4. Bölüm

293 193 51
                                    

Gece gece bu sesler neydi. Uykumda kulağımı tırmalıyan seslerin ne olduğunu anlamak için yatağımdan kalkıp kızlara baktım ikiside uyuyorlardı. Bu denli yüksek sesleri duymamalarını anlayamıyordum. Balkon kapısını açıp dışarı çıktım. Sokakta 2 gurup genç bağırış çağırış birbirlerine girmişlerdi. Etrafa baktığımda benden başka kimse göremiyordum. Sadece benmiydim bu sesi duyan.

"Ne oluyo kan burda bu ses ne?"
Yan balkondan bu sesi duyduğumda bayılmamak için kendimi zor tuttum. "Ukala"yinemi" dedim. Dediğimi duymuş olacakki benden tarafa döndü ve beni görünce sırıttı.

"Sarı şeker kavga seyretmeyemi geldin."
Allahım bu çocuğun burnunu asvalta sürtüp ateş çıkartmak istiyordum.

"Bana şunu demeyi kes sanane ne yapıyorsam yapıyorum."

"Peki o zaman en baştan başlayalım. Ben Uraz Demir senin adın nedir?"
Bir anda nasıl böyle kibar bir insana dönüşmüştü bu "ukala"anlamamıştım.

"Ben Yağmur oldumu?"

"Oldu ilk tanışmamız pek de güzel değildi kabul ediyorum ama bütün okulun kızları benim peşimden koşuyor sen beni tersliyosun ya kalbim kırılıyo."

"Emin ol elimde olsa o kalbini söker kendi ellerimle parçalarım bu soğukta donmak istemiyorum"deyip kapıya yöneldim sonra ona dönüp
"Bence sen içeri girme balkonda kal ve don çünkü sabah senin o yüzünü görmek istemiyorum." Deyip içeriye girdim ve kapıyı kapattım. Biraz sert kapatmış olmalıyımki Aleyna bağırmaya başladı.

"Hırsız var hırsız yardım edin hırsız!!!"
"Aleyna sus benim Yağmur balkona çıkmıştım."
"Ya gecenin 3ünde ne işin var balkonda hırsız sandım." Yatağıma geçip hala Cansunun uyanmamasına şaşıyordum.

"Aleyna bu Cansu öldümü acaba o kadar bağırdın hala uyanmadı."

"Yok ya kulağına pamuk tıkadı yatarken "

"Hee tamam ben yatıyom hadi iyi geceler"
"İyi geceler "

Yatağın içinde bir sağa bir sola dönüyordum ama bir türlü uykum gelmiyordu. Gece gece yaşadıklarım aklıma gelince bir anda yüzümde bir gülümseme oluştu. Sonra bu gereksiz gülümsemeyi yüzümden silip yerine ciddi bir hal almıştı. Uyuyamıyordum telefonumla biraz vakit geçirmek için elime almıştım saat dördü çeyrek geçiyordu.Telefonumda yapacak birşey bulamadığım için kalın kışlık montumu üstüme geçirip sesiz bir şekilde balkon kapısını açtım. İçerideki masanın önünde duran sandalyeyi alıp balkona cıkardım. Ardından masanın üzerindeki kitabı da alıp balkona cıktım . Gözüm hemen yan balkona kaydı. Gördüğüm şeyle sok oldum. Manevi "ukala" bir az önce tanıştığım Uraz yan balkonda kitap okuyordu. Hiç ses cıkarmadan bende kitabımı okumaya başladım. Ama bir türlü kafamı toparlayamıyordum. Hem bu kadar kendini beğenmiş , ukala bir insan oluyor,  hem de kitap okuyan , kibar biri olabiliyordu. Kendi kendime  düşündüm acaba biraz önyargılımı  davranıyordum.

"Oooo  Yağmur  seni de mi uyku  tutmadı.?"
"Hıhııı senide tutmamış herhalde."
"Evet  kavgadan  sonra uyuyamadım,kitap okumayı çok severim hem temiz hava alıyım hemde  kitap okuyum " dedim

"Uraz sana bir şey sorabilirmiyim?"
"Sor"

"Sen hem bu kadar ukala  hemde  bu kadar kibar  bir insan nasıl olabiliyorsun? "

"Yaaa  sen benim kibar olduğumu  düşünüyorsun demek"

"Yo  yok şey her neyse  cevaplamasanda olurdu boşver."

"Ben öyle dıştan göründüğü  gibi bir zengin değilim hiç bir zaman böyle bir insanda olmak istemedim.  Babam benim bu karaktere  bürünmemi istiyor."

"Bak ben öyle düşündüğün  gibi düşüncesiz  bir insan değilim ama senin tavırların çok ukalaca ve bu beni rahatsız ediyor. "

"Anlıyorum. Hareketlerimden dolayı özür dilerim."Bir kaç saniye durup düşündü. "O zaman şöyle bir şey yapalım yeni bir sayfa arkadaşlık  sayfası olsun tüm yaşananları  unut ben senin arkadaşın  olmak istiyorum."

"Aslında seni daha hiç tanımıyorum ama arkadaş olabiliriz zaten yarın hepbirlikte aktiviteler yapıcaz. "

"Arkadaş olduğumuza sevindim emin ol dışardan görünen sadece babamın  bana yarattığı karakter."

"Peki hadi kitap okumaya devam edelim"deyip kitabı okumaya devam ettim. Ne ara arkadaş olmuştuk 10 dakika önceye kadar bu çocuğun burnunu asvalta sürtüp ateş çıkartmak istiyordum ama şimdi onunla arkadaş olmuştum. Galiba insanları dıştan görünen kişiliğiyle  yargılamayı bırakmalıydım.

"Ya ben kitap okumaktan biraz sıkıldım hemde karnım acıktı. "

"Ya aslında yalan söyliyemiyeceğim benimde karnım acıktı ama bu saatte yemeği nereden bulucazki. "

"Benim bir fikrim var, sessizce odadan çık benim yanımda bir kaç atıştırmalık var koridorun sonunda bir girişti yer var orada beni bekle yanına gelicem. "
Galiba artık bu şekil maceralara ihtiyacım vardı.

"Tamam çıkıyorum "deyip sessizce odaya girdim telefonu alıp kapıyı yavaşça açtım.Koridora çıkarak çok sessiz bir şekilde kapıyı kapattım. Koridorun sonuna geldiğimde bir el kolumdan çekip beni yan tarafa çekti tam bağıracağım sırada ağzımı kapattı.  Kafamı o yöne çevirip baktığımda o mavi gözler bana bakıyordu. Elini ağzımdan çekip;

"Neredeyse herkesi uyandıracaktın o yüzden ağzını kapattım. Geç yanıma otur."dedi bende yanına geçerek dizlerimi karnıma çektim ve oturdum.Siyah bir poşetin içinden birkaç bisküvi paketi ve iki tane sandviç çıkarıp birini bana uzattı. Karnım öyle acıkmıştıki kibarlık yapmayarak paketi açıp büyük bir ısırık aldım.

"Ben söylemesem açlığından ölecekmişsin sarı şeker."

Ağzımdakileri yuttuktan sonra cevap vermek için konuşmaya başladım.

"Seni bana sarı şeker dememen için son kez uyarıyorum eğer arkadaşlığımızın bitmesini istemiyorsan bira daha bunu söylemezsin. "

"Peki"dedi ve o da yemeğe başladı.Sandviçler bittiğinde bisküvileri açmak için yeltendi ama ben durdurdum

"Teşekkür ederim ama ben doydum bisküvi yemiycem."

"Maalesef ben daha doymadım ."dedi ve paketi açıp bir bisküviyi tek ısırık ta bitirdi. Bütün bir paket bittiğinde karnını ovalayarak.

"Kahvaltıya kadar yeterli olur. "

"Ne ben sabah kahvaltısı yapmayı bile düşünmüyorum ne kadar pis bir boğazın var."

"Evet ya pis bir boğaza sahibimdir."
Telefonu cebimden çıkartıp saate baktım saat neredeyse altı buçuk olmuştu.

"Artık gidip yatalım kahvaltı saat dokuzda biraz daha uyumak istiyorum. "

"Tamam sessizce gidelim"
O önden yürüyordu bende arkasından gidiyordum.  Bizim odanın kapısının önüne geldiğimizde durup;

"İyi uykular arkadaşım "
"Sanada "deyip kapıyı açmak için kapıyı iktirdim ama kapı açılamıyordu bir kez daha iktirdim yine açamadım.

"Bir sorunmu var?"
"Kapıyı açamıyorum "
"Durup ben bir bakıyım."kapıya yaklaştı bende biraz uzaklaştım.  O da açmak için iki kere denedi ama beceremedim sonra bana dönüp sırıtarak bana döndü.
"Çıkarken anahtarı almadınmı? "

Saçlarımı karıştırarak bir of çektim.

"Ya ben direk çıktım anahtardan haberim dahi yok. Şimdi kapıyı çalsam kızlar beni sorulara beğarlar ya of napıcam ben"
Sonra arkamızdan kalınca bir ses bize sesleniyordu. İkimizde arkamıza dönüp karşımızda bize bakan iri yarı kat güvenliğini gördük.

"Çocuklar bu saatte ne işiniz var burada"

İşte şimdi hapı yutmuştuk...

KAR TUTULMASI •ARA VERİLDİ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin