Bulutlar pürüzsüz şekilde bembeyazdı. Birkaç haftadır güneşli olan hava yavaş yavaş soğumaya başlamıştı, artık sonbaharın yerini kışa bırakmasına az kalmıştı.
Soğuk esintiden dolayı irkilen Cassandra üzerindeki battaniyeye iyice sarıldı. Karnı da acıkmıştı. Evden gelen limonlu kek kokusu ve yandığını bildiği şömine şimdi oldukça çekici gelse de Jimin ile Jungkook içeri girene kadar onun da yerinden ayrılmaya niyeti yoktu. Ama o ikisi Cassandra'nın aksine üşümüyorlardı tabii.
"Olmadı." Jimin oturduğu sandalyeden kalkıp nefes nefese kalmış Jungkook'un yanına gitti. "Panik olma."
"Panik olmuyorum." dedi huysuzca Jungkook, "Senin için kolay, dokuz asırdır bu güce sahipsin."
"Bahane üretme."
Jungkook ofladı, sabahın köründe Jimin onu element kontrolüne çalıştıracağını söyleyip dışarı çıkarmıştı ve saatlerdir buradaydılar. O da element kontrolünü öğrenmek istediği için başta bu fikir oldukça cazip gelmişti ve hiç itiraz etmeden peşine takılmıştı ama şimdi pes etmek üzereydi.
"Biraz daha tüyo ver bari.."
"Bu konuşarak olacak bir şey değil kendin çözmelisin. Ama..."
"Ama ne?"
Jimin tek elini Jungkook'un omzuna koyup diğerini de beline yerleştirdi.
"Ne yapı..."
Jimin güldü. "Sakin ol, duruşunu düzeltiyorum. Ateş elementini kontrol ederken özellikle nefes çok önemlidir." -Rose'den dolayı Jimin ateş konusunda en az su kadar bilgiliydi.-
"O kadar da karmaşık değil, basit düşün. Yaktığın bir ateşi alevlendirmek için üflersin değil mi, ya da yelpaze gibi bir şey kullanırsın. Kafanda bunu canlandırmalısın, nefesin düzensiz olursa saldırıların da düzensiz olur. Anladın mı?"Jungkook hafifçe kafasını salladı.
"Tekrar dene."
Jimin'in geri çekilmesiyle gözlerini epey uzaklarındaki ağaca asılı hedef tahtasına dikti ve derin bir nefes verdi. Yapması gereken şey sadece o tahtanın tam orasını vurmaktı ve bunu yaparken etrafa zarar vermemesi gerekiyordu. Eğer yeterince öfkelenirse o tahtayla beraber ormanı küle çevirebilirdi ama o yaptığı sekiz sene önce olduğu gibi kontrolsüzce gücünü rastgele etrafa salmasıydı.
Karşılarında Kuroki üyeleri , Kai ve Sooyoung gibi kişiler olacaktı yakında. Jimin iyi biliyordu ki Jungkook bu haliyle tamamen ezilirdi. Onu bir Kuroki vampirinden veya Kai ile Sooyoung'dan üstün kılabilecek şey elementiydi çünkü. Kurt yanı zaten bu kadar yaşlı vampirler için onu güçlendirmeye yetmezdi, büyü ile üstünlük sağlayabilirdi belki ama sonuçta hâlâ annesi kadar deneyimli bir cadı değildi, çok zor olurdu.Yapsa bile olaya Maxence ve Winter dahil olduğunda büyü gücünün pek bir anlamı kalmayacaktı çünkü onlar da element vampiriydi. Oldukça yaşlı ve güçlü olduklarından ikisi birlikte saldırırlarsa Jimin onlara tek başına yetemeyebilirdi. Jungkook'un güçlenmesi gerekiyordu.
Jimin'in söylediklerini anlamıştı, dediği gibi yakacağı alevi düşündü ve derin bir nefes aldı. Sanki bir ok fırlatıyormuş gibi, parmak uçlarında toplanan alevleri ani ama kontrollü bir hareketle hedef tahtasına yöneltti.
"Yaptın!" diye heyecanla fırladı saklandığı çalıların içinden Cassandra.
Jungkook. "Evet!" diye heyecanla ellerini çırptı.
Ama ikisi de çok ani tepki vermişlerdi. Cassandra yerini ifşa ettiğini fark edince utanarak ellerini arkasında kavuşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fireonwater²:eternity
FanfictionMoskova, sekiz sene önce bir ucundan diğer ucuna kadar alevlere boğulmuştu. Taşların bile eridiği o günden kalan çatlaklar, tekrar suyla dolana kadar da hep kuru kalacak ; orada hiç hayat olmayacaktı. Ateşin onu dindirecek suya, suyun onu dizginleye...