24⛄

1.6K 239 104
                                    

Üzerlerindeki yorgunluk yüzünden her zamanki saatlerinden geç uyanmıştı ikili. Changbin yine küçük olanla yemek için güzel bir kahvaltı hazırlamıştı, kahkahalar eşliğinde de masayı toplamışlardı.

En sonunda ise Felix büyüğüne bir sürprizi olduğunu söyleyerek yatak odalarına çıkmıştı ve dakikalardır da oradaydı. Siyah saçlı oğlan her ne kadar orada oturması için küçüğünden ufak bir tehdit almış olsa da merakını bastıramıyordu.

Tam yerinden kalkacakken kapıda gördüğü küçük bedenle birlikte tekrar rahat bir pozisyon alıp diğerini izlemeye başladı. Diz boyundan biraz daha kısa olan bir kutuyu taşıyordu, ya da taşımaya çalışıyordu. Önünü zar zor görebildiği için odanın ortasında duran yastıklara takılmak üzereydi.

Evet, odanın ortasında yastıklar vardı çünkü Felix, koltuğun rahat olmadığını bahane ederek tüm yastıkları yere koyup üzerlerine yayılmıştı. Toplamadan da gitmişti elbette.

Sendeleyerek yürüyen gencin elinden ağır kutuyu alıp yere koydu ve sahte kızgınlığıyla sarışına döndü.

"Felix, neden bana söylemek yerine kendin taşıyorsun? Merdivenlerden inerken düşüp bir yerlerini kırabilirdin."

"Ama görmemen gerekiyordu ve sen onu taşıdığın zaman sesini duyabilirdin."

Changbin'in merakla kaşları çatılırken dikkatini yerde duran kutuya çevirdi. Ses çıkarabilecek tüm hediyeleri düşünse de bu kadar büyük olanın ne olduğunu bilmiyordu.

Yere oturup kutuyu sağını ve solunu inceledikten sonra yavaş hareketlerle kapağını açtı. Ve açmasıyla birlikte tüylü bir kafa heyecanla kafasını çıkardı.

"Hayvanları çok sevdiğinden ve birine sahip olmak istediğinden bahsetmiştin, ben de dileğini gerçekleştirmek istedim."

Sarışın oğlanın dediklerini dinlerken bir yandan da küçük köpeği kutudan çıkarıyordu Changbin. Yumuşak beyaz tüylerinin üzerinde yer yer kahverengi kısımlar bulunuyordu ve yeni sahibini yanımaya çalışırcasına kokluyordu.

Büyük olan kucağına aldığı küçük hayvanı düşürmemeye çalışarak Felix'e döndü. Duygu karmaşası yaşıyordu ancak söylemek istediği tek bir şey vardı, teşekkür dışında.

"Felix, hayvanı niye kutuya koyuyorsun? Havasız kalsa ne olacaktı?"

Duydukları yüzünden gözlerini devirirken büyüğünün az önce kalktığı koltuğa oturdu saroşın olan. Changbin'in gereksiz yere her şeye karşı böyle duyarlı olması bazen sinirlerini bozuyordu. Ne vardı yani beş dakikacık kutuya koymuşsa? Onu sahiplendiği barınakta daha kötülerini yapıyırlardı ama bunu büyüğüne söylemeyecekti, üzülmesini istemezdi.

"Gördüğün gibi gayet iyi Changbin. Ben onunla ilgilenirken sen yemek yapar mısın? Çok açım."

Anlam veremeyip kaşlarını çattı Changbin. Kollarını da göğsünün üstünde birleştirmeyi de unutmamıştı. "Daha kahvaltıyı yeni yaptık Lixie."

Karşısındaki oğlanın itirazını duyan Felix ise hemen savunmaya geçmiş, çirkef yanını göstermişti. "Ne olmuş yani, yediklerimi mi sayıyorsun sen? Açım diyorum işte, kalk yemek yap hadi!"

Changbin yenilgiyle kafasını sağa sola salladıktan sonra kucağında kendisini koklamaya devam eden küçük köpeği koltuğa koyup mutfağa yöneldi, tabii ki kendi kendine söylenmeyi ihmal etmemişti.

"Bu çocuk gerçekten beni ev hanımı yapma peşinde..."

Hemen ardından da arkasından alayla seslenen küçüğü duyunca keyifle sırıtmaya başladı.

"Evimin hanımı yapacağım seni Binnie~!"

~
Bu kız çikolatlarını çok özledi~ Siz de beni özlediniz miii 🤭

Sınavlarım bittikten sonra biraz kendime gelmem gerekiyordu, bu yüzden planladığımdan iki gün geç yazıyorum bölümü.

2 hafta yoktum 2 ay gibi geldi 🥺

Seviyorum sizi~~

Snowman, Changlix ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin