20⛄

1.7K 255 154
                                    

"Seni evden mi kovuyormuş?!"

Durup birkaç saniye büyük olanın suratına baktı. Nedense Changbin'i değil de kendisini evden kovmuşlar gibi hissetmişti sarışın genç. Ancak daha sonra, bu durumu kendi tarafına çekebileceğini düşündü.

Hyunjin ve sevgilisi yüzünden evden atılmıştı, bu yüzden onlara ceza olarak arkadaşının evine çökebilme hakkını kendinde bulmuştu. Kafasında az çok ne yapacağına dair bir plan kurabildiğinde sakinleşti. Hyunjin'in yaptığı şeyden sonra buna itiraz etmesi olanaksızdı.

"Şey, Changbin?"

Baktığı halı desenlerinden kafasını kaldırıp hemen yanında oturan pijamalı çocuğa baktı. Yüzündeki tatlı ifadeye baktıkça daha da rahatladığını hissetti.

"Eğer istersen... yani rahatsız olmayacaksan benimle yaşayabilirsin."

Siyah saçlı oğlan bunu beklemiyordu. Şaşkın ifadesi yüzünde yer edinirken, Felix ise düşüncelerini okumaya çalışıyor gibi inceliyordu büyük olanı.

"Bir dakika, ciddi misin? Asıl sen benden rahatsız olursun."

Bununla birlikte Felix panikleyerek ellerini inkar edercesine diğerine doğru salladı. Aksine, Changbin ile birlikte yaşayacak olması ona her açıdan kazanç sağlıyordu. Tabii aynı şekilde Changbin de kazançlı çıkacaktı, kira ödemek gibi büyük bir masraftan kurtulmuş olacaktı. En önemlisi ise Felix'in kendisiydi, Felix'in olmasıydı.

"Hayır hayır! Aslında ben mutlu bile olurum, yalnız yaşamak istemiyorum ve tek yakınım da sensin. Ayrıca para kazanmak için çalışmak zorunda da kalmazsın."

Kaşlarını çattı Changbin, "İyi de, evin giderlerini ve diğer şeyleri neyle ödeyeceğim eğer para kazanmazsam?"

İşte bu an, Felix'in bazı şeyleri atladığını anladığı andı. Düşününce mantıklı gelmeyen şeyler vardı ve bunu daha önce fark etmemişti. Açıklamak ister gibi küçük olan bedene baktı.

Felix pes edercesine nefesini verip parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Yani, bunu daha önce söyleme gereği duymamıştım çünkü beni yanlış anlamanı istemedim. Annem ve babam öldükten yaklaşık bir hafta sonra öğrendim zaten ben de."

"Neyi öğrendin?"

"Avustralya'da babamın yıllar önce kurduğu küçük bir şirket vardı, orada yaşadığımız zamanlar o yerle ilgileniyordu fakat babam bize orayı kapattığını söylemişti, nedenini bilmiyorum. Daha sonra Kore'ye geldiğimizde başka bir işte çalışmaya başlamıştı, bu yüzden annem ve ben bir şeyden şüphelenmemiştik."

Dudaklarını büzüp odanın içinde gözlerini gezdirdi. Onları hatırladığı için üzülüyordu ama anlatması gerektiği için devam etti.

"Meğerse babam hiçbir zaman o şirketi kapatmamış, annemin haberi var mıydı onu da bilmiyorum. Her neyse, onlar öldükten sonra babamın avukatı beni aradı, şirketin elde ettiği tüm gelir benimmiş. Babam vasiyet gibi bir şey bırakmış yani ne olur ne olmaz diye. Henüz reşit olmadığım için şu an için bana yetecek kadarını alabiliyorum sadece."

Yani, bu iyiydi. En azından tüm bu üzüntüsünün arasına bir de geçim sıkıntısı eklenmiyordu. Ancak yine de bu, Changbin'in canını sıktı. Felix'in ailesinden kalan parayı tabii ki kendisi için kullanmayacaktı, üstelik kendisine evini açması bile başlı başına büyük bir şeydi. İçten içe varlığının bir işe yaramasını istedi.

"Ama senin sırtından geçinmek istemem. Bak şöyle yapalım; ben yemek, temizlik gibi işleri hallederim ve sen de bunu ödeme olarak kabul edersin. En azından bunu yapmama izin ver."

Felix duydukları yüzünden aklına gelen düşünceyle sırıttı.

"Bu durumda sen, bir çeşit ev hanımı mı olacaksın Binnie?"

~
Uzun bölüm yazdım waoow kdmsdmsdlmskx

Hmm ev hanımlığı yapan Binnie'yi tek ben sevmiyorum değil mi?

Şimdiden 20.bölüme geldik... zaman çok hızlı geçti millet

Neyyse, öptüm :3

Snowman, Changlix ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin