Snowman, Changlix ✔︎

8⛄

Sabah çok erken, güneş doğarken, kalkmış olsa da uykusunu yeterince almıştı Changbin. İlk önce yattığı yeri düzeltmiş, battaniyeyi katlamış ve yastıkları yerleştirmişti. Akşam film izlerken farkında olmadan yere yiyecek kırıntıları döktüklerini fark etti. Elektrik süpürgesini ses yapacağından dolayı kullanamadığı için kendi elleriyle toplamıştı tek tek.

Oturma odasını hallettikten sonra mutfağa girdi. Felix bu tür ev işlerine muhtemelen alışkın değildi, kirli tabaklar tezgahın üzerinde duruyordu ve ocak yağlanmıştı. Bulaşıkları yıkadı, ocağı temizledi, tezgahın ve yemek masasının üstünü sildi.

O kadar uzun süredir tek başına yaşıyordu ki uzman olmuştu temizlik konusunda. Kirli bir yer gördüğünde el atar, dağınıklığı hemen toplardı, titiz olması da buna etkendi tabii.

Saat dokuza geliyordu, sarı saçlı muhtemelen yakında uyanırdı. Evin diğer odalarına da sırayla göz gezdirdi, gerekli gördüğü yerlerin tozlarını aldı. Anladığı kadarıyla Felix tek yaşamaya başladığından beri sadece kendi odasını, mutfağı ve oturma odasını kullanıyordu.

En sonunda tekrar mutfağa indi ve buzdolabını açıp ne var ne yok diye bakınmaya başladı, kahvaltı hazırlaması gerekiyordu. Ancak dolapta sağlıklı sayılabilecek hiçbir şey bulamadı. Sadece hazır yemekler ve abur cuburlar vardı. Felix'in kendini böyle bırakmış olmasına biraz kızdı. Ailesini kaybetmişti evet, ama kendine bu şekilde davranmasının pek bir katkısı yoktu sonuçta.

Uyuyan genci gidip kontrol ettikten sonra anahtarı alıp sessizce evden çıktı. Doğru dürüst bir şeyler almazsa aç kalacaklarını biliyordu. Zaman kaybetmemek için büyük adımlarla evin yakınlarındaki mini markete girdi ve elindeki sepetle rafların arasında dolaşmaya başladı. Birkaç çeşit sebze, kahvaltı için genel şeyler ve biraz tavuk aldı. İyi bir aşçı olduğunu söyleyebilirdi, farklı tarifler denemeyi ve tatmayı seviyordu.

Kasaya gidip aldıklarının parasını ödedi ve girdiği gibi çıktı marketten. Eve bir an önce varmak istiyordu, hava bayağı soğuktu.

Ev görüş alanına girdiğinde biraz rahatladı. Koşar adımlarla kapıya yaklaştığında aklına dün gördüğü kardan adam geldi. Akşam sormayı unutmuştu ama onun hikayesini de merak etmiyor değildi. Kendine bunu hatırlatması gerektiğini söyledikten sonra boşetleri bir eline aldı, boşta kalan eliyle de anahtarı yerine sokmaya çalışıyordu.

Olabildiğince gürültü yapmadan arkasından kapıyı kapattı. Koridorun sonundaki mutfağa ilerleyip elindekileri masanın üzerine bıraktı ve kalın montunu çıkardı. Rahat bir nefes aldıktan sonra merdivenlerden çıkıp küçüğün odasına girdi. Halen uyuduğunu görünce normal karşıladı, önceki gün fazla yormuştu zihnini.

Her ne kadar istemese de uyandırmak için dürtmeye başladı küçük bedeni. Öğlen olmak üzereydi ve geç saate kadar uyumanın sağlıklı olduğunu sanmıyordu.

"Felix, uyan hadi öğlen oldu. Kahvaltı hazırladım ayrıca."

Sarışın uyanmak istemediğine dair mızmızlanırken Changbin inatla onu dürtmeye devam ediyordu. O yataktan kalkana kadar pes etmeden dürtmeye ve söylenmeye devam etti.

En sonunda Felix abartılı bir şekilde oflayarak yorganını üzerinden attıktan sonea karşısında durup sırıtan bedene öldürücü bakışlarını atmaya başladı, aslında ne kadar tatlı olduğunu bilmeden.

Saçları dağılıp kabarmış, yanakları kızarmış, gözleri ve dudakları şişmişti. Biraz daha öyle bakmaya devam ederse dayanamayacağını bilen Changbin, kafasıyla merdivenleri işaret edip odadan çıktı. Felix ise o sırada uykusundan kaldırması yüzünden sinirle büyüğüne saydırıyordu.

~
Bir uzun bölümle bir de haberle geldim canlarım :3

Çevirmeye uygun birkaç fic buldum, iki Minsung bir Chanlix ve bir de Hyunlix. Chanmin de aradım ama bulamadım maalesef :(

Minsunglar'ın yazarları yok ortalarda, ikisine de ulaşamadım. Hyunlix ve Chanlix arasında gidip geldim ama Chanlix'in konusu daha çok hoşuma gitti benim açıkçası, bu yüzden ilk onun yazarına soracağım.

Çevirmeye başladığım zaman haftada iki kez yb gelir diye planlıyorum, duruma göre değişebilir de. Yani demem o ki Chanlix okursunuz mu? İlk bölümüne baktım, ucundan gizem de var :D

Seviyorum sizii 💕