12

4K 156 107
                                    

## ★ 𝐉𝐄𝐅𝐅 : It's an honor to put you to sleep after all I'm a killer
私はあなたの目の恐怖が大好きです (人´∀')

## ★ 𝐉𝐄𝐅𝐅 : It's an honor to put you to sleep after all I'm a killer私はあなたの目の恐怖が大好きです (人´∀')

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[!?!] 𖦹 yandere teması





Damlayan su sesi kulaklarından asla gitmemişti. En azından muslukları kontrol edene kadar bunu öyle zannediyordun. Şuan belki de kararından çok pişmansın. En azından ceset odasında ki bir sonraki beden olamayabilirdin. Ölmek için bir sıradaki kişi sen olmayabilirdin. Her ne kadar o adamın işinde hızlı olduğuna emin olsan bile odadan dinmeyen yalvarış sesleri uzun bir işkence olacağının habercisiydi.

Az önce düşündüklerin için ağrı içinde olan vücudun fazla bir tepki veremese bile yüzünü buruşturdun. Pişman olmak mı? Sevgili aileni kurtarmayı hiç denemeden kaçma fikri mideni bulandırdı. Daha kötü olan gerçek ise kaçan kardeşinin yanın da kanlar içinde durmasıydı. Zaman burada işlemiyordu ve ne kadar uzun süre geçirdiğinin bir önemi yoktu.

*hatırlama

"Ah demek saati soruyorsun. Bunun için her bir saatte bir kemiğini kırabilirim. Böylece zavallı kardeşinle ne kadar süre hayatta kaldığınızı hesaplayabilirsin ha?"

Yaklaşan kişiyi durdurabilecek hiçbir güce sahip değildin? Göz yaşların yanaklarını terk ederken saçlarına dolanan sert el seni çekmeye başlamıştı.
*

Kırık bir sürü kemiğe sahip olduğuna emindin. O kadar acı duyuyordun ki sadece ölmek istiyordun, artan acıların sürekli yarı baygın ve neredeyse bilinçsizce yatmana sebep oluyordu. Gelen adım sesleri her tarafına korku saçıyordu. Kardeşini kontrol ettiğinde baygın yattığını görebiliyordun. Ya onu alırsa. Gözlerin doluyordu. Her şey için yalvarabilirdin. Anahtarın sesi daha fazla gerilmene neden oldu bu da artan acıyı unutmana. Kapı açıldığında odaya dolan ışık yeterince aydınlık olmasa bile gözlerini acıtmıştı. Odaya bir beden taşıdığını yeni fark etmiştin. Boğuk sesler çıkarıyordu. Çoçuğu öylece bırakırken başını kaldırmak için halin bile yoktu. Gözlerin etrafı göz yaşlarından dolayı bulanık görüyordu zaten. Zincir seslerin onun dikkatini çekmişti.

"Bilincinin açık olduğunu bilmiyordum. Öldüğünü falan düşünmüştüm."

Kapıdan çıkıp ilerlerken dedi. Kapatma sesi gelmemişti ama kaçmak günler öncesinde senden çok uzaklaşmıştı. Ne sen gidebilirsin ne kardeşin. Burada öylece ölecektiniz. Yanına yaklaşan bedenin soğukluğu bile çok sıcak gelmişti. Seni kaldırıp yaslanmanı sağladığında elindeki içeceği ağzına yaklaştırdı. Sorgulamadan içtin, kuruluk hissinin geçmesi için her şeyi yapabilirdin.

"Biliyor musun eve girdiğinde aptal bir korkaksın zannetmiştim."

Bardağı yere koyarken karşına oturdu. Yan taraftaki kanlı bedene bakınca sırıttı.

"Bu benim eserim. Ah bir sanatçı en fazla benim kadar harika olabilir ve bu kişi kesinlikle benim."

Durdu ve alaycı yüzünün yerini alan duygusuz ifadeyle sana baktı.

"Devam etmek gerekirse gözümde hâlâ bir aptalsın ama bana saldırmanı beklemiyordum. Güçlü vurduğunda kabul etmeliyim."

Yorgun hissediyordun. Dediklerini hiçbir şekilde düşünecek kadar iyi değildin. Ayaklandı ve bardağı aldı. Getirdiği adamın yanına gidip kontrol etti.

"Bu aptal çoktan öldü ve biliyor musun elimde herhangi bir kurban kalmadı. Sizi saymazsak."

Kardeşine bakarken söyledi. Aniden gelen canlanma hissi ve savunmak için verebileceğin her şey bedenini ele geçirmişti. Gözlerinde ki canlılığı ve korkuyu görünce güldü. Ona ilerledi, her hareketinde tepkini izlemek ona zevk veriyordun. Kendini öne atıp sanki zincirleri kırabilecek güce sahipmiş gibi çırpınmandan zevk alıyordu.

"HAYIR LÜTFEN, BENİ AL YALVARIRIM."

Bağırabildiğin kadar denedin. Defalarca kez ona yalvardın. Yorulana kadar, yorulsan bile durmak istemedin. Kardeşinin zincirleri çözülmüştü. Son kez seni kontrol etti ve onu kucağına aldı. Küçük bedeni onun sadistçe olan işkencelerine dayanabilecek kadar güçlü değildi. Kapıya ilerlerken Jeff'in bacağına tutundun. Sadece aynı sözleri söyledin. Aynı sözler daha fazlası değil. Ayağıyla seni sertçe bir şekilde iterken hamurdandı. Kapıdan çıkıp onu kitleme sesini karanlıkta dinledin. Boğulduğunu hissediyordun. Sertçe yediğin tekme ağrılarının hepsini arttırıyordu. Gözlerin kapandı. Yorgunluk ve acı bedenine geri döndüğünde nefesin kesilecekmiş gibi hissettin.






Etrafta olan sesleri duyabiliyordun ama bilincin tamamen açık değildi.

"Onu bir yol kenarına attım. Belki birileri alır ya da kan kaybından ölür. Zaten ölecek gibiydi.

Kaldırılan bedenin bir yere taşınıyordu. Karanlıktan kurtulup rahat bir yatağa konulduğunda bir şey yapamadın. Üstüne örtü örtmüştü ve ayakların zincirlerken tekrar konuştu.

"Ve sana gelince aptal aynı hataları terkrarlama bir dahaki sefere canına mâl olur."

Işıklar tekrar söndüğünde bilincin tamemen kapanıyordu. Ve sen kardeşinin öylece ölmek üzere bir yere atıldığına üzülemiyordun bile.








★B3N G3LD1Mキベ

Merhaba yeni bölüm ile karşınızdayım ve bu bölümü diğerlerinde olduğu gibi kontrol etmeden atıyorum. Uzun zorlu güneri geride bıraktıktan sonra belki daha iyi hissederim umuduyla yazdım. Hayatımda verdiğim bazı yalnış kararlar malesef beni değil bütün çevremi etkiledi ve ben bu durumdan henüz kurtulamadım. Hayatım eski durgunluğunu kazandığı zaman rahat kafamla buralarda olacağım. Hepinize iyi ve keyifli olkumalar. İstek bölümler yakın zamanda gelecektir :)
Hepinizi öpüyorum muah♡

❝𝐂𝐑𝐄𝐄𝐏𝐘𝑃𝐴𝑆𝑇𝐴 𝘤.𝘳𝘢𝘻𝘺/𝘭𝘰𝘷𝘦 𝘳𝘦𝘢𝘥𝘦𝘳❞   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin