17.Bölüm

115 68 42
                                    

Yavaşça yerden kalktım. Odamdan çıkıp koridorun sonunda ki lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktığımda gözlerimin altı mosmor olmuştu . Dolaptan kapatıcıyı alıp göz altlarıma sürdüm. Kimsenin farketmemesini umut ederek tekrar odama girdim. Saat sanki hiç geçmek bilmiyordu . Bu saatte kızları eve çağırmakta olmazdı. Ne yapacağımı düşünürken bir anda kapıdan annem girdi. Hemen kendime gelip anneme baktım.

"Ne oldu anne bir sorun mu var?"

"Sorun yok tatlım sadece biraz seninle konuşmaya geldim."

"Tabi konuşalım geç otur."deyip onu kenardaki kanepeye oturtturdum. Bende sandalyemi tam karşısına çekip oturdum . Kesinlikle pot kırmamalıydım. Derin bir nefes aldım . Annemde konuşmaya başladı.

"Babanla aldığımız karar eminim seni çok mutlu etmiştir. Ama biz seni sorguya çekerken sadece bir şey öğrenmek veya seni yargılamak için bunu yapmıyoruz. Belki senin bize anlatamadığın bir şey vardır veya bir sıkıntın derdin vardır . Sadece seni dışarıdaki kötülüklerden korumak için kızım anlıyorsun demi beni?"

"Tabi ki anlıyorum anne evet bazen çok üzerime geliyorsunuz ama ben bunun benim iyiliğim için olduğunu biliyorum. "

"Artık senin büyüdüğünü anladık. Kendi başının çaresine bakabileceğinin , kötülüklerden korunabileceğini anladık o yüzden bundan sonra bu sorgu işine bir son veriyoruz . Tabi yine arada bir iki soru hakkım olmalı."

Gülümsedim , içimde fırtınalar kopuyordu. Annem bunun farkında bile değildi . Çünkü bu konularda güzel oyunculuk yapıyordum. Biraz daha yaklaşıp anneme sıkıca sarıldım . Gözlerimdeki yaşların firar etmemesi için kendimi zor tutuyordum . Yavaşça annem geri çekildiğinde gözlerime baktı .

"Sormıycam sormıycam diyorum ama dayanamıyorum tatlım canın bir şeye mi sıkkın senin ?"

"Yo yok hiç bir şeyim yok gayet iyiyim. Ben artık derslerime devam etsem iyi olacak."deyip.

Sandalyemi masanın önüne çekip . Açtığım kitaptaki soruyu okumaya başladım annemde saçıma bir öpücük kondurup odadan çıktı. O çıkar çıkmaz soruyu kalemi her şeyi bırakıp kendimi yatağa attım. Aklımdan yine o gereksiz düşünceler geçiyordu.

" Ya bende o televizyondaki kadınlar gibi olursam" dedim kısık bir sesle kendi kendime konuşuyordum .

"Hayır , hayır çıkar bunu aklından sen onlar gibi olmayacaksın sen güçlüsün her şeyin üstesinden gelebilirsin. " dedim kendimi güçlü olduğuma  inandırmaya çalışıyordum,  biraz uyumak iyi gelir diye düşünüp, battaniye yi üzerime çektim . Tam uykuya dalacağım sırada aklıma balkon kapısı geldi kilitleyip kilitlemediğimi hatırlamıyordum. Hızlıca kalkıp kapıyı kontrol ettim kilitliydi. Başlamıştım işte paranoyalara, başlamıştım. Tekrar yatağıma geçip bu gece görebileceğim kabusları göze alarak uykuya daldım .

                                       《=》

Kan ter içinde kalmış bir şekilde yataktan fırladım. İşte tahmin ettiğim o kabus esir almıştı beni nefes nefes komidinim üzerindeki sudan bir yudum içtim. Yavaşça yatağa oturup telefonu elime aldım saat gecenin dördüydü. Ne yapmalıydım aileme söylemelimiydim yoksa polise söylemelimiydim. Bugün okula gitmeyi düşünmüyordum. Bir bahane bulup kızları eve getirttirmem gerekiyordu . Her şeyi anlayacaktır onlara . Ama şimdi hiç bir şey aklımdan çıkmıyordu delirecek gibi oluyordum. Gecenin bu saatinde telefonuma ilk kez bir bildirim geldi. Şaşırdım ve korktum yine aynı kişi olmasından korktum . Şüphelendipim kişi Poyrazdı ve bu ap açık belliydi. Bildirime dokunduğumda gıcık çevrimiçiydi.

-GICIK - : Dediklerimi düşündünmü sarı şeker ?

"Gecenin bu saatinde niye yazıyorsun?"

-GICIK-:Bu kadar çabuk cevap vereceğini düşünmüyordum sarı şeker .

Cevap vermeden çıktım . Tabi ki o pes etmiyordu.

-GICIK-: Peki sarı şeker kızma ama ne olur şunu anla seni seviyorum ve böyle bir şey ilk kez başıma geliyor.

Bu çocuk söyledikleriyle beni iyice çıkmaza itiyordu. Bir yandan Poyraz ve mesajları diğer yandan Uraz ve gerçek olup olmadığına karar veremediğim aşkı sonra ailem . Keşke en baştan böyle bir hayat istemeseydim. Cevap yazmak bir yandan istiyordum ama diğer yandan istemiyordum . Yine de yazmaya karar verdim.

"Bak bu söylediklerin çok büyük şeyler . Ve beni çok büyük bir çıkmaza atıyorsun . Diyelim ki senin duyguların gerçek ama ben sana karşı bir şey hissediyormuyum onu bile bilmiyorum . Uraz ,kalbini kırmak istemiyorum ama kafam çok karışık ne yapacağımı bilmiyorum lütfen beni anla."

Ve gönderdim keşke bu mesajı ona daha önce gönderseydim. Biraz içim rahatlamıştı. Bu çocuk sanki en bittiğim anda gönderilen melek gibiydi. Tam ihtiyacım olduğu  anda gelmişti. Mesajımı görmüştü cevap yazmasını bekledim.

-GICIK-: Ben seni anlıyorum. Biliyorum daha karar veremiyorsun ve bu benim içn sıkıntı değil . Yeterki benimle iletişimi bırakma ve lütfen benimle bir şeyleri paylaş . Yarın buluşabiliriz istersen ?

Mesajı okuduğumda bayağı şaşırdım. Bir mesajı bile bana iyi gelmişti. Sadece on saniyeliğine onunla konuşurken tüm dertlerimi unutmuştum. Galiba aradığım cevabı yavaş yavaş buluyordum sıkıntı sadece şuydu eğer onu seversem onu da tehlikeye atardım . Ve bundan korkuyordum. Bir ay öncesine kadar önüne ne engel çıkarsa çıksın bir gram korkmayan ben şimdi delicesine korkuyordum,endişeleniyordum.

"Olur buluşabiliriz. "

-GICIK-:Tamam dır ben sana haber veririm. O zaman iyi uykular sarı şeker .

"İyi uykular " yazıp telefonu kapattım. İçim huzurla dolmuştu sanki ama yine o düşünceler etkisi altına giriyordum . Bunu Uraza anlatmalımıydım. Bunu bile bilmiyordum. Geçen buluştuğumuzda söylediği şey gelmişti aklıma . Annesinden söz etmişti ama ben kendi dertlerime dalıp bunu bile unutmuştum. Oysa o kendi dertlerini bırakıp bana merhem olmaya çalışıyordu. Şimdi anlıyordum bende git gide ona bağlanıyordum. Ve bu ben istemeden oluyordu. Ben ne kadar uzak durarsam durayım o beni buluyordu. Belki de kendimi buna inandırmak istiyordum, sadece bir umut arıyordum . Ve o Umut Uraz olabilirmiydi buna karar vermeye çalışıyordum.

Burnumu gıdıklayan o şey her neyse beni uyandırmaya yetmişti. Gece oturu pozisyonda uyuya kalmıştım. Ve kabus görmemiştim. Baş ucumda Bulut elinde küçük bir tüyü burnuma dokunduruyordu.

"Bulut ne işin var senin burada saat kaç?"

"Saat sakiz buçuk ablacık seni okula uyandırmaya geldim. "

"Bulutcum lütfen anneme söylermisin bugün okula gidemeyeceğim kendimi biraz kötü hissediyorum ve başım ağrıyo. "

"Tabi ablacık hemen gidiyorum."deyip hızlı bir şekilde odadan çıktı. Bende kalkıp lavaboya gittim. Çıktığımda annem odama giriş yapıyordu . Bende arkasından odama girdim .

"Ne oldu Yağmur?"

"Kendimi hiç iyi hissetmiyorum ve biraz başım ağrıyor. "

"Tamam kızım sen bugün okula gitme . Ama kalkmışken gel kahvaltını yap sonra ilacını alır dinlenirsin. "

"Tamam anne siz gidin ben geliyorum. "Dedim ve annem ile Bulut odadan çıktı . Bende üzerime kalın bir hırka alıp aşağı indim . Mutfağa girdiğimde masa da sadece eBukut oturuyordu. Kendi yerime geçip oturduğumda anneme ;

"Babam erken çıkmış galiba"

"Evet bugün işi yoğunmuş. "

Annem tabağıma bir parça krep koyarken kapıda çalmıştı. Bulut fırlayıp kapıya koştu. Ama ses gelmiyordu. Anneme baktım o da bilmez bir şekilde bana baktı ayağa kalkıp yavaşça mutfaktan çıktım yüzümü kapıya çevirdiğimde o korkunç manzara tam karşımda duruyordu.
Poyraz kucağında Bulut ile birlikte o edepsiz sırıtışı yla bana bakıyordu. Korktuklarım başıma geliyordu işte . Ailemi de işin içine katacaktı . Öylece bakakalmıştım. Hiç bir şey yapamadan sadece kabulleniyordum.

~UMARIM BEĞENİRSİNİZ CANLARIM LÜTFEN YORUMLARINIZI PAYLAŞIN VE OYLAYIN DİĞER BÖLÜMÜ HEYECANLA BEKLİYECEĞİNİZİ UMUYORUM İYİ OKUMALAR 💚💚💜💜~

KAR TUTULMASI •ARA VERİLDİ•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin