey oluyordu. Ne zaman değse gözü bu yeşil ormanlara, kalbi bozuk ritimli bir saat gibi dengesizce çarpmaya başlıyordu. Elini hızlanan kalbinin üstüne bastırmamak için kendi ile büyük bir savaş verdi. " Hayırlı sabahlar" dedi sesi titreyerek. Serhan'ın eli ensesine gitti. Çocukça bir hareketle saç diplerini karıştırdı ve " bu bavul ne? " diye sordu. Asya bakışlarını yere düşürdü. Avuç içleri terden sırılsıklam olmuştu. Terleyen ellerini elbisesinin eteğine silip, " benim bavulum. Gidiyorum" dedi. Serhan'ın bacakları titredi, yüreği acı ile kasıldı. Bir kadının tek bir sözü ile nefesi kesilir miydi bir adamın. Kesilmişti işte. Dudaklarından dökülen o gidiyorum sözcüğü genç adamın göğsünün ortasına kaya gibi oturmuştu. " Ne- nereye gidiyorsun?" diyebildi saniyeler sonra, güçlükle. Asya yerdeki bakışlarını ona çevirdi. Ama yüzüne bakmıyordu. Gözleri omuzlarında dolaşıyordu, bazen de koyu renk saçlarında ama asla yüzünde değil. Çünkü yüzüne bakarsa, o zümrütleri görürdü. Onları görürse kalbi yine ona ihanet edip, bir atlı gibi şaha kalkardı. " Bursa' ya, anneannemlere" dedi kısık bir sesle.

" Nereden çıktı böyle durup dururken. Yani dönem ortası ya o yüzden dedim. Dersler ne olacak. Yoksa Emir amca mı birşey dedi. O yüzden mi gidiyorsun" genç adamın telaşlı sesi içinde gülme isteği oluştursa da bastırdı bu isteğini. Ona kızgındı. Onun yüzündendi bu gidişi. Onun bir öyle bir böyle halleri yüzünden dengesi şaşmıştı artık. Çok yorulmuştu genç kız. Bu belirsizlikten ve adamın aklını karıştıran üstü kapalı imalarından gına gelmişti. " Babamla ilgisi yok. Ben istedim gitmeyi. Buradan uzaklaşmaya ihtiyacım var. Kendimle kalıp, biraz düşünmeye..." Anladım der gibi başını salladı genç adam.

KALBİMDE SAKLI (DÜŞ SERİSİ 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin