y/n: Sözümü tutuyor ve yb'yi çabuk atıyorum, yorum ve oyu da size bırakıyorum 🌝🌝🌝
İyi okumalar
+++
Yeni Jeon malikanesi, eskisinden daha küçüktü ama yine de oldukça dikkat çekici bir yapıydı. Önceden beyaz renk olan evin bu sefer siyah ağırlıklı olduğunu fark etti Jimin. Jungkook'un önceki evine benzememesi için bir hayli uğraştığını görebiliyordu, o evle ilgili güzel anıları yoktu buna hak verebilirdi.
Malikaneyi dıştan süzmeyi bırakıp kapıya ilerledi. Biraz yaklaştığında görünmez bir duvara çarpmış gibi, büyü onu engellemişti. Burası vampir bölgesiydi, ve büyünün tek bir açıklaması vardı. Jungkook yapmıştı, Jimin'i bile geçirmediğine göre de annesinin koruma büyüleriyle aynı seviyedeydi. Jungkook epey ilerlemiş olmalıydı.
Nihayet ona doğru iki vampirin geldiğini gördü, biri sarışın erkek ve bir tane siyah saçlı kızdı. İkisi de de epey genç görünüyorlardı , tabii üç basamaklı sayılar bile olabilirdi asıl yaşları.
"Burası, Jeon malikanesi ve girişler sınırlı. Sanırım yanlış geldiniz." dedi sarışın oğlan.
"Doğru geldim, Jeon Jungkook ile görüşeceğim."
İkisi de komik bir şey duymuş gibi tepki vereceklerdi ki bulutların ayın önünden çekilmesiyle, Jimin'in buz mavisi saçları aydınlandı. Oğlanla kızın muzip yüz ifadeleri aniden değişti.
"Lord Park.." Diye mırıldandı siyah saçlı kız ve put gibi duran ikiliden önce davranarak. "Ü-üzgünüm karanlık olduğu için sizi tanıyamadım."
Burada muhtemelen koruma büyüsünü kaldırma yetkisi olan da siyah saçlı kızdı. Jimin , Jungkook'un annesinin opal kolyesine benzeyen kolyeyi hemen tanımıştı. Kıza sadece içeri alımlar için büyü gücü sağlıyor olmalıydı, tahmin ettiği üzere büyüyü kaldırmaya hazırlanıyordu ki sarışın oğlan onu durdurdu.
"Önce, Lord Jeon'a haber vermemiz gerekmiyor mu?"
"Haberi var zaten Leo." Diyip uyarır gibi kaşlarını çattı. Jimin'i beklettileri için yeterince gerilmişti zaten.
"Bana öyle bir şey söylemedi."
"Bana söyledi ve ben senden daha yetkiliyim zaten."
Jimin gülümsedi , ve orada olduğunu hatırlatmak için yalandan öksürdü. "Beni daha ne kadar bekletmeyi düşünüyorsunuz?"
"Çok özür dilerim!" Dedi kız ve sarışın oğlana ters bir bakış atıp büyüyü kaldırdı ve geçmesi için yol verdi. "Size ben eşlik edece.."
Aniden Jimin'in sarışın oğlanı boğazını kavrayıp havaya kaldırmasıyla lafı yarıda kesildi. Sarışın vampir konuşamıyordu bile, Jimin gülümsedi. "Bu kadar genç birine göre fazla kibirlisin."
Boğazındaki ellerini sıkılaştırdı, "Ne cüretle peki?"
"Bırak onu Jimin."
Jungkook'un sesiyle kafasını ona çevirdi. "Nihayet teşrif ettin demek." Genç vampiri , Jungkook'un önüne önemsiz bir şeymiş gibi bırakıp gömleğini düzeltti.
Jungkook göz ucuyla ayağının dibinden doğrulan sarışına baktı, "Jungkook..."
"Leo'yu odasına götür Maria." Diyerek sözünü kesti ve tekrar Jimin'e çevirdi bakışlarını. "Beni izle."
Jimin onunla birlikte siyah ağırlıklı binaya girdi.
"Emrindeki vampirleri pek iyi eğitememişsin." diyerek sessizliği bozdu Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fireonwater²:eternity
FanfictionMoskova, sekiz sene önce bir ucundan diğer ucuna kadar alevlere boğulmuştu. Taşların bile eridiği o günden kalan çatlaklar, tekrar suyla dolana kadar da hep kuru kalacak ; orada hiç hayat olmayacaktı. Ateşin onu dindirecek suya, suyun onu dizginleye...